undici

466 49 20
                                    

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayınnn öptüm kocaman <3




Başımın ağrısı yüzünden kıpırdandım, gözlerimi yavaş yavaş açmaya başladığımda önüm buğuluydu. Görüş açım netleştiğinde depo gibi bir yerdeydim. Başımın ağrısı yüzünden kulaklarım çınlarken acı iniltiler çıkardım. Etraf karanlıktı tahminimce içeri vuran turuncu ışıklar sokak lambasının yansımasıydı. Kıpırdandığımda gelen zincir sesi ile yattığım yerden doğruldum. Sol ayağım zincirlenmişti. Ben oturur vaziyette olanları kavramaya çalışırken diğer taraftan gelen başka bir zincir sesiyle oraya döndüm. Taehyung bir dizini kendine çekmiş ducafa yaslı sırtıyla bana bakıyordu. Ortam karanlık olsada bakışlarında ki derinlik ürpermeme neden oldu. Ona olan bakışlarım ifadesiz ve soğuktu bana orda söylediği şeyler içimde olan tüm duygu kırıntılarını yok etmişti.

Dakikalarca orda öylece bakıştık ne ben konuştum nede o. Bu sessizliği bozan ben oldum.

"Ya.." çatallaşan sesim yüzünden sesimi ben bile duymamıştım hafif öksürdüm

"Ya ben doğruysam? Gerçekten babamdan şiddet görüyorsam ve sana bunu söylememe rağmen sen inanmıyorsun,ne yaparsın?"

Sustu.

"Ya gerçekse bunu vicdanın nasıl kaldırır Taehyung? Bugün söylediklerinden-" sözümü kesti

"Dün" anlamaz bakışlarımı ona gönderdim "Dünden beri burdayız" şok olsamda bunu beli etmeden bakışlarımı kaçırdım. Başıma yediğim darbeden dolayı bir gün boyunca uyumuştum mükemmel.

"Dün söylediklerinden sonra benim için bitti Taehyung. Benim için bittin"

"Sen hastasın tedavi olman lazım" burukça gülümsedim.

"Ben hasta değilim. Asıl hasta olan size iyi davranıp gülümserken, beni her gece içerek söven o adam."

"Babanın bir kere alkol koktuğunu, yada alkol kullandığını görmedim"

"O adam melek yüzlü şeytan. Şuan bu depo bile alkol kokuyor, biliyorum çünkü annem öldüğünden beri ben o sadist adam yüzünden alkol kokusunada, yüksek acıyada alıştım. Sen hiç kırık kaburga ile iki gün durdun mu?" sorum başlarının biraz olsun ürktüğünü göstermişti bana.

" Ben tam iki gün boyunca evimizin bodrum katında kırık kaburgalarım ile yaşadım. Acım yüzünden uzanamıyordum. Acım yüzünden bayıldığımda ruhum huzura kavuşurken o an bile vücudum acı çekiyordu. O günler sizde bizdeydiniz. O anı asla unutmam." göz yaşlarım çenemden akıp boğazıma doğru ilerledi. " Sizin yukarıda ki kahkahalarınız kulaklarıma kadar geliyordu. Ben sizin sadece bir kat altınızda acılar içinde kıvranıp ağlarken sevdiğim adam mutluydu. Ben hasta değilim. En büyük hastalık sizin bu düşünceniz. Ön yargınız. Birgün öğreniceksin" dedim gözlerinin içine bakarak gözlerimde ki yaşlar görüş açımı engellesede en derinine baktım auralarının.

"O gün geldiğinde seni affetmicem Taehyung. Ben babamdan dayak yerken bir kere bile durması için yalvarmamışken. Annenin sonunun anneminki gibi olmasın diye ben o gün babama yalvardım. Ben, babama sizin hayatınızı mahfetmemesi için yalvardım." gözlerinden akan o su damlasını gördüm içim acıdı, acıyan kalbimin benden izinsiz atmasına lanet ettim

" Ben bittim Kim Taehyung, beni söylediğin sözler ile öldürdün. Ben ölmemek için seni sevmeye devam ederken sen öldürdün beni."

" Cennetim ol dedim cehennemim oldun"  (ağlıyorum)

Demir kapının açılmasıyla içeriye giren Felix ve adamları ile hızla göz yaşlarımı sildim. Kaçırılmamızın sebebinin o olduğunu en başından tahmin etmiştim.

"Baylar" adamının tuttuğu sandalyeyi alıp, ters bir şekilde oturdu. "Siz kaçırıldığınızın farkındasınız değil mi? Hiç çıktınız çıkmıyor?" gözleri bir bende birde Taehyung da dolaştırdı son anda bende durunca gözlerini kısarak baktı.

"Sen şen şakrak Park Jimin? Bu halinde ne böyle seninle baya eğlenicez" bana göz kırparak tekrar Taehyung'a döndü asıl adamı oydu.

"Kim Taehyung en iyi dostum. Mallarım yok, param hiç yok. Sana söylemiştim zamanın doldu"

"Jiminin bununla bir ilgisi yok onu bırak aramızda halledelim."

"Jimin'i bırakmak mı? Güldürme beni Taehyung onunla daha işimiz var değil mi miniğim?" yine bana göz kırptığında ortama kıkırtı bıraktım. Aslında bağımlı olmasa, yasal dışı işler yapmasa, birde giyim tarzını değiştirse iyi çocuktu. Taehyung'u tanıdığımdan beri onunla çokça buluşmuş ve sevdiğim adamın sıçtığı şeyleri temizlemiştim.

" Onu bırak dedim Felix" Taehyung tehdit dolu sesi umrumda değildi.

"Ona bişey yapmam Taehyungiaa üvey kardeşine bişey olmaz merak etme"

"O benim hiçbirşeyim değil" bağırışı depoyu ilettiğinde ona dönmedim bile, sadece Felixe bakıyordum.

"Peki bırakıcam ama ondan önce" eliyle adamlara işaret edince önümüzde ki duvara koca bir ekran yansımıştı. Ekran şuanlık bir dosyayı gösteriyordu adı da

jimin'di

Kaşlarım çatıldığına ona döndüm ama o sadece Taehyung'a bakıyordu.

"Baban zengin Jimin, Taehyung ise sevdiğin adam. 2 gününün var Park Jimin eğer iki gün sonra o çanta burda bu depoda olmazsa." gözlerini bana çevirdi ilk defa bu kadar sinirli olduğunu görüyordum, tüylerim diken diken olmuştu. "Sevdiğin adamı gözlerinin önünde öldürürüm, bunu yaparım Jimin babanın sana yaptığı gibi ona yaparım" kaşlarım anında çatıldığında başıyla tekrar adamına işaret verince duvarda olan ekran oynamaya başlamıştı. Video oynadıkça kalbimin hızı arıyordu burası bizim evimiz ve benim odamdı. Odaya benim girmem ile kapıyı kapatmam ile gözlerim kocaman açtım. Bu o günkü andı Taehyung aradığım ama başka kızın çıktığı gün. Gözlerimi hızla Felixe çevirdim

"Yapma Felix yapma, tamam söz veriyorum sana getiricem durdur şu videoyu" alayla bana döndü

"Getirmek zorundasın zaten Jimin. Yoksa bu görüntü tüm ülkenin kanallarında gezer" dehşetle bakışlarımı ekrana çevirdim. Babam içeri girmişti. Gözlerimi kapatarak kulaklarımı kapattım. İstemiyordum o anları yine yaşamayı istemiyordum. Babamın bağırdığı cümleler kulaklarıma dolarken vücudum titrmeye başlamıştı. Tenime deyen kemer seslerini duyduğumda benim için sınır noktasıydı

"Yapma kapat artık şunu" boğazım bağırmaktan şimdiden yanmaya başlamıştı. Ekran bir anda yok olduğunda ortam sessiz ve yine karanlıktı.

"Eğer iki gün sonra o çanta burda oturduğum yerde olmazsa o zaman bu videonu sadece sevdiğin adam değil tüm dünya izler" adamlarından birisi gelip ayağımda ki zinciri çözerken bir diğeri Taehyung'unkini çözüyordu.

🐥🐥🐥🐥

Felix ve adamlarının ne zaman çıktığını bilmiyorum ama nerdeyse dakikalardır bu soğuk betonda oturuyor karanlığa bakıyordum. Taehyung ise ses çıkarmadan oturuyor hatta kıpırdamıyordu bile. Dışarıdan araba sesi geldiğinde, araba farının depo içini aydınlatması gözlerimin almasına neden oldu. Depo kapısı açıldığında içeir giren Jungkook'u görünce burun direğim sızlamayan başlamıştı. Yerden kalktığımda sendelesemde bana doğru kollarını açan Jungkook'u sıkıca sarıldım. Ağlamaya başladığımda sırtımı sıbazlamaya başladı. Taehyung bakmadan beni dışarı çıkartıp arabanın arka koltuğuna bindirdi. Sürücü koltuğuna oturduğunda onu durdurdum

"Jungkook Taehyung" arkasını dönerek bana sinirle baktı "Lütfen Jungkook" derin nefes alarak arabadan inip tekrar depoya girdi. Yaklaşık on dakika sonra geldiğinde yanında Taehyung da vardı arka kapıyı açıp yanıma oturduğunda ona doğru dönmedim. Bakışları üzerimdeydi hissediyorum. Başımı cama yaslayıp göz yaşlarımı akıtmaya devam ettim. En son yanağımda hissettiğim öpücük ve kulağıma fısıldanan "Özür dilerim" kelimesiydi. Ve bu özrün kime ait olduğunu bilerek kendimi derin uykuya bıraktım.








Bir günde iki bölüm beynim yok oldu. Seviyorum siziiiiiiiiiii bölüm nasıldı?

Black ~vmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin