Cinsiyetsiz ve Sulh Sırdaşlığı

BÖLÜM 3 - MAHKUMUN SIRRI

BÖLÜM 3

Bugün ilk dersim birinci sınıflara.. Ancak annemi birilerine emanet etmeden Cinsiyetsizlerin tarihçesi dersini anlatmam mümkün değil. Annemi Jade'e emanet edemem çünkü Jade ikinci sınıfta ve alması gereken dersler var. Bir çok derste başarısız oldu ve tekrar eğitim görüyor. Aklıma bir an için Saga geldi. Ancak o bilinç altı yeteneği dersine giriyor. Zihnimde yanan ampül bana sakin ol emrini verdi. Aklıma gelen isim Şakşakçı. Şakşakçı anneme bakabilir.

Asık olan suratıyla bana baktı Şakşakçı.

''Senden yardım isteyebilir miyim?'' Şakşakçının gözleri bir anda parıldadı. Çünkü Şakşakçı, insanlara yardım etmeyi seviyor.

''Sana nasıl yardım edebilirim, Ametist?''

''Rica etsem ben dersteyken anneme göz kulak olabilir misin?'' dedim. Jade bana kızgın bir bakış attı. Bu bakışın nedenini anlayamadım.

''Tabi,tabi tabi. Bayan Elsa'ya göz kulak olabilirim.'' dedi Şakşakçı ve yüzünde cılız bir gülümseme belirdi.

''Bayan Elsa ile vakit geçirmeyi gerçekten seviyorum. Bu benim için büyük bir zevk.''

Şakşakçı konuşurken tükürüyordu. Yüzümdeki tükürükleri elimin tersiyle sildim ve '' Teşekkür ederim Şakşakçı, gerçekten çok naziksin.'' dedim.

''Hiç sorun değil,'' dedi sadece.

Masadan kalkıp kukla olan annemin koluna girdim ve onu odasına doğru götürmeye hazırlandım. Şakşakçıda ayağı kalkıp ardımdan gelmek için hazırlandı.

Jade, '' Hey,'' dedi.

''Bir dakika, dur !''

Ardıma dönüp Jade'e baktım.

''Efendim, Jade?''

''Neden benden yardım istemiyorsunda, köyün delisinden istiyorsun?''

''Çünkü senin gitmen gereken bir okul var. Tembel bir öğrenci olmaktan vazgeçmelisin.'' dedim.

''Ha, doğru ya. Çalışmanın kime ne faydası var ki? Okul zaman kaybıdır Ametist, okul zaman kaybıdır. Ha, pardon senin bir öğretmen olduğunu unutmuşum. Tarihin ikinci Cinsiyetsiz öğretmeni Ametist. Bende acaba bana ne zaman öğretmenlik taslayacak diye bekliyordum? Neyse ki çok bekletmedin. Teşekkürler.'' dedi Jade omuz silkerek. Ne olduğunu anlamamıştım.Boğazımı temizledim. Kelimeler yine boğazımda kilitlenmişti. Jade beni kıskanıyor muydu? Hayır, böyle düşünmemeliydim. Jade'le başa çıkabilirdim. o beni kırsa dahi onu incitmemeliydim.

Derin nefes alıp, '' Hiçbir zaman düzelmeyeceksin değil mi?'' kafamı iki yana salladım. Sesim neredeyse yok olacaktı.

Annemi ve Şakşakçıyı alıp Jade'i ardımda bırakıp odamıza doğru yürüdüm. Annemin tek kişilik mavi koltuğuna otutturdum. Şakşakçı annemin etrafında dönmeye başladı ve annemle sohbet etmeye çalıştı.Sonuç başarısızdı. Çünkü annem ruhsuzdu. Nefes alırken bile acı çektiğini hissedebiliyordum.

Annemi Şakşakçıya emanet edip, '' Ona iyi bak. Ona çok iyi bak.'' dedim. Şakşakçı beni başı ile onaylayıp alkış tuttu. Şakşakçıya güveniyordum. Anneme göz kulak olabilirdi. Koşar adımlarla okul binasına doğru ilerledim. Evden aldığım siyah pelerini koşarken giyindim. Aynı anda kaç işle meşgul olabilirdim ki?

Aslında annemin görünmeyen katı kuralları var. Bir öğretmen tertermiz siyah bir pelerin giyinip tıpkı bir karga gibi okula gitmeliymiş. Müdür Frank'ın bile renk seçimi daha iç açıcıydı. siyah pelerin bizi korkunç gösteriyordu. Siazem okulunda tüm öğretmenler siyah pelerin giyinir. Bence annem kararan dünyasını bize yansıtıyordu. Bunun başka bir açıklaması olamazdı. Günün ilk dersi için ihtiyacım olan şey bir kristal ama bu sıradan bir kristal değil güçlü bir kristal. Malzeme odasına gidip daha önceden haftalar boyunca arayıp zar zor bulduğum kristali almak istedim.Ancak malzeme odası karanlıktı. Elimdeki ateş malzeme odasını aydınlattı. Aradığım kristal işte tam oradaydı. Siyah rengli örtünün altında özenle gizlemiştim onu. Çünkü bu kristalin öyle bir ışıltısı vardı ki ona uzunca bakan biri neredeyse kör olabilirdi. Özel olan kristali siyah örtü ile birlikte kucakladım ve basamakları tırmanıp sınıfa yaklaştım. Sınıfa yaklaştıkça uğultu artıyordu.