hi, again

251 16 2
                                    

-Jungkook-

Babamın bana verdiği arkadaşlık emrinden sonra kızın iyi bir kız olmasını, en azından onunla arkadaşlığımdan memnun olmayı diledim.
.
.
Bayan Min kapımı hafifçe tıklatıp içeri girmek için izin istedi.

"Yugyeom aşağıda seni bekliyor. Biraz hızlansan iyi olacak."

"Tabii. Hemen geliyorum."

Çantamı koluma takıp merdivenlerden inerken gömleğimin düğmelerini ilikledim. Yugyeom uzun zamandır bekliyor olmalıydı. Yüzündeki ifade bunu belli ediyordu.

"Jungkook eğer biraz daha geç kalsaydın inan bana meyve verecektim."

Bir yandan ayakkabılarımı giyiyordum.

"Ne? Anlamadım."

"Yani ağaç oldum demek istiyorum. Sana sürpriz yapacaktım fakat uzun zaman bekledikten sonra seni çağırmanın daha mantıklı olduğunu düşündüm."

Yürümeye başladık. Ders saatine daha çok olduğundan dolayı okula en yakın parkta biraz oturduk. Yugyeom, sevdiğim sessizliği bozarak konuşmaya başladı.

"Yeni öğrenci bu gün gelecek. Sanırım bundan önce Avustralya'da okuyormuş. Onu tanıyanlar çok güzel olduğunu söylüyorlar. Dedikleri kadar güzel mi merak ediyorum. Biliyorsun hiç bir kız cazibeme karşı koyamaz."

Alaycı bir şekilde gülümsedim.

"Kızın adı Chaeyoung."

Yugyeom bana döndü.

"Jungkook. Kızı araştırdın mı? Daha kız gelmeden onu tanımak mı istedin?"

Gözlerimi devirdikten sonra önümde duran nehre baktım.

"Ne zaman bir kızla ilgilendiğini gördün Yugyeom? Kız, babamın yatırımcısı olabilecek bir adamın kızı. Ve dün o kızla arkadaş olmam için emir aldım. Babam tarafından."

"Yani onunla yakın olacaksın. O zaman, onunla yakınlaştığında onu bana ayarlarsın..."

Bir kaç saniye durduktan sonra o da nehre bakıp devam etti.

"...Tabii kendine ayarlamazsan."

O gülerken bense sadece nehre bakıyordum. Bir kaç dakika sonra saate baktım ve Yugyeom'u oturduğu yerden kaldırıp tekrar okul yoluna yöneldim.

Okula ulaştığımızda derse 15 dakika vardı. Yerlerimize oturduktan bir süre sonra öğretmen sınıfa girdi.

"Günaydın arkadaşlar. Birazdan yeni öğrencimiz gelecek. Şu an yaka kartını hazırlıyor."

Kapı, hafifçe tıklatıldıktan sonra açıldı. Kapıdan giren kıza baktığımda gözlerim yerlerinden çıkacak kadar açılmıştı. Kapıdan giren kız o gün tüm dertlerimi anlattığım Chaeyoung'tu. Şimdi sınıf arkadaşım mı olacaktı? Onunla bir daha karşılacağımı düşünmüyordum.

Chaeyoung etrafına bakınıyordu. Ben şok içinde ona bakarken bir anda gözlerimiz birleşmişti. Bana bakarak hafifçe gülümsedi. Öğretmenimiz kendisini tanıtmasını isteyinceye kadar bana bakmaya devam etti.

"İsmim Park Chaeyoung. 17 yaşındayım. Aranıza yeni katılıyorum ve umarım iyi arkadaşlıklar kurarız."

Boş olan bir sıraya oturduktan sonra yavaşça arkasına dönüp bana baktı. Hiç şaşkın görünmüyordu. Aksine mutluydu.

Tenefüste çoğu kişi onun etrafına toplanmıştı. Bu yüzden onun yanına gidememiştim. Herkesle konuşuyor ve tanışıyordu. Bir sonraki tenefüsteyse kalkıp o benim yanıma gelmişti. Gelip yanımdaki boş yere oturdu.

"Selam. Nasılsın Jungkook?"

Yine gülümsüyordu. Onu utandırmamak için bende hafifçe gülümsedim ve cevap verdim.

"Selam. İyiyim. Sen nasılsın?"

"İyi olmana sevindim."

Kısa süreli bir sessizliğin ardından merak duygum bana engel olamamıştı.

"Chaeyoung, sen beni gördüğüne şaşırmadın mı?"

"Pek değil. Ben şaşkınlığımı dün akşam yaşadım. Dün babam yatırım yapmayı planladığımız bir şirket sahibinin oğlunun benimle aynı sınıfta olacağını söyledi. Adının Jungkook olduğunu öğrendiğimde bunun sen olduğunu düşündüm. Çünkü zaten seninle evimizin oralarda tanışmıştık ve Kore'de her adım başı bir Jungkook yok."

Kafa salladım. Sanki bur dostumla konuşur gibi rahat bir şekilde konuşmaya başlamıştım.

"Bana bir söz vermiştin hatırlıyor musun? Eğer bir daha karşılaşırsak bana bir şeyler ısmarlayacaktın."

Hafifçe güldü ve kafa salladı.

"Ne zaman istersen o zaman. Ben sözünden dönen biri değilimdir."

Çalan zilin ardından tekrar yerine geçmişti. Yanımdan gelen bazı sesleri duyuyordum ve bu sesler hiç hoş değildi.

"Gelir gelmez Jungkook'a yürüdü. Kesinlikle bir sürtük."

"Sadece Jungkook'un görünüşüne  bakarak bile onun popüler olduğunu anlamak kolay. Onu elde etmek istemiş olmalı."

"Sınıfa girdiği anda içimi bir negatif hava kapladı. O kız kesinlikle sağlam papuç değil."

Onlara doğru kafamı döndürdüm.

"Tüm dedikodunuzu duyabiliyorum. Biraz daha kısık sesle yaparsanız iyiliğinize olur."

İnsanların birileri hakkında bilgisi olmadan bu şekilde konuşması beni her zaman rahatsız ediyordu. Bunu bende yaşadığım içindi büyük ihtimalle.

I Don't Want To Lose You | ROSÉKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin