Önceki bölüm
Yin Fangji, ortaya çıkan mor ve kırmızı gözlere şaşkınlıkla baktı. Çocuk, normal bir görünüme sahipti. Fakat gözleri...
-Gözlerin...ne kadar da...tuhaf ve güzel!
Zhu Jiaobu, yarım bir şekilde gülümsedi. Gözlerine güzel diyen tek kişi bir kez daha karşısındaydı...
.
.
.
.
-Gözlerimi güzel mi buluyorsun? Hem kırmızı hem de mor. İkisi de tuhaf ve absürt renkler.Yin Fangji , başını salladı ve onayladı. Daha yakından bakmak için gözlerini yaklaştırdı.
-Gerçekten de ilginç. Daha önce bu tür renklere sahip birini görmemiştim. İkisi de farklı. Onları neden saklıyorsun?
Zhu Jiaobu, bir süre sessiz kaldıktan sonra kakülünü geri kapattı ve konuştu.
-Gören herkes rahatsız oluyor. Aynı şekilde ben de. Bu arada ismin nedir?
Yin Fangji, ismini çocuğa söylemediğini fark etmişti. Sahte bir şekilde utançla güldü.
-Ben Yin Fangji. 13 yaşındayım. Benimle birlikte tarikatıma gelmek ister misin?
Zhu Jiaobu, başını salladı ve onayladı. Onunla birlikte gitmek istiyordu zaten. Fakat şu zamanda daha yeni tanışmışlardı.
-Gelmek isterim ama..benim pek yeteneğim yok. Beni kabul ederler mi ki?
Yin Fangji, çocuğu kolundan tuttu ve ayağa kaldırdı. Heyecanla konuştu. Ana karakteri bulmuştu. Onu da güçlendirse ve bir yıldız yapsa harika olurdu.
-Sorun olmaz. Benimle gel. Sana yardım edeceğim. Şu andan itibaren arkadaşız.
Zhu Jiaobu'nun yüzünde hüzünlü bir gülümseme belirdi. Arkadaş...onu unutan bir arkadaş...önemli değildi. Yeter ki borcunu tam anlamıyla ödeyebilsindi.
Ne zaman Yin Fangji, mutlu bir yaşama kavuşacak işte o zaman Zhu Jiaobu borcunu ödemiş olacaktı.
Yin Fangji, Zhu Jiaobu'yu gezerken gördüğü bir hamama götürdü. Temizlenirken de görevlilerden saçını kesmesini ve düzeltmesini istedi. Kendisi de yeni kıyafetler almaya gitti.
Geri döndüğünde Zhu Jiaobu'ya şaşkınlıkla baktı. Saçları beklediğinden daha açık bir kahverengiydi. Aynı şekilde cildi de öyleydi. Kendisi kadar beyaz değildi. Fakat açık buğday denilebilirdi.
Görünümü baştan sona değiştiğinden şimdi biraz tatlı duruyordu.
-İyi görünüyorsun Xiao Zhu. Aç mısın? Yemek yiyelim mi?
Zhu Jiaobu, biraz çekingen bir şekilde Yin Fangji'ye baktı. Gayet normal bir görünümü vardı. Neden iyi göründüğünü söylemişti ki? Utanmıştı. Ayrıca burada iyi görünen biri varsa o da Yin Fangji idi. Parlıyordu resmen!
-Acaba...senin...dönmen gerekmiyor mu? Ailen ve arkadaşların endişelenmiş olabilir. Benimle bu kadar ilgilenmeye gerek yok.
Yin Fangji, hafifçe gülümsedi ve kendisinden 20 cm daha kısa olan çocuğun başını okşadı.
-Sorun yok. Benim kaybolmalarıma alışıklar. Hadi yemek yiyelim.
Yin Fangji, kardeşi ve ustasını görmek istiyordu. Fakat bir yandan da çekiniyordu. Ayrıca yine sinirine hakim olamayıp o pisliğe saldırır diye korkuyordu.
Ayrıca anılara göre sık sık kayboluyor ve bir kaç gün gelmediği oluyordu. Endişelenseler bile alışıklardı. Onların ölümüne sebep olan kendisi yüzünden olabildiğince geç dönmek istiyordu. Yüzlerine bakmaya çekiniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who is the main character? [BL]
FantasyAna karakter kim? Aptalca bir şekilde ölen Yin Fangji, son okuduğu kitabın içine girmiştir. Fakat büyük bir sorun vardır. Aynada yüzünü göremiyordur. Onlarca hatta yüzlerce karakteri barındıran bir kitap karakterine dönüşseydiniz kim olurdunuz? Bu k...