28-ci bölüm={Yeni bela}

48 7 0
                                    

27 ci bölüm sonu:

"Hemen polisi , acili neyi arıyorsanız arayın çabuk! LÜTFEN UYAN GÜZELİM UYAN. ÖLME DENİZ. BAK DENİZ BURDAYIM ÖLME. AİSHHHH. SUGA YA BİR BAKIN HEMEN!"

Artık dayanamıyordum. Gülmemek için  kendimi zor tutmuştum. Allahım hemde vicdan azabı çekiyordum.

Suganın kahkaha patlamasıyla dayanamamış bende gülmüştüm.

Diğerleri bize mal mal bakarken , korkmuş Jimin tepe taklak koltuktan yere yapışmış, haliyle  daha çok inek gibi böğürmeyimize sebep olmuştu.

Mööö

●♡●♡●♡●♡●♡●♡●♡●♡●♡

          28 ci bölüm
          7 ay sonra:

"Ne dedin sen?!" Koltuktan kalkıp duyduğum şey karşısında bağırdım.

"S-sakin ol Deniz. Bak bi dinle--"
Dedi tırsmış bir şekilde Jin

"Ne sakinliğinden bahs ediyorsun sen? Ne sevgilisi Ne düğünü? Şakamı yapıyon lan sen?"

Asablarım bozulmuştu.

Sevgili ya! Hemde en gıcık olduğum kişiyle ha?

"Jin sen bilmiyomusunki o çok kurnaz biri? Nasıl onunla sevgili olursun? Hem sevgiliyi geçtim Düğün ne demek düğün? "

"Lütfen Yengen hakkında düzgün konuş Deniz"

"Ne o görüyom kardeşini şimdiden satmışsın "mustakbel karına"" diyip histerik bir gülüş sundum.

"Ben seni satmıyorum Deniz. Sen benim kardeşimsin! Ama oda sevgilim ve senin Yengen olucak artık onunla iyi geçinmelisin. Biliyorum bazı şeyler yaşadınız ama bu kavgaya bir son vermelisiniz!"

Allahım inanamıyorum ya..

"NE DEDİĞİNİ KULAĞIN DUYUYORMU ACABA?? ALLAHIM YA. BİRİNCİSİ SEN BENİ KARDEŞİN YERİNE KOYSAYDIN BENİ ÖLDÜRMEK İSTEYEN KADINLA EVLENMEZDİN! İKİNCİSİ ARTIK NE SEN BENİM ABİMSİN NEDE O YILAN BENİM YENGEM OLUCAK! EĞER BU EVE AYAK BASARSA TEREDDÜTSÜZ ÇEKER GİDERİM! ASLA AMA ASLA ONUNLA AYNI EVDE KALMAM!"

Diye bağırıp odayı terk ettdim. Seokjinin arkamdan bağırışlarını, salonda gergin bir şekilde beni -yani bizi seokjin ve beni- bekleyen üyeleri umursamayarak evin kapısına doğru yol aldım.

Arkamdan beni durdurmak için bağıra bağıra gelen Seokjin ve diğerlerine hayal kırıklığı dolu gözlerle bakıp kendimi dışarıya atdım.

Sakinliğe ihtiyacım vardı. Havaya ihtiyacım vardı çünki artık dertler okyanusunda boğuluyordum.

Yolum yine Koreye geldiğimde tesadüfen bulduğum 2 ci evimeydi. Eski bir binaya. Terk edilmiş bir bina...

Ne kadar eski olsada 5 katlı bu binanın tepesine çıkar o güzel manzarayı seyr ederdim. Türkiyedeki uçurumun yerini alamasada beni sakinleştiren 3 cü yerdi.

Nedenmi üç? Tabikide ilki abimlerin yanıydı onların yanında ne kadar korksam yorulsam heyecanlansamda daha rahat olur sakinleşirdim. Ama şimdi öyle değil. Şimdi onların yanında rahatsız oluyordum. En çokta Jinin.

Çünki 2 ay önce beni öldürmeye çalışan kadınla sevgili olmuş hatta ve hatta evleniyordu. Diğerleriyse onu destekilyordu.

Biri çıkıp demiyorduki "Bu karı 2 ay önce kardeşini zehirleyerek öldürmeye çalışmış biri nasıl kardeşine ihanet eder Minseol cadısıyla evlenmeye çalışırsın ha?"

Bu sözleri sadece ben demiştim ona. Diğerlerininse umrunda değildim.

Minseol hastası 2 ay önce beni ben "BTS"in kardeşiyim diğe zehirlemeye çalışan BigHit çalışanıydı. Ama hiç kimse onu bu olayın üstünde ne  azarlamış nede suçlamıştı. Sakince olayı kapatmışlardı. Çok önemsiz bir konuymuş gibi. Lan ben kör ola bilirdim. Önemsiz miş.

Galiba abimleride artık kaybediyordum. Onlarda beni terk ediyordu. O olaydan sonra daha da bana karşı soğuk davranıyorlardı. Küçük bir hatamda bağırır canımı acıtırlar sözleriyle.

Mesela geçen yalnışlıkla kırdığım bir bardak yüzünden beni 2 saat dikkatsiz olduğum için azarlamışlardı. Suga bile. Hep beni daha çok koruyan abim oydu oysaki.

Ama demekki masalda bir yere kadar sürüyormuş.
Ne zaman aktığını bilmediğim göz yaşımı Silip terasta bulunan bankta iyice yayıldım.

Artık dayanamıyordum. Keşke annem yanımda olsaydı. Bana sarılır nesihat verseydi. Ne kadar garipti. Ömrü boyunca sadece fotoğrafda gördüğün bir insanı sevmek, ona bağlanmak , onu özlemek ne kadarda garipti. Sessiz çığlığımla ağlarken rahatlıyordum. Sessizliğin hükm ettiği bu yerde sadece hıçkırıklarım ve isyanlarım duyuluyordu.

"Anne neden gittin? Yanımda olamazmıydın? Kalamazmıydın yanımda? Senden geriye kalan bir kaç fotoğraf dahada yakıyor canımı anlıyormusun. Her seferinde o eski pükü fotoğrafa bakarak ne düşündüğümü biliyormusun? Yaşasaydın gitmeseydin senle bir çok fotoğrafımız olurdu. Diğerleri gibi senle oturur çocukluğumdan biriken fotoğraf albümü izlerdik kış aylarında şömine önünde. Ben senin dizine yatmış sana fotoğraflarmızın anılarını sorar sende saçlarımı okşayarak sabırla anlatırdın. Bak hayalim buydu. Halada bunu hayal ediyorum."

Diyip zırlayarak bir ah çektim.

"Bazen sendem Nefret bile ediyorum anlıyormusun?
SENDEN NEFRET EDİYORUM. Öleceğini bile bile beni bu zalim dünyaya getirdiğin için senden nefret ediyorum. Beni zalim babamın insafına bıraktığın için. Ama şimdi oda öldü zaten. O ölse bile dertler bana daha çok yaklaşıyor lanetlenmişim gibi bir hiss bırakıyordu içime."

Ahh yine gözyaşlarım firar ediyor. Elimin tersiyle göz yaşımı Silip derin bir nefes aldım. Ağlamaktan nefret ederim.

"MERAK etme Lanetlenmedin sadece Bir İmtihan" dedi kalın bir ses.

"Ama imtihanda bir yere kadar-b-Bi dakka ne sen kimsin?" Diye sordum kapının önünde karanlığa doğru bakarken.

"Merak etme benim Chenyeol"

"Ahh Tamam gel bi an tanıyamadım." Diyip gülümsedim. Chanyeol la burada tanışmıştım. İlk geldiğim burayı bulduğum gün. Burası hemde Chenyeol un saklandığı benim gibi dertlerden kurtulduğu yerdi....

BEKLEMEDİĞİM BİR MUCİZE:Abilerim🖤💜Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin