Hikaye hakkındaki görüşlerinizi lütfen yazın..
(bölüm şarkısı: aronchupa_ı am albatraoz)
İyi okumalar......
***
Kadere tanrını eli değdiği o kadar barizdir ki...
Elimizdeki şansı harcadığımızda, hatta bazen hak etmediğimizde bile...
Arkamızı kollar...
Yeni şanslar çıkarır...
***
Sonsuzluk kadar derin bir acı var.
Farklı olmak...
Farklı hissetmek...
Benim durumumda ise gittikçe hissizleşmek...
Timuçin elimi tuttuğunda ne hissettim?
Hiçbir şey...
Sadece
Şaşkınlık, merak ve soru işaretleri...
Daha önce aşkı -ya da hoşlanmak diyin siz ona- hissetmiştim. Başka bir insanda...
O zaman problem ne?
Neden huzursuzum?
Neden rahat değilim?
Çünkü Timuçin benim gibi düşünmüyor olabilir.
Timuçin'in elini kendim kilerden ayırdım.
Bu kadar da iyi kız olmak sıkmıştı cidden.
Sevmediğim bir erkek elimi tutamaz nokta...
Koridorda ki makineye yöneldim. Birkaç bozukluk attım ve bir fanta aşağıya takırdayarak indi.
Gazlı içeceği mideme indirdim.
Güzeldi ve acayip iyi gelmişti.
Timuçin tek kaşı havada yanıma geldi.
Konuşamadan hemen
"sigara var mı?"
(neon jungle-trouble)
Timuçin'in yüzünden okuduğum kadarıyla şaşkındı ve aklı karışmıştı.
"ben kullanmıyorum ama grup odasında bulabiliriz, sanırım?"
"harika! Ben gidiyorum almaya derse geç gelirsem idare et tamam mı?"
"tamam"
Elimdeki içeceğin geriye kalanını da fondip yaptım.
Hızla çöp tenekesine basket attım.
Ve...
Tabii ki de isabet..........
(rihanna-only girl)
Merdivenlere yöneldim, kendimi bıraktım ve kaydım.
Bin bir güçlükle koridoru bulduğumda, zil sesi dersin başladığını haber veriyordu ama kimin umurunda???
Benim değil...
Odanın kapısını gördüm.
Değişmemişti.
Hala ürkütücü ve gizemliydi.
Kapıyı araladığımda, yine müzik vardı ama model çalıyordu sabah için daha hafif bir seçimdi sanırım.
(model-dağılmak istiyorum)
Birkaç kişi dışında boş olan masalara yöneldim.
Açılmamış bir paket malbora ve kuru kafa detaylı çakmak buldum.
Hemen kırmızı kadife koltuklara çöktüm.
Bir sigara çıkardım ve uçunu yaktım.
İçime çektiğimde ucu turunculu sarılı bir kıvılcımla aydınlandı.
Bıraktığımda söndü.
Dumanı biraz içimde tuttuktan sonra dışarı üfledim.
Dumanlar yılan gibi kıvrıla kıvrıla havada döndü ve onun bir parçası oldu.
Sigaram bittiğinde çakmağı ve paketin kalanını cebime attım.
Sahneye yöneldim ve bir gitarı elime aldım.
Çok hoş bir parçaydı.
Siyah ve üzerinde mükemmel beyaz çizgilerle kurukafa...
Akordunu yaptım hopörlere taktım ve sesini ayarladım.
Elimi telde gezdirdim.
Oda sesle doldu herkesin gözü bendeydi.
...
Gitarı yere bıraktım.
Sakin adımlarla kapıya yöneldim.
Bir el beni engelledi.
Dönüp baktığımda, karşımda duran hiç tanımadığım, mükemmel bir yüzdü.
Simsiyah saçlar ve koyu gözler...
Bakışları tehlike ve heyecan vaat ediyordu.
"eftalya ?"
"adımı nereden biliyorsun ?"
"o geri zekâlı Timuçin'in sır saklayamayacağını bildiğim gibi...
Sana bir öğüdüm var, küçük kız, o trolden uzak dur !"
Önümden geçip kapıyı açıp kayboldu.
Neden bahsediyordu şimdi bu siyahlı çocuk?
Arkasından çıktığımda etrafta kimseler yoktu.
Herkes dersteydi ve o çocuk havaya karışmıştı.
Belki de yeterince yoğunlaşmış olursam kokusunu alabilirdim?
Beynimin saçmalamalarını bastırmaya çalışarak, dersliğe yöneldim.
Kuantum fiziği ( yer;kule 1, laboratuar 9)
.......
Yorum
.......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WOGHARTS'A YOLCULUK
Fantasíawogharts... herkesin hayalini kurduğu okul... pekii gerçekten hayal ettiğiniz gibi mi? *** eftalya obur, duygusallıga fikir olarak karşı, asosyal bir kitap kurdudur. wogharts 'ın onu değiştirebileceğini düşünen eftalya, Sadece bu umuda tutunarak ile...