Önceki bölüm
Şimdiden çok yorulmuştu.-Lanet olsun. Yin Fangji...
-Neden sorunlu birisi olurum ki..ölmek kaderimde mi var?
-Sikeyim, bunu kabul etmiyorum.!
.
.
.
.
Yin Fangji, evine geldikten sonra daha fazla dayanamıyordu. Hemen banyoya koştu ve kustu. Midesi fazlasıyla bulanıyordu. İçinde ne varsa çıkarttıktan sonra bile mide sıvısını kusmaya devam etmişti. Karnı çok ağrıyordu.Ne zaman büyük bir zihinsel şok yaşasa ya da duygusal bir darbe yese kusma gibi bir huyu vardı. Bu isteyerek yaptığı bir şey değildi.
Şimdi de yine midesine kramp girmiş ve oldukça da acıyordu. Sendeleyerek odasına gidip yatağına yattı. Buraya geleli baya olmuştu.
Fakat olaylar peşini bırakmıyordu. Her yerde onu öldürmek isteyen düşmanlar vardı ve bazıları karanlıkta gizlenirken bazıları da açıktan kendisine sırıtıp dost ayağına yatıyordu.
Bu dünya çok korkunçtu. İlk defa kendi dünyasını özlediğini hissetti. En azından orada yasalar vardı. Tek bir şikayette peşini bırakmazlardı.
Şimdi bu dünya da ise sadece kendisine ve Zhu Jiobu'ya güvenebilirdi. Nasıl kendi kanından bile olan abisi ondan sır saklamıştı ki?
Herkes onu çocuk olarak görüyordu. Hiçbir şey bilmeyen, anlamayan saf ve salak, güçsüz bir çocuk...
Yin Fangji, bu durumu kendisine yediremedi. Gururunun kırıldığını hissediyordu. Yıldız olmak demek karanlıkta çok sayıda düşmana sahip olmak demekti.
Fakat bu demek değildi ki yıldız olma hayalinin peşini bırakacaktı. Bunu asla yapmazdı. Yapamazdı!
Karanlıktan korkacaksa en başta yetişim yapmayı bırakıp tarikatı da terk etmeli ve güvenli bir hayat için uzaklara kaçmalıydı.
Yin Fangji, bir süre sessizce düşündü. Kendisini halsiz hissettiğinden uyumak ve dinlenmek istiyordu ama şimdi onu uykusunda boğazlayacak kişilerin varlığını bildiğinden bundan korkmaya başlamıştı.
Boşuna insanlar "cahillik mutluluktur" demiyorlardı. Cidden öyleydi. Keşke her şeyi öğrenmek için bu kadar zorlamasaydı Zhu jiaobu'yu. Fakat son pişmanlık fayda etmezdi.
Bu düşünce aklına geldiği anda hemen başını iki yana salladı ve aklından silmeye çalıştı. Bilmesi daha iyiydi. En azından artık daha dikkatli olacaktı.
Yin Fangji, kalbinin yavaşça karardığını hissettiği sırada derin bir uykunun kollarına daldı.
Bu sırada Zhu Jiaobu..
Zhu Jiaobu, endişeliydi. Bu hayatta onun en çok istediği Yin Fangji ve onun iyi olma durumuydu. Odanın içinde volta atıyordu. Bir oraya bir buraya yürüyüp duruyordu.
Kendi sağlığı da kendisi de önemsizdi. Zaten yeterince yaşamış ve bir çok olaya da şahit olmuştu. Ama odaklanması gereken büyük bir konu vardı. Daha doğrusu koruması gereken...
Zhu Jiaobu, bu hayatta ilk kez yetenekli olduğunu keşfettikten sonra yerinde öylece duramazdı. Birisini korumak için güçlü olmalıydı. Ayrıca Yin Fangji'den fazlasıyla hediye almıştı. Onları da geri ödemesi gerekiyordu.
Bir süre düşündükten sonra hafifçe gülümsedi. Tarikatın sonunu gördüğü için aklına bir fikir gelmişti. Burası eskiden başka bir tarikattı. O tarikatın yıkılması ile bu tarikat kurulmuştu.
Bu tarikat da yıkılınca önceki tarikatın molozları da ortaya çıkmıştı. Fakat kimse buna dikkat etmemişti. En azından kendisi dışında kimse..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who is the main character? [BL]
FantasyAna karakter kim? Aptalca bir şekilde ölen Yin Fangji, son okuduğu kitabın içine girmiştir. Fakat büyük bir sorun vardır. Aynada yüzünü göremiyordur. Onlarca hatta yüzlerce karakteri barındıran bir kitap karakterine dönüşseydiniz kim olurdunuz? Bu k...