2- "Her yerdesin..."

99 13 74
                                    

İyi okumalar dilerim!

********************************

Ben asansörün karanlığında kaç dakika veya saattir Minho'ya sokulmuş bir şekilde panikle bekliyordum bilmiyorum ama geçen her saniye bana yüz yıl gibi gelmeye başladığında asansör yavaş yavaş hareket etmeye başladı.

"Minho? Asansör aşağı doğru iniyor, düşeceğiz..!"

Bir elim asansör aynasının demirliğinde diğer elim Minho'nun kolunda panikle kıpırdanmaya başladım.

"Hey hey! Sessiz ol, kıpırdama."

Dediğini yaptım. Bastığımız zeminden çıtırtılar gelmeye başlamıştı ve birkaç adam sesi duyuyordum. Minho bana sarılmayı bırakıp biraz uzaklaştığında destek almak için diğer elimi de demirliğe attım.

"YARDIM EDİN! BURADA MAHSUR KALDIK!"

Minho bağırırken asansör yine yavaş yavaş aşağıya doğru kaymaya başlamıştı.

"HEY! KİMSE YOK MU?! KOSKOCA LANET APARTMANDA KİMSE YOK MU?!"

son cümlesini söylerken sesini gittikçe arttırmıştı, irkilmiştim. Benim köşeye sindiğimi fark ettiğinde sustu ve yanıma geldi.

"Üzülme dostum, birazdan görevliler gelir."

Kollarını bana sardığında asansör bir anda hızlanarak aşağıya kaymaya başladı, panikle birbirimize daha sıkı tununup gözlerimizi kapatmıştık ki asansör aniden durdu. Işıklar düzeldi ve asansör kapısı yavaşça açıldı.

"Ehm. Bayım, iyi misin? Yani iyi misiniz?"

Genç yaşlarda yüzü tilkiye benzeyen biri kapıdan kafasını uzatıp bize gülümseyerek bakmaya başlamıştı.

Hızlıca birbirimizden ayrılıp apar topar kabinden çıktık.

"Evet. Evet iyiyiz, asansörü siz mi düzelttiniz?"

Karşımızdaki yabancı bize garip bir bakış atarak cevap verdi:

"Asansör bozuk muydu?"

Minho ile aynı anda birbirimize bakıp tekrardan yabancıya döndük.

"Evet, yaklaşık 2 saattir içerdeydik."

"Gerçekten mi? Telefona bakarken tuşa basıp asansörün gelmesini beklemiştim ama ilk başta tuşun ışıkları yoktu, sonra tekrar tekrar basınca geldi. Problemi görevliye bildirmelisiniz."

Bir süre birbirimize öylece baktık.

"Ha bu arada, adım Jeongin. Bu katta oturuyorum. Sizinle komşuyuz sanırım?"

"Ben Minho, o da arkadaşım Jisung. Tanıştığımıza memnun olduk."

"Ben de memnun oldum, benim gitmem gerek yoksa iyice gecikeceğim. İyi akşamlar."

Jeongin hızlıca asansöre binip gittiğinde derin bir nefes verdim.

"Saat çok geç oldu, istersen sürprizini yarın göstereyim."

Saatin geç olmasının pek umrumda olduğu söylenemezdi.

"Sorun yok. Hadi, kaç katsa çıkalım yukarıya sürpriz sürpriz dedin meraklandım iyice!"

Bir an durup öylece gözlerime baktı ve hafifçe kıkırdadı, sonra da bileğimden tuttu ve gülerek hızlıca yukarıya doğru beni çekmeye başladı. Merdivenleri bitirdiğimizde hızlıca cebinden bir anahtarı çıkarttı ve kapıyı açtı. Kapıyı açarken kapının gıcırtısı korku filmlerinde kullanılan ses efektlerini andırıyordu.

ALL THE THINGS HE SAID -minsung- ATTHSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin