Dudaklar Buluşunca (+18)

266 6 0
                                    


Bugün tam yirmi gün geçmişti evlenmelerini üzerinden. Tuna, artık umursamıyor numarası yapsa da içten içe yanıp tutuşuyordu. Kadriye Hanım ise her ne kadar kaçıp gitmiş olsa da kızını özlüyordu ama Tuna'nın onları bulduğunda olabileceklerden korkuyordu. Ege ve Bahar ise aynen söz verdikleri gibi ev arkadaşı olarak kalmışlardı. Bu sürede biraz da olsa Bahar'ı kendine ısındırmayı başarmıştı ama halen daha çok yolu vardı. Tuna'nın halen onları bulamamış olması ise iyiye işaretti. Acaba bizi aramaktan vazgeçmiş miydi? İlginç bir şekilde Tuna, kafeye de gitmemişti. Ege, Tülin'i her gün arayıp soruyordu Tuna'nın gelip gelmediğini. Tekrar şirkete gidip gelmeye başlayalı birkaç gün olmuştu. Bahar ise yavaş yavaş Ege'ye alışıyordu. Ege, her gün epey para bırakıyordu ama zaten buna gerek yoktu. Evde her şeyleri vardı. Gerçi bu kadar büyük bir evde tek başına kalmaktan korkuyordu ama işte idare edecekti altı aylığına. Annesini özlemişti ama onu aramaya yüzü yoktu. Çok utanıyordu. Peki ya abisi? Tülin'in söylediğine göre evlendiklerini ailesi öğrenmişti. Gerçi Ege'nin ailesi de çok şaşırmıştı bu duruma ama onların tepkisi daha yumuşaktı. Yakın bir zamanda Ege'yi ve gelinlerini görmeye geleceklerini söylüyorlardı yurt dışından. Bu evliliğin formalite olduğundan ise haberleri yoktu pek tabii ki de.

Şunu biliyordu ki eninde sonunda abisi de annesi de kendisini bulacaktı. Hep kaçacak değillerdi ya. Küçük abisi Kerem'i yanına gelmesine yani bir kez gelmesine rağmen özlemişti. Annesini ise epeydir görmediğinden çok özlemişti. Acaba annemi gizlice çağırsam mı ? Diye düşündü ama daha erkendi. Biraz daha zaman geçmeliydi üzerinden. Acaba eşe, dosta akrabaya ne demişlerdi? Arkamızdan çok laf edilmiş miydi? Muhakkak edilmişti ama artık geri dönüş olmadığına göre bunları düşünmenin bir gereği yoktu. O sabah Tuna, bugün şirkete gitmeyi ve Ege'yi beklemeyi düşünüyordu. Annesiyle kahvaltı yapıyorlardı ve birazdan çıkacaklardı.


-Oğlum bak çok merak ediyorum. Bul şu kız kardeşini.

-Benim kız kardeşim yok!

-Küslük nereye kadar? Beni delirtecek misiniz? Oğlum bak bu iş fazla uzadı. En azından iyi olduğunu göreyim kız kardeşinin. Hem tanışalım şu Ege'yle belki çok iyi birisi.

-Küslük mü? Ben onu artık kardeşim olarak görmüyorum ki. Neden küseyim? Hem niye tanışacakmışız ki? İyi birisi olsa bile bu beni ilgilendirmez.  

-Öyle deme bak ben çok merak ediyorum ne yaptıklarını, nerede olduklarını.

-Merak ediyorsan git kendin bul. Ben bu meseleyi artık kapattım. 

-Ben nereden bulayım? Senin kadar bilir miyim ki?

-Onu bilemem. Beni her sabah darlama o zaman. Kız, kaçtı gitti ama halen onun yüzünden laf işitiyorum. Benim kız kardeşim yok artık. Eğer onunla barışmayı düşünüyorsanız sizi de silerim.

-Ama böyle olmaz ki. Oğlum bak nereye kadar sürecek bu durum? 

-Ben bu konuyu kapattım artık. Ne sen ne de Kerem, bana bu konu hakkında bir şey söylemeyin. Zaten akrabalara, komşulara, eşe dosta rezil olduk.

-Evet. Onlar da şaşırdılar ama oğlum...

-Şaşırdılar da ne demek? Herkes arkamızdan konuşuyor. Bizi rezil rüsva etti, yerin dibine girdik. Sen hala şaşırdılar diyorsun.

-Kim ne derse desin. O benim kızım ve merak etmekte haklıyım. Ne dersen de ama senin yine de kız kardeşin o. Bunu hiçbir zaman değiştiremezsin.

-Tamam! Kapat bu konuyu!!!!! Ailesini bırakıp da kocaya kaçan bir kızın peşine ben düşmem. 


Kaçak Kız (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin