***
Tavşan
(+16)Banyodan çıkıp aynanın karşısına geçtiğinde artık vücudundaki yaralar esmer adamı üzmüyordu. Aksine, göğsünün ortasında yer etmiş ve Hermione'nin asasının ucunda derisinden ancak derisini sökerek çıkan madalyonun izi hariç, taşıdığı diğer tüm yaralardan memnundu.
En son aldığı yara, seherbazlık mesleğinden erken emekli olmasına neden olsa da gururla taşıdığı yaralar arasında birinci sıradaydı. Alnındaki şimşeğin uzantısı gibi kaşından, - gözüne denk gelmemişti, şans eseri- yanağına devam eden yara, Harry'nin otoriterisine ve heybetine heybet katıyordu.
Beş yıllık öğretmenlik hayatında, en çok işine yarayan bu yara olmuştu. Kısacası Harry şikayetçi değildi. Kaçan son Ölüm Yiyen'i yakaladığında aldığı için, alnındaki şimşekten sonra en ünlü yarasıydı.
Draco Malfoy, aritmansi öğretmenliği için iki sene önce Hogwarts'a ayak bastığında, yaralarına olan sevgisi kısa bir süreliğine özgüvensizliğe dönüşse de, kısa süre içinde düzelmişti bu durum.
En sevilen iki öğretmen, farklılıklarını aradan kaldırıp arkadaş olabilmişlerdi. Draco'nun muggle'ların yaşantısına ve özellikle modasına merak salmış olması bu arkadaşlığın kapısını aralamıştı. Çünkü aritmansi ve matematik, kimya ve simya, biyoloji ve transfigürasyon yapısal olarak temelde aynıydı. Akademik açıdan hırslı olan inci tenli adam ise, öğrencilerinin kendisine değil dersine de ilgilerini kaybetmemek için bu temel benzerlikleri eğlenceli bir yolla kullanıyordu.
Reform nitelikli, demişti McGonagall. Draco geldiğinden beri aritmansi derslerinde alınan notların yıl sonu başarı yüzdesi oldukça artmıştı. Harry de onun bu başarısını takdir ederken, tüyolar almak için sık sık kapısını çalmaya başlamıştı.
Yine öyle bir akşamda, dikkat bozukluğu olduğundan şüphe ettiği bir öğrencisiyle alakalı konuşmak için habersizce gidip çalmıştı Draco'nun kapısını. İçeriden ses gelmeyince dönüp gidecekti. Ama konunun ertelenmesine gönlü razı olmayıca girmişti içeri.
O günden bu güne uykularını kaçıran, rüyalarından çıkmayan, gündüzleri ise ona işkence eden anı, tedavisi olmayan bir hastalık gibi kovalıyordu Harry'yi.
Kendine büyük gelen, yumuşak görünümlü kapüşonlu bir polar vardı üzerinde. Altında ise, belki hiçbir şey, belki de sadece baksır. Harry bilmiyordu çünkü polar o kadar uzundu ki, bir baksırın olabileceğinden iki parmak daha uzun kalıyordu. Başına geçirdiği kapüşonda ise, esmer adamı başından vurulmuşa çeviren iki tane kulak vardı. Tavşan kulakları.
Kulağındaki kulaklar elindeki walkman'e bağlı, gözlerini kapatmış, dans ediyordu Draco Malfoy.
Harry inandı ki, ne o günden önce ne de sonrasında gözleri daha güzel ne bir şey görmüştü, ne de görebilecekti.
Draco gözlerini açıp kapısında dikilen adamı görene kadar devam etti o serap. Sonra da bitti ve Harry artık çölde kalmış bin perişan bedevinin tekiydi. Her ne kadar ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi, öğretmenler kürsüsünde yanına otursa da,d dikkat bozukluğu olan öğrenciden ve her zamanki işlerden konuşsalar da o anın anısıyla Draco bir anda geçilemez bir duvar örüvermişti aralarına.
![](https://img.wattpad.com/cover/294605852-288-k362003.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Drarry One Shots
FanfictionAngst'a yer yok Sonuna kadar fluff! Yer yer smut yer yer şapşallık. Başlangıç: 15. 12.21 Bitiş: akıllarda bir soru işareti Ne yaptığımı bilmiyorum bana bi'şey sormayın.