Merhabalar yine biz geldik.
Bu bölümü yazarken cidden çok zorlandım. Umarım güzel olmuştur iyi okumalar....
-
Yoongi'nin anlatımından
Koçun düdüğü çalması ile maç başlamıştı.
Yarım saat geçti ve herkes çoktan yorulmaya başladı bile. Kıyasıya bir rekabet vardı takıma girmek için. İnsanların anlından akan terler ve gözlerindeki yorgunluk belliydi.
Herkes çok çabalıyordu ama doğru düzgün sayı yapabilen yoktu. Bir kişi yüzünden..
Jimin. Tanrım gerçekten bayağı iyi oynuyordu ve 15 sayıyı tek başına kazanmış, yirmiden fazla da sayıyı engellemiş ve çokça top çalmıştı karşı takım oyuncularının elinden. Daha önce neden onu fark edememiştik yada neden daha önce takıma girmemişti.
Maç sonunda bitmişti ve jimin toplam 15 sayı atmıştı. (Arkadaşlar basketbolla ilgili fazla bilgim yok haberiniz olsun. Ve de burda 15 defa top potadan geçti demek istedim. Puan olarak değil. Bu arada gereksiz bir açıklama ama söylemek istedim) Koç takıma onu almazsa çok şey kaybedeceğine eminim.
Bizimkiler, hatta tüm takım Jimin hakkında konuşuyordu ve konuşulmaya değerdi. Bizim takım yorumlamaya başlamıştık ve o sırada
"Jimin cidden çok iyiydi. Takıma biri girecekse o Jimin olmalı bence." dedi Chanyeol. Bunu kıskanan Baekhyun
"Yani iyiydi işte bizim kadar olamasada." diyerek yorumlama yaptı. Ardından da yavaş adımlarla yanımızdan uzaklaştı. Arkasından bakarak Chanyeol konuşmaya başladı
"Yalnış bir şey mi yaptım?" dedi üzgünce.
"Gerizekalı kıskanıyor seni anlasana." dedi Felix sitem edercesine. "Oğlum mal gibi yüzümüze bakacağına gitsene çocuğun peşinden. Senin de gönlün var bilmiyoruz sanki." diyerek devam etti konuşmasina Felix. Bunu duyduktan sonra hızlı adımlarla yanımızdan ayrıldı Chanyeol.
"Valla ikiside gerizekalı." dedi Jay b.
"Hayır sadece gerizaklı değil, ayrıca aşıklar da." diyerek gülmeye başladı Mark. Ardından herkes gülmeye başladı.
...
"Bence Jimin iyiydi, takıma alınacak kişi o olacak." diye bir kaç kısaca yorum duydum. Demek ki herkes aynı fikirdeydi. Bir iki yorum daha yapıldıktan sonra koç sonuçları yarın saat 12.00'da okul panosuna asacağını söyledi. Büyük ihtimalle hatta net bir şekilde Jimin'in seçildiğine emindim.
Bizimkilerin yanına gittim ve onlara veda ettim. Ardından eve yürümeye başladım. Ben bu çocukla o kadar dalga geçtim ama cidden iyi oynuyormuş. Pişman oldum birazcık, AMA BİRAZCIK. Eve giderken bir anda biri bana seslenince duraksadım ve arkamı döndüm.
Gelen kişi Jimin'den başkası değildi tabii. "Hani almıyordun? Kısayım diyeydi değil mi?" dedi ve gülmeye başladı.
Hayır Yoongi hemen sinirlenmek yok, takımınızın yeni oyuncusu olacak ve iyi geçirirsek maçlarda daha verimli oluruz. "Yine de benden kısasın? Ayırca ben almıyorum demedim koçla konuş dedim." diye konuştum.
Gülümsedi ve "Tamam dostum sakin ol, bir şey demedim. Sadece kısa da olsam iyi oynayabiliyormuşum değil mi?" diye sordu.
"Evet, tebrik ederim, açıkcası bu kadar iyi olmanı da beklemiyordum." dedim.
Gülümsedi ve teşekkür etti. Ben de önüme dönüp yürümeye devam ettim. Ama bastığım yerdeki ayak sayısı bir çiftten iki çifte çıkmıştı. O benimle birlikte mi yürüyor yoksa bana mı öyle geliyor?
Jimin de yanımdan yürümeye başladı ve beraber yürümeye başladık. Neden benimle yürüyordu ki?
"Sen ne tarafta oturuyordun?" diye sordu bana dönüp yanımdaki beden.
"Ah ben **** tarafında oturuyorum, sen?" diye sordum. Jimin de "Aa ben de o tarafta oturuyorum." dedi. Ne ara bu kadar yakın olduk biz diye düşünerek yola devam ettim.
...
Jimin'in anlatımından
"Aa ben de o tarafta oturuyorum." dedim şaşırmış bi edayla. Sanki bilmiyordun he Jimin, hadi yine iyisin koçum. Yol boyunca pek konuşmadık öyle bir kaç şey dışında. Onun evine daha vardı ama ben eve gelmiştim.
"Um, ben eve geldim. Yarın görüşürüz o zaman?" dedim. O da "Görüşürüz." dedi, el sallayıp anahtar ile kapıyı açarak içeri girdim. Çantamı bir kenara fırlattım. Bugün çok mutluydum. Bir anda sevinç dansı yapmaya başladım. O sırada arkadan bir ses duydum ve o tarafa döndüm
"Oğlum ne yapıyorsun?" bana garip bakışlar atarak sordu annem. Rezil oldum...
"Hiç, hiç bir şey yapmıyordum." dedim kendime çeki düzen vermeye çalışırken.
"Tamam o zaman. Ben yemek hazır olunca çağırırım" diyerek odadan çıktı. Hızlıca kendimi yatağa atarak yorganı ısırmaya başlamıştım. Tanrım rezillik, rezillik.
Bir iki dakika sonunda sakinleşince düzgün bir şekilde yatağa uzandım ve telefonumu elime aldım. WhatsApp uygulamasına tıkladım ve mesajlara bakmaya başladım.
-
Bu bölümde bu kadardı. Kısa oldu farkındayım ama diğer bölümler daha uzun olacak.
Bu arada bugün karne günü umarım herkesin notları çok iyidir ve iyi bir belge almıştır.
Bir sonraki bolümde görüşürüz.
HEPINIZI ÇOK SEVIYORUZ <3
yayımlama tarihi:
21.01.2022
ŞİMDİ OKUDUĞUN
he different ; yoonmin.
Fanfiction"Ben de basketbol takımına girmek istiyorum." dedi. Gülmeye başladığımda bana garipçe baktı. "Neden gülüyorsun?" "Bu boyla mı gireceksin takıma?" dedim alay edercesine. "Sanki sen çok uzunsun göt." ↪ yoonmin au, düzyazı, texting ↪ tw; olumsuz örnek...