first kiss

158 10 0
                                    

-Jungkook-

"Chaeyoung ne dediğinin farkında mısın?"

Kafa salladı.

"Evet. Seni öpmek istiyorum."

Gözlerime odaklandı ve durdu.

"Öpebilir miyim?"

Bana doğru iki adım geldikten sonra durmuş olan kalbimle yaşayan bir ölüye dönmüştüm. Sıkıntı olan tek şey bunu eğer ayıldığında hatırlamazsa yanan kişi tek ben olacaktım. Çünkü Chaeyoung'a bir daha arkadaş gözüyle bakabileceğimi sanmıyordum. Zaten şu sıralarda ilgimi çok çekiyordu.

Kafasını uzattığı zaman gözlerim kendiliğinden kapanmıştı. Açmaya çalışsamda açamıyordum. Ve bende açmaya çalışmayı bıraktım. Fazlasıyla alkol kokan dudaklarını benim dudaklarıma yapıştırdığında her şey için şu an çok geçti. Evet Roseanne, seninle olan arkadaşlığımız buraya kadar.

Bir süre sonra geriye doğru çekilip gülmeye başladı.

"Dudakların pembe. Ben pembeyi severim."

Anın heyecanıyla ne dediğini asla anlamamıştım. Bana doğru garip bakmaya başlamıştı.

"Özür dilerim. Ben kötü bir şey yaptım sanırım."

Bu sefer ona ben iki adım yaklaştım. Ona sıkıca sarıldım. Büyük ihtimalle ona son sarılma şansın bu olacaktı çünkü. Uzun süre ona sarıldıktan sonra kapıya doğru ilerledim ve zili çaldım. Kapı açıldığında içeriye girdik. Bizi Bayan Park karşılamıştı.

"Jungkook. Chaeyoung'u buraya getirdiğin için teşekkür ederiz."

Önünde eğilerek arkamı döndüm.

"Kook."

Chaeyoung'un seslenmesiyle arkama döndüm.

"Teşekkür ederim."

Eve doğru yürümeye başladım. Yürürken aklımdan çok fazla şey geçmişti. Eğer beni sevmiyor olsaydı beni öpmek istemezdi ve hatta öpmezdi. Sonrasında bundan rahatsız olmuş olsaydı sarılamama izin vermezdi. Ardından bana teşekkür bile etmişti. Umutsuzca yarını beklemek son çaremdi.

Eve döndüğümde hızlıca odama çıktım ve üzerimi değiştirdim. Yatağımın içine girip sadece tavana baktım neredeyse tüm gece.
.
.
Sabah uyandığımda telefonuma gelen bildirime baktım.

Chae:
Uyanınca konuşabilir miyiz Jungkook?

Bu durumda denecek tek şey 'hobaaa' olurdu. Hiç birşey olmamış gibi devam etmek mi isteyecekti yani. Olur yazıp gönderdikten sonra evlerinin önüne gittim. Kapıyı Bayan Park açmıştı.

"Günaydın Bayan Park."

"Günaydın Jungkook. Umarım kahvaltı etmemişsindir. Senin için Chaeyoung ve ben mükemmel bir sofra hazıladık."

"Zahmet etmenize gerek yoktu ama daha kahvaltı etmemiştim."

Banay Park kolumdan tutup beni içeri çekti. Ardından dış kapıyı kapattı.

"İçeriye geç hadi."

İçeriye girdiğimde Bay Park koltuklardan birinde oturuyordu.

"Günaydın Jungkook. Bu gün bizimle yiyecek olamana sevindim."

"Bende efendim."

Mutfakta olan Chaeyoung'un yanına gittim. Beni gülerek karşıladı.

"Günaydın. İyi uyudun mu?"

I Don't Want To Lose You | ROSÉKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin