-
Zaman hızla geçiyordu, daha dün yaptım sandığım şeyler üzerinden günler hatta haftalar geçmişti. Zaman geçtikçe Yoongi ile daha yakın oluyorduk, aynı zamanda maçlar da yaklaşıyordu.
Her gün düzenli olarak antrenman yapıyorduk ve bu da takımdakiler ile daha da yakınlaşmamı sağlamıştı. Hatta Chanyeol'a ilişki tavsiyeleri veriyordum. Birazcık da benim sayemde Baekhyun birbirlerine açılmış, sevgili olmuşlardı. Onlar için çok mutlu olmuştum, daha doğrusu sadece ben değil. Takımdakiler, hatta duyan herkes çokça mutlu olmuştu.
Onları gördükçe gaza gelip bende Yoongi'ye açılmak istiyordum fakat sonrasında 'Salak mısın Jimin? Ya seni arkadaşı olarak görüyorsa.' diye içimden geçiriyordum. Bu düşüncemden kurtulamamıştım ancak Yoongi ile yaşadığımız şeyleri de göz ardı edemezdim.
Yaklaşık bir hafta önce hep birlikte gittiğimiz kafede beni kıskanmıştı.
Biz kafede öylece oturup sohbet ederken içeri Kai girmişti. Onunla uzun zamandır görüşmediğimiz için birbirimizi özlemiştik ve sarılmıştık. Yoongi ise Taehyung'un demesi ile beni ondan kıskanmıştı. Nedeninin ise şu olduğunu söylemişti. "Sen ona sarılırken gözünü sizden ayırmadı ve 'Sanırım çok yakınlar, baksanıza şunlara' dedi biraz sinirlice." demişti.
Tabi ben Taehyung'un dediklerinden sonra çok mutlu olmuş ve o anki gelen enerji ile çığlık atmışım. Ardından ise rezil olduğumu anlayıp utanmıştım. Napabilirdim ki, sonuçta Yoongi beni kıskanmıştı.
"Jimin, ya salak mısım oğlum baksana az bana."
Ne? Ne oluyor? Kim bana sesleniyordu?
Kafamı sıradan kaldırdım ve bana seslenen kişinin kim olduğuna baktım. Gelen kişi salak Jungkook'dan başkası değildi.
"Ne var be?" diye bağırdım.
"Kaç saattir sesleniyorum salak. Neyse kantine gidiyoruz biz, sende gelecek misin?" diye sordu.
"Yok gelmiyorum, gidin siz." diyerek kafamı sıraya geri koydum.
"Yoongi de bizimle olacak ama sen bilirsin tabi, gelmek istemiyorsan gelme." demesi ile hızlı bir biçimde ayağı kalktım ve Jungkook'un yanına gittim.
"Başından söylesene Yoongi orada diye. Ayrıca niye gelmeyecekmişim, aaaaa." dedim. O ise bu halime gülümseyerek yürümeye başladı.
Kantine vardığımız zaman yemek yiyen kişileri görmüştüm. Acıktığımı fark etmiştim ama kısa bir süreliğine bunu kafamda ertelemiştim. Bizimkilerin yanına gittiğimde onlarında yemek yediğini gömüştüm. Ahh cidden acıktım.
"Hokişim, canım kuzenim, birtanecik-"
"Ne istiyorsun Jim?" diyerek sordu.
"Ben acıktım da, param da sınıfta kaldı. Bana bir şeyler alır mısın diyecektim."
"Para sıçmıyorum Jimin, başkasından dilen." diyerek kestirip attı. Şerefisiz...
"Of iyi be. Aranızda rich varmı? Bana bişiler alabilecek." diye sordum. Tabi bunu tatlı bir yüzü ifadesi takınarak yapmıştım. Yoongi ayaklanarak yanıma geldi ve konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
he different ; yoonmin.
Fanfiction"Ben de basketbol takımına girmek istiyorum." dedi. Gülmeye başladığımda bana garipçe baktı. "Neden gülüyorsun?" "Bu boyla mı gireceksin takıma?" dedim alay edercesine. "Sanki sen çok uzunsun göt." ↪ yoonmin au, düzyazı, texting ↪ tw; olumsuz örnek...