Selamm Ayalr geçti be ya yine geldim hoşgeldim. Beni merak ettiğiniz için teşekkürler özel hissettim *^*.
Yorum yaparsanız sevinirim sizinle konuşmayı seviyorum her konu hakkında olabilir.
I love you <3
Taehyung'u öpmemin ardından koskaca iki gün geçmişti. O olaydan sonra onu öpememi söylemesinin yanlış bir istek olduğunu söyleyip beni eve bırakmıştı, o günden sonra onu birdaha ne okulda ne de annesi geldiğinde görmemiştim.
Şuan Jungkook ile kafeterya da oturmuş kahvelerimizi içerken diğerlerinin bölüm derslerinin bitmesini bekliyorduk. Telefon ekranından gözümde geçmek üzere olan morluğa dokundum, ardından kabuk bağlayan dudağımda ki yaraya dokundum. Dokununca onu öptüğüm an geldiğinde gözlerimin dolmasına engel olamadım,belki sizin için küçük birşey olabilir ama benim için dünyanın en değerli şeyiydi. Onu öperken benim yaralarımı sarmasını çok istedim, benimde ona hissettiğim duyguları oda hissettsin istedim. Bana hayatı boyunca verdiği sadece acıydı, asıl benim ondan böyle birşey istemem benim acizliğimdi.
Dolan gözlerimi hissedince sinirlenip telefonu sertçe masaya koydum insanlar dönüp bana bakarken gözlerimi kapatıp sakinleşmeyi diledim"Sakin ol hyung" Jungkook'un şaşkın çıkan sesiyle bir nebze sakin olmak için kendimi daha da zorladım. Gözlerimi açarak başımı öne eğip onayladım kesinlikle şuan dolan gözlerim gitmeliydi, bu gözler hep onun için dolduğunda kendimden nefret ediyorum. Yanımda ki sandalyenin çekilip birisinin oturmasıyla başımı kaldırıp baktım gelen üst sınıftan Baekhyun'du.
"Gay Jiminieee de burdaymış, seni görmek zor oldu malum boyun sikin kadar küçük" dediklerini aldırmadım her zaman böyleydi. Gay olduğumu öğrendikleri zaman nerdeyse erkeklerin hepsi benden tiksinmişti Baekhyun da onlardan biriydi. Tam tersine okuldaki kızlar gelip tebrik etmişti tabii bana karşı duyguları olmayan kızlar egeonu çek Jim o kadar büyük ki takılıp düşersin maazallah.
"Benden uzun sikini seninle beraber inletirim" bakışlarımı Jungkook'a çevirip kalkması için kaş göz işareti yapıp masadan kalktık. Sadece bir kaç adım attıktan sonra kafeteryanın tamamını inletecek şekilde bağırdı
"Duyduğuma göre aşık olduğun adamın annesi üvey annen oluyormuş. Birisi annesini birisi oğlunu. Baba oğul baya iyi çalışıyorsunuz" yerime çivilenmiştim adeta. Tüm hücrelerim sinir ile dolarken avcumu yumruk yaparak sıktım öyle sıktık ki elim beyazlamıştı. Jungkook bişeyler diyip kolumdan çekiştiriyordu ama onu duymayacak kadar köpürmüştüm. Arkamı dönerek hızla ona ilerleyip yumruğumu geçirdim, benden büyük olan cüssesi yalpalarken kendini toparlamasına izin vermeden karnına tekme attım. İnsanlar çığlık atıp onlara çapmamamız için kaçarken ben yere düşen Baekhyun'un üzerine oturup yüzüne serçe yumruklarımı geçirdim, ardı ardına yumruk atarken birisinin ensemden tutup yüzüme yumruk atmasıyla bende yere düştüm. Bana vuran Baekhyun'un en yakın arkadaşıydı, ayağa kalkıp ona vuracakken Jungkook çocuğun üzerine atlayıp vurmasıyla gülerek arkamda duran burnundan kan akan Baekhyun'a baktım. Sendeleyerek yerden kalkmasını bekledim sonunda bana doğru gelip yüzüme yumruk atmasına izin verdim babam kadar iyi değilse be baek.
Kabuk tutan yaramdan sızdığını düşündüğüm kanı elimin tersiyle silip bende ona yumruk attım. Arkamdan birisinin bana çarpmasıyla öne savruldum
"Pardon hyung" Jungkook'un bağırmasıyla gülmeye başladım,bir anda içeri giren hocalarla sessizlik olmuştu. Bizde dövüşmeyi bırakıp nefeslerimizi düzenliyorduk.
Müdür yardımcısı "Bu kaçıncı? Jimin ve Baekhyun odama" bakışları Jungkook ile Yunho ile buluştuğun da derin nefes aldı "Siz ikinizde çabuk" sinir edici topuklu ayakabbısı ile ilerlerken bizde peşinde koyun sürüsü gibi ilerledik. Baekhyun'un arkamdan gelip elini omzuma koyarak güldü, bu çocuk hiçmi değişmezdi?
"Baya eğlendik Jiminieee bir daha ki sefere yanına kalmaz üste olmayı çok isterim" dediği şeyin imasıyla yüzümü buruşturdum
"Dünyada son erkek olarak kalsan asla seninle sevişmem Baek şansına küs"
"Ellerinden daha etkin olduğumu söyleyebilirim" bana sarılı olan kolunu itip kendimi ondan uzaklaştırdım bu çocuk benden nefret etmiyor muydu?
Sonunda odaya girdiğimizde bıkkınlıkla nefes verdim. Bu konuşma çabuk bitmeliydi yoksa her an bayılabilirdim.🐥🐥🐥
Hobiyella
Siz ikiniz Park Jimin /Jeon Jungkook
devamı sende joonieNamu hyung
Sizi sıra sıra sikiceğime emin olabilirsiniz
Sen velet özellikle sen hadi Jimini anladık o rahat durmuyor
Sana ne oluyor lan şerefsiz.Hobiyella
Arkadaşlar gördüğünüzü biliyoruz hani şu mavi
iki tane tik var sizi aptallarKookieee
Yetti ama bu kadar hakaret, güzel genç ruhum
bunu kaldırmıyor artık.Jimin
Sonuna nokta koyunca ciddi olmuyorsun kook, mesajı yazarken elleri titriyordu en sevdiğim hyung Namjoon hyuuunngg!!!Namu hyung
Nerdesiniz?Kookieee
Ben Alaskadayım Jimin hyung okulun oradaki parktaJimin
Ağzına sıçmazsam banada Jimin demesinlerHobiyella
GELİYORUZNamu hyung
GELİYORUZ🐥🐥🐥
"Nasıl gidiceksin eve?"
"Bende kalabilirsin hyung"
"Zaten üçümüz aynı evde kalıyoruz gerizekalı"
Başımı yasladığım dizlerime daha da gömdüm. Saat nerdeyse dokuz olmak üzereydi ama biz hala parkta çimenlerin üzerinde oturuyorduk. Etraf tamamen sessizdi hava fazlasıyla soğuk olduğu için kimse yoktu. Bizimkilerin atışmalarını izlerken hafifçe gülümsedim, onlarla mutluydum. Namjoon hyung, Hoseok ve Jungkook. Keşke bende onlarla yaşayabilseydim, bende istediğim şeyleri yapabilseydim. Kabuslarım olan o eve gitmek istemiyordum. Annemin canına kıydığı evde olmak istemiyordum, hatta ben benden izinsiz atan bu kalbide istemiyordum. İşte o kadar aciz bir insanım ki kendim için birşey yapamıyorum, nefes almak istemediğimi şimdi yine anladım. Bu dünya bana göre bir yer değil hemde hiç değil. Sevdiğim adam tarafından defalarca kırıldı bu kalbim, defalarca da yüzsüzmüş gibi affetti onu. Harbiden kalplerin gurur hiç mi yok? Neden biz bize zarar veren insanları kendimizden daha çok seviyoruz ki?
"Jim sana diyoruz?" kolumdan sarsıldığımda başımı kaldırıp onlara baktım o sırada yüzüme düşen göz yaşları ile titredim ağlıyordum.
"Neden ağlıyorsun?" Hoseok baktığımda bir anda ne olduysa sarsılarak ağlamaya başladım yüzümü kollarımı sardığım dizlerime saklayıp ağlamaya devam ettim. Hıçkırıklarımdan onların ne dediğini duymuyordum bana sarılan kollar ile daha da şiddetlendi ağlamalarım.
" Ben bu hayatı hak edicek ne yaptım"
"Yaşamak istemiyorum"
"Nefes alamıyorum"
"Canım yanıyor"
"Tanrım beni yanına al"
Orda saatlerce arkadaşlarının kollarında ağladı Jimin, karşısında ki arabada onu izleyen, Jimin'in ağladığını görünce kafasını direksiyona yaslayıp onunla aynı anda ağlayan Taehyungtan habersiz.