8

866 109 52
                                    

Merhabalar... öncelikle medyaya bıraktığım şarkıyı herkes biliyordur umarım. Çünkü yazarken hep bunu dinledim ve eğlendim. Siz de okurken bu şarkıyı açabilirsiniz.

Belki önemsiz ama bugün benim *hesabın sahibi olan benim* doğum günüm...

İyi okumalar dilerim...

-

Jimin'in anlatımından

Suga ile konuştuktan sonra hemen bizimkilerin yanına gittim. Onlara olanları anlatmalıydım. Yanlarına vardığımda çoşkuyla onlara tek tek sarıldım. Anlık afalladılar ama hepside karşılık verdi.

"Ne bu mutluluk orsbu çocuğu." diyerek lafa girdi Jungkook.

"Babapiro abiniz gidip Yoongi ile konuştu ve takıma girmek istediğini söyledi." dedim.

Namjoon kafasını test kitabından kaldırmadan sordu "O ne dedi peki?" diye. Tanrım anlıyorum çalışa çalışa birinci oldu ancak, yine de gerçekten çok fazla çalışıyordu. Uyurken bile test çözdüğüne eminim.

"Onun ile değilde koç ile konuşmam gerektiğini söyledi ve..." dedim.

"'ve...' ne lan devamını getirsene." dedi Hoseok ve konuşmaya devam ettim.

"...Ve 'Bu boy ile mi gireceksin takıma?' diye sordu."

Bir anda üçü de gülmeye başladı. "Ne gülüyorsunuz aq?" diye sordum.

"Kendi çok uzun ya, sen çok kısasın Jimin aynen. " dedi Hoseok. "Aynen kanka onun maşallahı var iki metre çocuk yani aaa." diye ekledi Jungkook.

"Ya amına koyayım ben mi istedim Yoongi bebişimden bir santimcik uzamasını istedim."

"Neyse birde ben bugün ki yapılacak seçmelere katılacağım umarım kazanırım çünkü Yoongi ile daha yakın olabiliriz ve daha fazla konuşabiliriz." dedim heyecanlı bir şekilde. Sonra Hoseok konuşmaya başladı.

"Tamam bizde seni desteklemek için geliriz o zaman." dedi ve diğerlerinden cevap beklercesine bakmaya başladı.

"Tabiki gidicez mal mısınız? Sonuçta Jimin'i orda tek bırakamayız." dedi ve gülerek omzumu patpatladı Namjoon.

"Bende gitmişken yakışıklı erkek keserim." dedi ve yüzüne şerefsiz gülümsemesini yerleştirdi.

"Firsatçı piçe bak sen destekleyeceğim ayağına adam kesecek." diyerek gülmeye başladım.

...

Sonunda dersler bitmişti ve seçmeler için spor salonuna gelmiştim. Benim gibi bir sürü kişi de seçmeler için buradaydı. Yoongi ne zaman gelecekti?

Bir kaç dakika daha bekledikten sonra Yoongi ve arkadaşlarının geldiğini gördüm. "Sakin ol Jimin, sadece onu gördün." dedim kısık seste. Bir kaç dakikalığına gözümü kapatıp açtığımda Yoongi'nin bana baktığı gördüm. Ona el sallamaya başladım. Ardından da arkadaşlarıyla konuşmaya başladığını gördüm.

Kendime oturmak için bir yer buldum ve beklemeye başladım. O sırada biri yanıma gelip bana seslendi.

"Merhaba."

Bu Yoongi'nin arkadaşı Jin'di. Oha amına koyim benimle mi konuşuyor o? Ama neden ki?

"Merhaba?" dedim soru sorarcasına.

"Ah şey sen Namjoon'un arkadaşıydın değil mi?" dedi.

"Evet de, ne alaka?" diye sordum. O sırada Tae ve Yoongi de yanımıza geldi. Ne oluyor lan?

"Ben Namjoon'un arkadaşıyım da. Hem seni gördüm, gelip konuşayım dedim." dedi. Benle mi konuşmak istemiş? Ben kendi kendime bunları düşünürken Tae, Jin'in koluna hafifçe vurarak sus işareti yaptı. Ne olduğunu hala anlayamamıştım.

"Ben senin hiç ilgin olduğunu düşünmemiştim. Şaşırdım yani." diyen Tae'nin konuyu değiştirmeye çalıştığını hissettim.

"Aslında küçüklüğümden beri oynamayı severim ama daha önce hiç takıma katılmamıştım. Ailem ve arkadaşlarım da destek olunca katılmak istedim. Aslında başka sebeplerde var ama o bana kalsın." dedim.

"Namjoon da gelecek mi peki? Yani arkadaşların da gelecek mi?" dedi merakla Jin.

"Evet gelecekler. Hatta birazdan burda olurlar." dedim gülümseyerek.

"Ahh ne güzel yek kalmamış olursun. Destekleyen birileri olur en azından." dedi Jin.

"Birazdan koç gelir bizde gidip bir yerlere oturalım gelin." dedi Yoongi. Ardından Tae ve Jin ile ilerideki oturma yerlerine doğru ilerlediler.

Koç geldi ve konuşmaya başladı. "Evet çocuklar bildiğiniz üzere S.Coups arkadaşınız ayağını kırdı ve en az iki ay oynayamayacak, ve bizim önümüzdeki ay maçlarımız başlayacak. Bizim de bir oyuncuya ihtiyacımız var. Evet doğru duydunuz sadece bir. Bu yüzden en iyinizi seçeceğiz ve bizimle devam edecek." dedi.

Şimdiden stres olmuştum ama stres beni sadece yavaşlatacağı için derin bir nefes alıp sakinleştim. Hızlıca sakinleşmiştim anlaşılan fazla sakin görünüyordum. Çünkü herkes bana bakıp 'ne da kadar sakin' gibi aralarında fısıldaşıyorlardı.

Koç oturmuş bizim esnememizi bekliyordu, esneme hareketlerini gayet iyi yaptığımı düşünüyordum açıkcası. Umarım gerçekten öyledir.

Koç yanımıza geldi ve ve 12 kişi olduğumuz için 6-6 maç yapacağımızı söyledi. Daha sonra da, "İyi şanslar çocuklar." diyip gülümsemeyi de unutmadı. İç ısıtan bir gülümseme sunmuştu adam. Evet evet, bu koçu sevmiştim, iyi biriydi.

Sonra yanımızdan ayrıldı ve takım kaptanı, yani Yoongi ile konuşmaya gitti. Fazla yakındı! Hayır hayır, bu koçu sevmemiştim, iyi biri falan değildi!

Bu düşüncelerden kurtulmak için başımı sağa sola salladım ve koç gelip bizi iki takıma ayırdı. Sonra da başlamamızı söyledi. Umarım bir aksilik çıkmaz ve çok iyi geçer çünkü bu benim en büyük şansım olabilir diye içimden geçirerek maça başladım.

Her şey Yoongi içindi ve ben yapmak zorundaydım...

-

Sadece bu bölüme özel erken attım çünkü ıssar eden bir iki kişi oldu. Diğer bölümler 3 gün de 1 gelecektir.

Umarım sevmişsinizdir. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

HEPINIZI ÇOK SEVIYORUZ <3

yayımlama tarihi:
18.01.2022

he different ; yoonmin.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin