Genç kız yine bilindik sabahlarından birindeydi. Yatağından kalktı, penceresini açtı. Biraz hava alsa içerisi iyi olur diye düşündü. Mutfağa gitti ve çayın altını yaktı, içeriye geçti. Evdeki herkes uyuyordu. Saat sabahın erken saatleriydi. Telefonuna uzandı fakat şarjı bitmişti. İçeriye geçti ve telefonunu şarja taktı. Sahi dün gece lisedeki birkaç arkadaşıyla buluşmak ve doğum günü için izin alamamıştı ya hani acaba ne yaptılar diye merak ediyordu. Ailesi biraz tutucu bir aileydi. Aslında annesini ve küçük abisi Kerem'i yumuşatabiliyordu ama büyük abisi Tuna'ya karşı gelemiyordu. Yaşı 19 olmasına rağmen ne çalışmasına ne de kendine ait bir şeylerinin olmasına izin vardı. Tülin, Büşra ve Merve'den yani en iyi üç arkadaşından Tülin'in abisinin doğum günü vardı. Kendisi gidememiş olsa da arkadaşları muhakkak fotoğraf atacaklardır diye düşünüyordu. Aslında genç kızın amacı, ne doğum günüydü ne de dışarıya çıkmak. O sadece kendisine ait bir vaktinin olmasını istiyordu. Arkadaşlarıyla gezebilmek ve eğlenebilmek...
Bütün bunlar kafasında dönüp dururken içeriden annesinin seslendiğini duydu. Aslında her ne kadar onların bu baskıcı tavırlarına kızsa da bazen hak veriyordu. Genç kız, babasız büyümüştü. Abileri ve annesi, özellikle de Tuna, bu yüzden ona biraz daha ilgili davranırken ister istemez üzerinde baskı da kurmuşlardı. Onları anlayabiliyordu ama kendisine de söz geçiremiyordu. Biraz sonra mutfağa tekrar geçerek çayın altını kıstı ve kahvaltıyı hazırlamak için masaya tabakları yerleştirdi. Az sonra koridorda ayak sesi geliyordu ve mutfağa annesi gelmişti kızına yardım etmek için.
-Günaydın anne, bugün gidecek misin? Neden erken kalktın?
-Öğlen 12'de gelin gelecek. Cumartesi de olsa gideceğim ama erken geleceğim. Hem kızım sen ne yapacaksın ki? Bak yine başlama ben de geleyim diye... Yeter yahu her sabah aynı şeyi duymaktan bıktım. Öyle ya da böyle Tuna izin vermiyor.
-Sen sanki izin veriyorsun.
Mutfağa bu arada Bahar'ın abisi Kerem gelmişti ve yüzünde ''yine mi?'' dercesine bir ifade vardı. Kerem, abisi Tuna kadar baskıcı birisi değildi ama Tuna'dan laf işitmemek için o da onun gibi davranmak zorunda hissediyordu.
-Evet kızım, ben de izin vermiyorum. Hem benimle gelip de ne yapacaksın. Sanki geldiğinde yanımda duruyorsun. Bak o arkadaşlarının yanına gideceğini biliyorum. O halde izin vermiyorum. Hem bak bağırtma beni Tuna uyuyor içeride.
-Ne var ki ben de onlarla çalışsaydım? Hem bak dünkü doğum gününe de orada kutlamışlar.
-Kızım bak bir daha söylemek istemiyorum ama sen beni sürekli zorluyorsun. Çalışmana izin vermiyorum benim yanımdan başka. İstersen gel bize yardım et. Hem elin de yatkınlaşır böylelikle. Kadın kadına çalışmış olursun ama arkadaşlarının o kafe midir nedir yerine çalışmana izin vermiyorum.
-Ama onların aileleri izin veriyor. Bak ne güzel üçü birleşip kendi işlerini yapıyorlar. Ben de onlara katılsam ne olur ki? Arkadaşımın kafesinde çalışmam neden kötü olsun?
Bu arada söze Bahar'ın abisi Kerem girdi.
-Oraya kimin gelip gittiği belli değildir. Öyle bir yerde benim de annemin de abimin de gözü arkada kalır. Bunu daha önce de söyledik. Eğer çalışmak istiyorsan annemin yanında çalışacaksın. Yoksa öyle kafeye filan izin veremeyiz.
Bu arada büyük abisi Tuna uyanmıştı bütün bu seslere. İçeriye geldi ve kızgın bir ses tonuyla konuya noktayı koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçak Kız (+18)
RomanceAşk ile başlamayan fakat aşkı başlatan bir ilişkinin hikayesi...