brain and heart

145 14 0
                                    

-Jungkook-

Kollarım arasında duran Chaeyoung, uzun zamandır uyuyordu. Hangi akla hizmet gidip ona sarılmıştım bilmiyordum ama pek pişman sayılmazdım.

Uzun zamandır uyanıktım ve gözlerim yavaşça kapanıyordu. Bu şekilde uyumanın ne kadar doğru olacağını bilmediğim için uyumamıştım. Tam gözlerim kapanacakken kapı açılma sesiyle irkildim. Lisa gelmişti. Şimdi ona bu durumu nasıl izah edeceğimi düşünmem gerekiyordu. Çünkü Lisa kesinlikle benimle dalga geçecekti.

"Bu hâlde ne böyle?"

"Yanlış anlamanı gerektirecek bir durum değil Lisa. Sakın dalga geçmeye kalkışma."

Lisa hafifçe kıkırdadığında ona ne kadar sinir olduğumu kimse anlayamazdı.

"Burada yanlış anlaşılabilecek çok durum var. Mesela Chae senin kolların arasında uyuyor ve senin iki kolunda ona sımsıkı sarılı."

"Onu sakinleştirmeye çalışırken sarıldım ve uyuya kaldı. Bu kadar."

Lisa gülmeye devam edince Chaeyoung uyandı. İlk önce uyku sersemliği ile ne olduğunu anlamadı. Sonrasında hızlı bir şekilde kalktı.

"Fazla uyumuş olmalıyım. Çok özür dilerim Jungkook. Uyuyakalmışım."

"Sıkıntı değil."

Başka ne diyebileceğimi bilememiştim. Bu yüzden sadece "sıkıntı değil" demekle yetindim.

Yavaşça Cho Hee'nin yanındaki sandalyeye oturdum. Onun uyumamasını istiyordum. Birlikte çok şey yapmamız lazımdı. 7 senedir yaptığımız ve yapamadığımız her şeyi yapmak istiyordum. Ama o uyuyordu. 

Chaeyoung'a döndüm tekrardan. Randevusu bu gündü ama gazla rahat davranıyordu.

"Chae, randevun sabah değil mi? Neden eve gitmiyorsun hâlâ. Hazırlanman gerek. Hızlı ol."

"Gitmeyeceğim ki. Böyle bir durumda seni ve Cho Hee'yi bırakıp nasıl gitmemi bekliyorsun."

Benim yüzümden hoşlandığı çocukla olan randevusunu kaçırmasını istemezdim.

"Eğer beni üzmemek istiyorsan gitmelisin."

Bir yandan gitmesini söylerken bir yandan onu itekliyordum.

"Şimdi eve git biraz uyu, sabah uyanınca iyice hazırlan ve randevuna git. Eve gidince beni ara veya mesaj at."
.
.
*Sabah*

Jungkook:
Uyan Chae. Randevuyu
kaçırma.

Chaeyoung:
Kaçırmam merak
etme. Ama gerçekten
pek gitmek istemiyorum.
Sırf emeklerini boşa
çıkarmamak için. Sonuçta
Eunwoo'yu ikna etmek
için çok uğraştın.

Jungkook:
Sen benim emeklerimi
boşver. Git ve onunla
kaynaş.

Chaeyoung:
Her şey istendiği
gibi gitmeyebilir. Ona
bu buluşma karar verecek.
Görüşürüz şimdi gitmem
gerekiyor.
.
.
Telefonumu kenara bıraktıktan sonra  kapıdan gelen sese baktım. Lisa gelmişti odaya.

"Jungkook kaç saat oldu, sende açsın biliyorum. Hadi artık kahvaltı yapalım."

"Canım istemiy-"

Cümlemi tamamlamadan Lisa, kolumdan tutup beni çoktan çekiştirmeye başlamıştı. Evet açtım. Ama yiyebilecek gibi hissetmiyordum. Hastane kafeteryasına geldiğimizde Lisa beni boş bir sandalyeye oturttu. İki meyve suyu ve iki poğaça alıp geldi.

"Şu an elimizde olan bu. Sonra yemeğe gideriz."

Tamam anlamında kafa salladım.

"Jungkook. Güzeller güzeli Chaeyoung'un kolların arasında uyuması nasıl bir duygu? Kalbin pır pır etti mi?"

Gözlerimi devirdim. Güzel bir duygu olduğu kesindi ama o benim en başından beri arkadaşımdı.

"Lisa, sana bunu bir kez açıkladım ikinciye gerek olduğunu düşünmüyorum."

"Peki şu an ne hissediyorsun? Eunwoo ve Chae buluşacak. Bu iş ilerleyebilir. Yani flört ve sevgililik."

"Bir çift birleştirmiş olduğum için mutlu olurum."

Lisa gözlerini hafifçe kıstı.

"Ama yüzün öyle söylemiyor. Jungkook aylardır üçümüz takılıyoruz ve senin ona nasıl baktığını görüyorum. Sen daha ondan hoşlandığını fark etmedin ama öylesin. Çok erkekle çıktım ve çok ilişki gördüm. Bu hoşlantının ilk evrelerinde olan bakış işte."

"Lisa saçmalamayı bırak. Aklıma sadece gereksiz düşünceler yüklemiş olacaksın. O benim arkadaşım ve hoşlandığı biri var. Ayrıca ondan hoşlanıyor olsam bilirim. Nasıl kendimin farkında olmam ki."

Sohbeti bitirdim ve söylediği hiç bir şeye cevap vermedim. Saçmalıyordu ve ben onu dinlemek istemiyordum. Onu sadece bir arkadaş olarak seviyordum. Kalbimi bilmiyordum ama beynim böyle söylüyordu.

...

I Don't Want To Lose You | ROSÉKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin