12.Bölüm

473 73 38
                                    

Önceki bölüm

Şansı olaydı, kesinlikle tüm gününü Zhu Jiaobu ile geçirirdi. Şu an bile hissettiği rahatsız edici duyguların biraz dağıldığını fark etmişti.

-Hehehe...acaba ne yapıyor? Umarım başına bir şey gelmemiştir.

Yin Fangji, düşünceler eşliğinde tarikata doğru ilerlemeye devam etti.
.
.
.
Yin Fangji, tarikata girdikten sonra sakin bir şekilde evine doğru ilerlemeye başladı. İlk önce dinlenecekti. Daha sonra ise görevini tamamladığına dair ustasına haber verecek ve daha sonra da Zhu Jiaobu ile bolca vakit geçirecekti.

-Hey, sen de duydun mu?

-Evet duydum. Tarikatta dayak yiyen çocuğun arkasında ki öğrenciler bulunmuş ve atılmış.

-Atılacakları çok belliydi.

-Tarikatta izinsiz dövüşler yasak.

-Doğru. Bir de zavallı çocuğun üstüne bir kaç kişi saldırmışlar.

-Hahaha..rezil herifler! Hak ettiklerini aldılar.

-Kimseye söyleme ama, ben o aptalların savunmasını duydum. Duydum ki kıdemli Shi'nin öğrencisi teşvik etmiş.

-Cık cık. Ne kadar da hüsran ama! Sadece aptallar. Böyle bir şeyin olmasına imkan yok. Sadece yalan söylüyorlar.

-Şu dayak yiyen öğrencinin adı neydi ya? Zhao...hayır, Zhu...bu..Zhu bu muydu?

-Hayır, seni aptal! İsmi Zhu Jiaobu! Daha yeni tarikata katıldı.

Yin Fangji, evine gittiği sırada öğrencilerin konuşmalarını da dinliyordu. İlk başta pek önemsemese de daha sonra işin rengi değişmişti.

Zhu Jiaobu! Dayak! Kıdemli Shi? Atılmak?

Bütün bunlar da neydi?

O doğru mu duymuştu?

Hemen yönünü değiştirdi ve az önce konuşan öğrencilerin yanına gitti ve sert bir sesle konuştu.

-Hey, siz ikiniz! Bana neler olduğunu açıklayın!

Öğrenciler, soru soran kişinin Yin Fangji olduğunu görünce önce bir selam verdiler ve sonra konuştular.

-Kardeş Yin, olaylardan haberdar değil misiniz? Günlerdir bu konu konuşuluyor.

Yin Fangji, öğrencilerin ona mağara adamı gibi davranmasından rahatsız oldu. Tarikat dışındayken nasıl bilebilirdi ki?

-Hayır, haberim yok. Görev için dışardaydım ve yeni geldim. Şimdi anlatın bakalım. Olay ne? Bir tane bir şey bile atlamayın!

Öğrenciler, kısa süreli bir tereddüt yaşadı. Fakat bu olay, tarikatta herkesin bildiği bir şeydi. Hiçbir şey atlamadan, duydukları tüm dedikoları anlattılar.

Yin Fangji, ellerini öğrencilerden birinin omzuna sertçe koydu. Resmen öldürmek istiyor gibi görünüyordu. Sinirden titriyordu. Suratı kasılmıştı.

-Yalan söylemiyorsunuz değil mi?

Öğrencinin omuzları çökecek gibiydi. Korkuyla titredi ve kekeledi.

-Yeminle, doğruyu söylüyorum kardeş Yin. Tarikatta herkes biliyor. Bana inanmıyorsanız başkalarına da sorun!

Yin Fangji, öğrenciyi hızla yere savurdu ve sinirle başkasına bulaştı. Sadece iki öğrenciden duyduğu yetmezdi.

Fakat herkes aynı veya benzer şeyler söylüyordu. Bu büyük bir olay olduğu için herkes biliyordu. Sonucta yasakların çiğnenmesi ve bir kaç öğrencinin atılması küçük bir mesele değildi.

Who is the main character? [BL]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin