2. Bölüm: Yüzük

12.9K 565 30
                                    

"Alya." Demir'in koluma dokunmasıyla ne ara daldığımı bilmediğim uykudan uyandım.

"Ne oldu?" dedim gözümü ovuştururken.

"Geldik."

Boş boş baktım birkaç saniye, ardından uykulu halimden biraz olsun sıyrılmayı başarıp elimi kapının koluna attığımda "Bir dakika," dediğini duydum.

"Sen uyuyakaldığın için konuşamadık. Konuşmamız gereken birkaç şey var."

"Nedir?" dedim oturduğum yerde dikleşirken.

"Öncelikle unutma adın sen artık Rana Taşkın'sın. Kalacağın evdekiler benim ailemin çok eski dostları. Kısmet teyze, yeğeni Heves ve kocası Rıfat amca. Rıfat amca polis dolayısıyla durumundan haberdar ama Kısmet teyze ve yeğeni bilmiyor. Sen orada benim nişanlım sıfatıyla kalacaksın. Hemen karşı dairenizde ben ve kardeşim Alaz oturuyoruz."

"Nişanlı mı?"

"Evet. Bu arada bunu tak," diyerek bir alyans uzattı kendi parmağındaki kalın altın yüzüğü bana göstermek istercesine. Bana uzattığı yüzüğün içinde Demir yazıyordu. Bir anda sindirmem gereken çok fazla bilgi almıştım.

"Aile dostun olduğunu söylemiştin onların," dedim kaşlarımı çatarak.

"Evet."

"Annenle baban ne olacak? Onlar da biliyor mu bu durumu? Hem ne gerek vardı bu nişan olayına? Başka bir şekilde birilerinin yanında kalamaz mıydım?" Böyle sorunca dudaklarındaki kıvrım yok olmuştu.

"Gerek var ki..." dedi söylenerek elini kapının koluna atarken. Arabanın dışına çıktığında tamamladı cümlesini. "...şu an bunu yaşıyoruz. Üstelik annem ve babam öleli çok oluyor."

"Allah rahmet eylesin," dedim ben de arabadan çıkıp karşısına geçtiğimde.

"Sağ ol."

"Ailenin sen çok küçükken öldüğünü söyledim. Bu arada sorarlarsa yaşını 1 yıl büyüterek söyleyeceğiz. Dolayısıyla sen liseden mezun olalı 1 yıl oluyor. Dışarıdan gizlilikle sınavlara girerek bitireceksin okulunu burada kaldığımız süre içerisinde."

"Anladım."

"Telaşlanma bu arada seni ben çalıştıracağım. Kalmayacaksın hiçbir dersinden."

Bagajdan benim bavulumu ve büyükçe bir çantayı aldı. Arabayı kilitleyip yönünü biraz uzakta kalan krem rengi, bahçeli an az 4 katlı olan bir apartmana çevirdi. "Burası," dedi kafasıyla işaret ederek.

Terli ellerimi pantolonuma sürterek peşinden ilerledim. İnanılmaz gergindim. Yeni ortamlara girmekten nefret ediyordum. Gerginlik tüm vücudumu sararken bir gün hiç tanımadığım bir adama asla söyleyeceğimi hiç düşünmediğim cümleyi söyledim. "Ben sizinle kalsam olmaz mı? Neden başka bir yerde kalıyorum?" diye sordum. Hiç tanımadığım insanlarla kalıp onlara yalan söylemekle uğraşmak yerine biraz olsun tanıdığım ve güvenilir gördüğüm biriyle kalmayı tercih ederdim.

Fazlasıyla şaşırdı. "Benimle mi kalmak istiyorsun?"

Utanç anında ele geçirdi vücudumu. Yanaklarıma kan hücum ederken bir an ne diyeceğimi bilemedim. "Ha-hayır! Yani... Ben-"

"Anladım, gerildin bütün bu olanlardan ve söyleyeceğimiz yalanlardan dolayı."

Kafamı salladım. Beni anlamış olması rahatlatıcıydı. "Biraz."

"Kusura bakma seni utandırmak istemedim," dedi kıpkırmızı olduğuna emin olduğum yanaklarıma bakarak. Ardından şefkat diye adlandırabileceğim bir ifadeyle yüzüme doğru "Merak etme iyi karşılanacaksın orada, kimseye bir zahmet vermeyeceksin. Eğer bir süre sonra daha rahatsızlık duymaya devam ediyor olursan yanıma taşınırsın. Olur mu?" diye sordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 11, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sessiz Çığlıklar SenfonisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin