BÖLÜM 15

14.8K 919 92
                                    

BÖLÜM 15

İLK DERS

Erdem ve kabiIiyet yönünden üstün oIan kimseIerin arkasından gitmek ve onIara uymak doğrudur.(Aristoteles)

Siazem Cinsiyetsizler okulunda göreceğimiz dört temel ders var. Bunlardan ilki Gri ruh eğitimi. Diğerleri ise Cinsiyetsizlerin tarihçesi, bilinçaltı yetenekler ve savunma sanatları. Gri koridorda yürürken bir kadın sesi anons veriyor ve koridor çan sesleri ile yankılanıyor.

"Birinci sınıfların dikkatine, ilk ders beş dakika sonra Ay taşı dağında başlayacaktır."

Tahminimce bu ses Finola'ya ait. Kibar ve pürüzsüz ses...

Anons saniyeler sonra tekrarlanıyor.

"Birinci sınıfların dikkatine, ilk ders beş dakika sonra Ay taşı dağında başlayacaktır." Birinci sınıflar

" Ay taşımı ? Ay taşı dağı nerede? Oraya nasıl gideceğiz?" Gibi sorular sorarken yemin törenindeki siyah pelerinli cinsiyetsiz çıkageliyor ve "Ben Olivin. Gri ruh eğitmeniyim Şimdi lütfen seri bir şekilde beni izleyin." Diye emrediyor ve siyah pelerinini savururcasına arkasını dönüp hızlı adımlarla yürüyor. Siyah pelerinli cinsiyetsizin emrine itaat edip onu izliyoruz fakat adımlarımız onun adımları kadar büyük ve hızlı değil.

Gri ruh eğitimini almak için silindir binanın arkasında bulunan asma köprüde ilerliyoruz. Yerden kaç metre yüksekte olduğumuzu bilmiyorum fakat köprüden aşağı baktığımda içim ürperiyor. Çünkü aşağısı sivri kayalıkla dolu olan bir uçurum. Her yer ya taş ya da kuru toprak. Yükseklik gittikçe artıyor ve bununla doğru orantılı olarak korkularımda artıyor. Elimi uzatsam gökyüzünde bulunan yıldızlara dokunabilirmişim gibi hissediyorum. Tahta asma köprüde attığım her adım beni ölüme götürüyor olabilir. Gecenin kör karanlığında aşağı düşme korkumla cebelleşiyorum. Öğretmenlerimiz aklını kaçırmış olmalı. Hangi eğitim bir insanı bu kadar çok korkutur ki ?

Asma köprünün yan taraflarında bulunan iplere sıkıca sarılıyorum. Ellerim adrenalin sebebiyle terliyor.

''Aşağı bakma! Sakın aşağı bakma!'' diyerek fısıldıyorum. Ön sırada bulunan cinsiyetsiz çocuk fısıltımı duyuyor ve sarı gözleriyle bana alay edercesine bakıyor. Utanıyorum. On cinsiyetsiz arasındaki en ödlek varlık ben olmalıyım .

Olivin grubun en başında yer alıyor ve gruba öncülük ediyor. Asma köprünün yardımı ile okulun arkasındaki dağa varıyoruz . Yeni olan on cinsiyetsiz yaklaşık olarak iki metre yüksekliğindeki kayalığın üzerine çıkmaya başlıyor. Üç cinsiyetsiz kayalığa zorlanmadan çıkıyor. Hemen ardımda Jade var. Ellerimle yüksek olan kayalığı kavrıyorum ve sağ ayağımı yerleştirebileceğim ufak bir delik arıyorum. Sarı pabucumun uç kısmı bile bulduğum deliğe zor giriyor. Kendimi yukarı çekiyorum ancak gücüm yetersiz olduğundan aşağı düşüyorum. Zıplıyorum ve sivri tırnaklarımla tekrar kayalığı kavrıyorum. Kendimi yukarıya doğru çekiyorum, düşmek için hazırlanırken Olivin kollarımı kavrıyorum ve beni yukarı doğru çekiyor.

''Teşekkür ederim.'' Diyorum. Olivin teşekkürüm karşısında tepkisiz kalıyor. Arkama baktığımda Jade'in yardım almadan kayalığa tırmandığını görüyorum. Hayretler içerisinde kalıyorum. En yüksek kayalığın tepesinden 5.bölgeye bakıyorum. Ormanlık alanda ki ağaçlar ışıl ışıl parlıyor. Şehrin üzerini kasvetli bulutlar örtmeye başlamış ve gecenin sessizliği oldukça yoğun.

Kırmızı gözlü, sivri burunlu cinsiyetsiz yanıma geliyor ve '' Merhaba.'' diyor. Jade , kırmızı gözlü çocuğu başıyla onaylayıp '' Merhaba.'' diyor.

'' Siz şu popüler ikizler olmalısınız, Bayan Elsa'nın çocukları demek bu okulda eğitim görüyorsunuz. Tabi ki de bölgede bulunan okullar cinsiyetsizleri öğrenci olarak kabul etmez. Ben Akik, Babam Zenon dünyasının Kral'ı. Yani ben Kral Jardon'un bir numaralı çocuğuyum.'' diyor Akik oldukça ukala bir tavırla. Kupa sınıfında da cinsiyetsizlerin olması beni oldukça şaşırtıyor hatta Zenon dünyasının Kralı Jardon'un ilk çocuğunun cinsiyetsiz olmasıda bir hayli ilginç. Akik elini uzatarak '' Bu okulda arkadaşlarınızı iyi seçmelisiniz.'' diyor. Yeni olan tüm cinsiyetsizler etrafımıza toplanıp, konuşmalarımızı ilgiyle dinliyor. Akik kendini beğenmiş bir Kupalı ve bu durum beni ondan uzak durmaya zorluyor.

'' Haklısın.'' diyorum ve Akik'in kırmızı gözlerine bakıyorum. '' O yüzden seninle arkadaşlık kurmamalıyım.'' Ardından Akik'in uzlaşmak için uzattığı eli kararlılıkla reddediyorum. Akik, kırmızı gözleriyle bana küfür edercesine bakıyor,dudaklarını sıkıyor ve burnundan soluyor. Ardından omuz atarak yanımdan uzaklaşıp yamaç kenarına doğru yol alıyor. Jade yüzüme anlamsızca bakışlar atsa da onu umursamıyorum.

Olivin bağdaş kurup oturmamız gerektiğini söylüyor. On cinsiyetsiz bağdaş kurup oturuyoruz.

'' Gri ruh eğitimi dersini bizzat benden öğreneceksiniz.'' Diyor Olivin.

Kendinden oldukça emin bir şekilde ve ardından ekliyor.

'' Cinsiyetsizler okulunun ilk cinsiyetsiz öğretmeniyim. Kim bilir belki sizde bir gün bu muazzam okulda cinsiyetsizlere ders veren erdemli bir öğretmen olabilirsiniz.''

Sinek kasabasında cinsiyetsizlere bile yer yokken, cinsiyetsizlerin öğretmeni olduğumu düşünmek kötü bir şaka.

'' Hiç düşündünüz mü?''

'' Neden bu tepeye çıktık?''

'' Neden tehlikeli bir asma köprüde yürüdük?''

'' Bu dersin amacı ne?''

'' Bu derste neler öğreneceksiniz?'' diye bütün soruları ard arda sıralıyor Olivin. Cinsiyetsiz öğrencilerin sorular hakkında en ufak bir cevabı yok. Ortamdaki sessizliği rüzgarın sesi gideriyor ve kalbimin düzensiz sesi bana eşlik ediyor. Olivin işaret parmağıyla beni göstererek

'' Sence neler öğreneceksin?'' Diye soruyor. Sebebini bilmediğim bir heyecan hissi bedenime hakim oluyor. Kesilen nefesimin ardından birkaç saçma kelime söyledikten sonra pes ediyorum ve kafamı iki yana sallıyorum. Olivin '' Yanlışta olsa bir cevabın yok mu Ametist?'' diyor. Olivin benim adımı biliyor. Utanıyorum.

'' Hayır, efendim. Bir cevabım yok.'' Diyorum. Olivin bakışlarını üzerimden çekiyor ve başka bir cinsiyetsizi işaret ediyor. İşaret ettiği cinsiyetsiz, sarı gözlü olan çocuğun ta kendisi.

'' Senin bir fikrin var mı Topaz?'' Demek adı Topazmış. Hafızama yeni bir bilgi daha ekliyorum.

Topaz birkaç saniye düşünüyor.

'' Ruhumuzu iyileştirebileceğimiz bir ders olabilir.'' Diyor.

Olivin kafasını onaylarcasına sallıyor.

'' Evet.'' Diyor Olivin.

'' Ruhumuzu hastalıklardan arındıracağız ve onu iyileştireceğiz. Ruhumuzu hasta eden şey nedir?'' diye soruyor Olivin. Ve işaret parmağı tekrar beni gösteriyor.

Cevap vermekten korkuyorum hatta vereceğim cevabın yanlış olma ihtimalinden daha çok korkuyorum. Kafamı iki yana sallıyorum. '' Hala mı bir cevabın yok? Yanlış bir cevaba bile sahip değil misin ?'' Susuyorum ve kafamı yere eğip kayalık zemindeki renkli taşları inceliyorum.

'' Ruhumuzu ne hasta eder?'' diyor Olivin sertçe. Ardından emrediyor.

'' Düşün.''

Cinsiyetsiz ve Sulh SırdaşlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin