BÖLÜM 29

150 12 0
                                    

Asıl okul şimdi başlıyor...

(feder-goodbye)

Arkadaşlar hala kütüphanenize eklemediyseniz eklemenizi öneririm; çünkü şu an'a kadar beğenip okuduysanız, ileriki bölümlerde bayılabilirsinizJ dediğim gibi okul daha yeni başlıyor. B)

...

Gözlerim şaşkınlıkla olabildiğince açılmış, dakikalardır:

Etrafa şaşkınca bakışlar atıyor,

Dilim tutulmuş bir vaziyette, sadece ama sadece bakıyor ve düşünüyordum.

Gerçekle hayal arasındaki çizgi kaybolmuştu.

Ve, ben kaybolmuştum.

Araf'taydım..

Bu bir rüyaysa uyanmak istiyor muydum?

Belirsiz?

Sol yanımda bir hareketlilik sezdim.

Yine Timuçin!...

Bu çocuğu gördüğümde artık sinir burhanları geçirir gibi oluyordum.

(duman-bana öyle dertli bakma)

Gözümle gözü temas ettiğinde hiçbir şey olmamış, sanki bana hiç cehenneme git dememiş, bağırmamış gibiydi. Sanki ilk gördüğümdeki gibi masumdu.

Ama hayır öyle değildi.

Her erkek gibi hafızası zayıf ve çıkarcıydı.

"bana öyle ben dünyanın en masum insanıyım bakışını atma!"

"ama öyleyim."

"DEFOOLLLL!!!!?!?!"

"hadi ama sakin ol. Oldu bir hata kabul."

"defol!"

"ama ben.."

"defol!"

"tamam mesaj alındı, keçi hanım!!!"

"defol!"

Timuçin defolduğunda, artık şaşkınlığım geçmiş hatta kabullenmiştim bu tuhaf dünyayı..

(rita ora-black widow)

Geldiğim dünyadan kesinlikle daha iyiydi ve daha az tuhaf kaçıyordum burada..

e..

tabi biraz kurt adamlarla, vampirlerle uğraşmam gerekebilirdi.

Oda olsun artık..

Dedi içimdeki elinde oklava tutan babaannem..

Serseri ruh umuda alıp köyü keşfetmek için çantamı almaya,odama,çıktım.

(Teoman-serseri)

Deri sırt çantama tabletimi ve telefonumu koydum.

Ne olur olmaz diye biraz nakit ve kartımı aldım.

Tekrar okulun kapısından çıktığımda artık o kadarda tuhaf ve alışılmaz değildi.

Ejderhalar ve süpürgeler artık normaldi.

Hatta süpürgen varsa hayat sana güzel :P

Patikayı, okları ve yönlendirici tabelaları izledim.

Kısa bir yürüyüşten sonra

Köyden birkaç dükkan ve ev gözüktü.

Tabelaları okuyarak ilerledim ve sonra en merak ettiğim yer olan şekerci dükkanını buldum.

Şekerci dükkanı şatafatlı ve fantastikti..

Camdan vitrinin arkası çeşit çeşit şekerlemelerdendi.

Butik tarzında yani şekerden çok heykeli andıran bu tatlı şeyler beni burada sırf şeker için bile diger dünyaya degişilecegini gösterdi.

Siyah otantik görünümlü vitrinin kapısına elim gitti. Sapı çevirdim ve şeker cenneti karşımdaydı.

Dışarıdan durdugundan daha büyük olan dükkan temiz ve sıra dışı görünüşlüydü.6-7 katlı dev bir pasta tam merkezdeki küp şeklindeki vitrin de duruyordu.

Üstünde havada asılı duran ok pastayı gösteriyor ve "en sevdigin tada sahip " yazıyordu.

Şaşkınlıktan ve mutluluktan başım dönüyordu.

Yuvarlak fanuslarda şeşitli biçim ve tatta şekerler vardı.

Bu fanuslardan ise sayamayacagım kadar fazla.

Kasadaki kısa boylu ve uzun sivri şapkalı adama yöneldim.

"şekerlerin fiyatı ne kadar?"

"hepsinin kg'sı 1 swippel tatlım"

"o ne kadar ediyor?"

"99 flipfel?"

"eeee.... Turk lirası olarak ne kadar?"

"aaa.. burada kullanamazsın onu" dedi gülümseyerek.

"ama sana 5 lira olur. Belki insan parası lazım olur ha?

Ha, bu arada sana bir tüyo belikli böyle şeylerle ilk defa burada karşılaşmıssın??"

Kafamı salladım devam etti.

"burada kullanabilecegin parayı sana okul verebilir, tabii bazı yarışma tarzı şeylerde yaptıgın dereceye karşılık"

Soluklandı azgına bir şeker attı ve devam etti.

"en son olgumdan duydugum kadarıyla ayda 18.000 sayfa ve üzeri kitap okuyana 1.000 swippel veriyorlar. Ve tatlım bu büyük bir para"

"teşekkür ederim. Ee, madem bana 5 lira şu -sanırım- yumuşak şekerlerden bir kilo.

Bir kilo onlar fasulye şekerlemesi mi? Evet ondanda..

Biraz da şu pastadan. Pamuk şekerdende biraz alabilirmiyim. Teşekkürler."

"30 lira tatlım"

Parayı uzattım ve billy amca posetleri hepsini siyah üzeri seker dükkanının baskısı olan bir bezden alışveriş posetine dodurmaya basladı.

Sanki doldurdukça canta yutuyormus gibi sesler çıkıyordu ve çanta hiç dolu gibi durmuyordu.

Billy amca çantayı uzattı.

"çantadan istedigini aklında tutarak çekebilirsin yada bas assagı sallarsın.

Her ikiside iş görür"

Şeker dükkanından mutlu ve hafif bir çantayla çıktım.

Dükkanın camında yansımamı gördüm. Gözlerim birer nokta ve agzım yan yatmış parantez gibiydi.( J )

......

WOGHARTS'A YOLCULUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin