BÖLÜM 6

19.8K 1.2K 119
                                    

BÖLÜM 6


DIŞARIDAKİ TEHLİKE

Evimizde sadece iki oda var. Aslında Sinek kasabasındaki tüm evler iki odadan oluşuyor. Babam Hans, kardeşim ve benim işe yaramayan çocuklar olduğumuzu düşünüyor. Bu yüzden bugün bizi çiftliğe çalışmaya götürecek. Ben mavi. Ben ve kardeşim birer cinsiyetsiziz. Kardeşimin adı Yeşil.

Yeşil ve ben ilk kez dışarı çıkacağız. Beş yaşındayız. Fakat hala Sinek kasabasının çamurlu toprağına bile ayak basamadık . İki odalı evimizde tıpkı bir mahkum gibi yaşadık yıllarca. Babam dışarı çıkmamıza yıllardır izin vermedi. Cinsiyetsizleri dışarıda ölüm bekliyormuş, bu yüzden dışarıya çıkacağım için hem heyecanlı hem de korkak bir ruh haline sahibim. Güneşi tenimde hissetmeyi diliyorum. Gri cübbemi giyindim. Babam çiftliğe giderken gri cübbe giyinir. Aslında sinek kasabasındaki tüm halk ekim yaparken gri cüppe giyinir. Sinek halkı bu renge mecburdur.

Tabureye oturdum, annem elinde tarakla arkamda saçlarımı taradı. Yeşil ve benim çok fazla saçımız yok. Parmakla sayılabilecek kadar az ve beyaz saçlarımız var. Geçen yıla kadar hiç saçımız yoktu. Annem saçlarımla uğraşırken çaktırmadan göz ucuyla Yeşil'e baktım. Sırasını bekliyordu.

''İşte,'' dedi annem gri cübbeme çeki düzen verdikten sonra. Gözlerim annemin gözleri ile kısa süreliğine birleşti. Gözlerimi utangaç bir şekilde kaçırdım.

''Aynaya bakmayacak mısın? '' dedi annem.

Aynaya bakmayı istemiyordum. Gri pullu bedenimi bir türlü sevemedim. Henüz yaşımın beş olmasına rağmen iri bir vücudum vardı. Diğer insanlardan oldukça farklıyız. Aynaya baktığımda boş bir siluet görmek bana acı veriyordu. Kirpiğim bile yok.

''Hayır,'' dedim kırıldığımı belli ederek.

''Teşekkür ederim.'' Hayatımın geri kalanında aynaya bakmayı hiç düşünmüyordum. Gülümserken parıldayan dişlere bile sahip değiliz.

Annem gülümsedi.

''Gel buraya Yeşil, şimdi sana çeki düzen verme vakti.''

Annem ince, narin ve şefkat dolu parmaklarıyla Yeşil'in görünümüne renk kattı.

''Teşekkür ederim.'' dedi Yeşil. Benden daha heyecanlı görünüyordu. Yeşil'in sesini duyunca irkildim. İnce yada kalın bir sese sahip değiliz. Aslında güzel olan hiçbir şeye sahip değiliz. Hırıltılı bir sesimiz var. Bu ses tonu bazen kulağa korkutucu gelebiliyordu.

Annem yanağımızdan öptükten sonra bizi çiftliğe göndermek için kapıya yöneldi. Son bir hamle yaparak ardıma bakıp eski kahve rengi koltuğumuza baktım.

Çünkü eski kahve rengi koltukta Lee anne soluk bedeni ile yatıyordu. Onu yanaklarından öptüm, Ardından Yeşilde bana eşlik etti ve birlikte Lee anneye ''Hoşça kal'' dedik.

Lee anne... Güzel yüzlü kadın. Uzun kirpikleri ve kusursuz bir burnu vardı. Aradan geçen zaman yaşlanmasına sebep olsa da güzelliğini hiç yitirmemişti. Fakat su toplayan ciğerleri onun tüm enerjisini alıyordu. Günlerdir hasta bir vaziyette yatıyordu ve üstelik halsizdi.

Huysuz babam, yatak odasından çıktı.

''Oyalanmayın.'' Diye bize kızdı ve kendi kendine söylemeye devam etti. Bize hep kızardı. Hızlı adımlarla evden çıktık.

''Şapkalarınızı takın!'' diye emretti babam.

Babam hep emrederdi ve asla ricada bulunmazdı. Yeşil, babama öfkeyle baktı. Yeşil,babama hep öfkeyle bakardı. Babamın söylediği gibi gri cübbemizin şapkasını başımıza geçirdik. Bu sayede cinsiyetliler yüzümüzü net bir şekilde göremiyordu ve gri pullu tenimiz güneş ışığı altında tıpkı bir kristal gibi parıldamıyordu. Şimdilik şanslıydık.

Cinsiyetsiz ve Sulh SırdaşlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin