***
Sekiz Şeker
Scorpius, Draco'ya ilk mektubunda, trende Albus Potter'la tanıştığını ve çok iyi anlaştığını yazdığında, Harry Potter'ın oğlunun da Slytherin binasına girmiş olması minik bir ayrıntıydı sadece. İşini gücünü bırakıp, hemen oğluna ayrıntıları anlatmasını istediği mektubu yazıp gönderdi.
Cevap geldiğinde, Scorpius, gergin ve çekingen görünen Albus'a şeker ikram ettiğini açıklamış, babasına neden ki diye de sormayı ihmal etmemişti fakat, Draco cevap yazmak yerine, sonraki iki saati evdeki tüm şekerleri çıkarıp yaydığı masasının başında karar vermeye çalışarak geçirdi.
Ertesi gün, kendi masasına geçmeden önce cebinden bir paket Kurabağa'yı çıkarıp, sakin ve normal görünmeye çalışarak Harry'nin masasına bıraktı, "Günaydın Potter. Bunu fazladan verdiler, sevdiğini duydum, vereyim dedim." dedi ve hızla şaşkınca kendine bakan zümrütlerden uzaklaşıp masasına geçti. On beş masa birden varken, koskoca ofiste daha fazlasını yapamazdı, biliyordu. Teşekkürünü, öğle molasında küçük bir fısıltıyla duyduğunda sırıtmadan edemedi.
Bir sonraki mektubunda, Draco, oğlundan Harry Potter ile alakalı edinebildiği kadar bilgi edinmesini ve kısa sürede kendisine iletmesini istedi. Scorpius, babasına, bu kadar Potter hayranı olduğunu hiç bilmediğini yazıp, alay etse de sıkça mektup göndermeye devam etti. Draco ise her sabah farklı bir şekerlemeyle Harry'nin masasına uğradı. Bir sabah ise, ofise girdiğinde Harry çoktan avcunu açmış, gülimseyerek onu bekliyordu ve Draco gülmesine engel olamadan elindeki sert şekeri adamın açık bekleyen eline bıraktı.
"Her seferinde fazladan şeker verdiklerine göre, dükkanın müdavimi olmalısın. Bu kadar şeker sevdiğini bilmiyordum Malfoy." dedi Harry.
"Boşver de sen yemene bak Potter." dediğinde Draco, Harry ile alakalı pek çok şey öğrenmişti bile.
Boşanmasına rağmen Weaslette ile hala görüştüklerini, her pazar Kovuk'a yemeğe gittiğini mesela. Onun dışında bir süre birileriyle tanışıp görüşmeyi denediğini ama ne yazık ki,(!) hiçbir herifin ya da sürtüğün Harry Potter için yeterince orjinal olmadığını öğrenmişti. Hepsi, onunla adı, ünü, serveti için görüşmek istemişler, gerçek yüzlerini de çabuk göstermişlerdi. Albus'un Scorpius'a söylediğine göre, flirt etmekten usanan babası, kendini işine vermeye karar vermişti.
Draco'nun asla tahmin edemeyeceği kadar tatlıya düşkündü üstelik. Kahvesine sekiz şeker atıyor olması Albus'a göre faciayken, bu bilgiyle kahkaha atan adama göre sevimliydi. O mektuptan sonra Draco, yoldan kahve ve çay alıp geçti ofise. Kahveyi, her zamanki gibi şekerleme bekleyen Harry'nin masasına bıraktığındaki küçük hayal kırıklığı, sekiz tane şekerin de masasında yerini almasıyla kocaman bir gülümsemeye dönüştüğünde... Draco'nun kalbi ta ayaklarına, oradanda boğazına oturuverdi.
Fakat Harry, Draco elinde Kurbağa Çikolata ile gelmeden önce, Albus'tan aldığı mektupla, Draco'nun oğluyla arkadaş olma hikayesini çoktan biliyordu. Her sabah gelen şekerlemeleri sabırsızca beklerken, bu iş ve eski okul arkadaşıyla muhabbetini nasıl biraz daha ilerletebileceğini düşünüyordu. Önüne konan kahveden sonra, eksiksizce gelen sekiz küp şeker yüzünden heyecanlanmadan edemedi.
Her sabah, işe erken gelmesinin bir sebebi vardı Harry'nin. Flirt etmeye ara vermiş olabilirdi. Kendini işine de veriyordu gerçekten ama Draco Malfoy'un asaletine,-yani fiziğine-, kapıdan girip masasına kadar yürürken sağladığı tazeleyici manzaraya insan bağımlı oluyordu. Jeffrey ve Charles da, Harry ile aynı görüşteydi. Sadece platin adam, kendisini her sabah aç bakışlarla izleyen üç çift gözden bihaberdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/294605852-288-k362003.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Drarry One Shots
FanfictionAngst'a yer yok Sonuna kadar fluff! Yer yer smut yer yer şapşallık. Başlangıç: 15. 12.21 Bitiş: akıllarda bir soru işareti Ne yaptığımı bilmiyorum bana bi'şey sormayın.