4.Bölüm

507 76 31
                                    

Önceki bölüm

En son ustasını bırakmıştı. Sonucta onunla yüz yüze gelmek bile çok tuhaftı. Ne tepki vereceğini bilemiyordu. Yakınlaşmak isterse...

Bunu yapacağını sanmıyordu!
.
.
.
.
.
Yin Fangji, fark etmeden kendisini evin girişinde buldu. Çok fazla düşüncelere dalmıştı. Burası ustasının eviydi.

Anlaşılan vücudu kendi isteği dışında ilerlemişti. Bunu da sık sık gidilen yer olan Shi Rang'ın evine gitmekle yapmıştı. Bu çok tuhaf ve rahatsız ediciydi.

Bu bedenin anılarını elde etmek konusunda kendisini rahatsız hissetti. Bilmediğim ve bilmek istemediği bazı şeyleri öğrenmek istemiyordu. Fakat madem buraya kadar gelmişti. O zaman biraz dinlenmeliydi.

Yin Fangji, evin içine girdiğinde evi temizleyen Shi Rang ile karşılaştı. Ustası ne zaman eve gelmişti? En son karşılaşmak istediği kişiyle göz göze gelmişlerdi.

Shi Rang, yüzünde bir gülümseme ile Yin Fangji'ye baktı. Gözlerinin içi hüzün ve sevgiyle parlıyordu.

-Xiao Ji, eve gelmişsin. Bir gelişme var mı? Nereye gitmiştin?

Yin Fangji, sahte bir şekilde öksürdü ve gözlerini kaçırdı.

-Öhöm, önemli bir şey değildi. Sadece abimi görmeye gitmiştim.

Shi Rang, bir anda umutlarının yıkıldığını hissetti. Sessizce temizliği bitirdikten sonra ikisi için de çay demledi.

-Bahçeye çıkalım mı? Seninle konuşmak istiyorum.

Yin Fangji, reddetmek istedi. Shi Rang ile aynı ortamda olmak onu geriyordu . yine de bedeni kendi isteği dışında bahçeye kadar takip etmişti.

İkisi, evin arka kısmında bulunan güzel ve büyük bahçede ki çardağa geçtiler ve karşı karşıya oturdular. Önlerinde bir bardak sıcak bitki çayı vardı.

Shi Rang, bir süre rüzgarı hissetti ve gözlerini kapattı. Sanki aradığı huzuru bulmak üzereydi. Fakat bu huzur ondan hala uzaktaydı.

-Merak ediyorsun... Ben de merak ediyorum...

Yin Fangji, şaşkınlıkla Shi Rang'a baktı. Neyi merak ediyordu? Neyden bahsediyordu? Neden bu sözler...

Kulağa, sevdiği birini kaybetmiş birisine aitmiş gibi çıkıyordu?!

Yin Fangji'nin aklı karmakarışıktı. Ağzını açtı. Bir şeyler söyleyecek gibi oldu. Fakat hemen geri kapadı. Ne söyleyebilirdi ki?! Anlamıyordu...

Shi Rang, bir süre sessiz kaldıktan sonra derin ve uzun bir iç çekti ve konuştu.

-Yin Fangji, bir insanı ne kadar sürede tanıyabilirsin?

Yin Fangji, bir süre düşündükten sonra konuştu.

-Bilmiyorum. 1 sene? 10 sene? Belki de bir ay yeterlidir.

Shi Rang, bitki çayından bir yudum aldıktan sonra fısıltıyla konuştu.

-Bazen bir hareket ele verir, bazen yıllarca aynı evde yaşarsın tanıyamazsın...

-süresi yoktur bu işin, ayrıca iyi tanıdığını düşündüğün insanların zamanla değişebilmesi de bu işin cabasıdır...

Yin Fangji, kaşlarını çattı ve Shi Rang'a baktı. Ne demek istediğini anlamakta zorlanıyordu. Neden birden bire felsefe yapıyordu ki? Açıkça söyleseydi ya. Uğraşmak zorunda olmak can sıkıcıydı. 

-Ne demek istiyorsun usta? Beni tanıyamıyor musun?

Shi Rang, hafifçe gülümsedi. Simsiyah uzun saçları rüzgarda dalgalandı. Altın rengi gözleri hüzünle doluydu. Öylesine kalbi kırılmış görünüyordu ki...

Who is the main character? [BL]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin