Arabasını çalıştırması on dakikasını aldı. Elleri öfkeden titriyordu. Çetin'in bir şeylerden şüphelendiğini düşünüyordu. Aksi takdirde az önceki davranışlarının başka bir açıklaması olamazdı. Onu kimsenin olmadığı bir yere çekmişti ve öpmüştü. Birkaç saniyelik süren bir öpücüktü ve sonrasında da hızla kendini uzaklaştırmıştı. Gözlerindeki arzuyu görmüştü ama davranışları fazlasıyla temkinliydi. Kardeşinin öldüğünü öğrendiğinden beri davranışlarında az da olsa değişiklik olduğunu fark etmişti. Aslında başlarda bu durumu kafasından kurduğuna inanmak istemişti ama bugün ki tavırlarından sonra durum fazlasıyla belliydi. Çetin ona güvenmiyordu.
Gecenin karanlığında ilerlerken gözyaşları yanaklarından süzülüyordu. Başaramayacaktı. O adamdan ve ailesinden intikam alamayacaktı. Kendini suçluyordu. Adama başta buz gibi davranmıştı ve ona bir sapık muamelesi yapmıştı. Sonra ise adama yanaşmaya çalışıyordu. Tabi o da her akıllı adam gibi bu durumdan şüphelenerek mesafeli duruyordu. Ki olması gereken buydu. Leyla hata yapıyordu. Hatta hatalar zinciri yapıyordu. Kalbini işin içine sokuyor ve duygularıyla davranıyordu. Bu da kaybetmesini her geçen gün biraz daha kolaylaştırıyordu. Bu hikâyedeki en büyük engel kendisiydi.
Acınacak haldeydi. Oradan bir aptal gibi davranıp kaçmıştı. Yine arkasında bir sürü soru işareti bırakmıştı. Çetin'in ona güvenmesi gerekirken her davranışıyla güvenmemesi için elinden geleni yapıyordu adeta.
Arabanın radyosunu son ses açtı. Sanki aklındaki düşünceleri yok edecekmiş gibi... Hiçbir şey düşünmek istemiyordu. Hayatının son bir yılını silip atmak istiyordu. Böyle bir hayat istemiyordu. Kardeşine karşı kendini suçlu hissediyordu. Onun her an buz gibi toprağın altında yattığını düşündükçe nefesi daralıyor, bunu ona yapanları kendi elleriyle boğmak istiyordu.
Güçlü olmak zorundaydı. Bir korkak gibi davranmaktan vazgeçmeli ve bu adamı kendine deli divane etmeliydi. Ondan başka hiçbir şey düşünmeyecek hale getirmeliydi ve sonra da yapması gerekeni yapıp bu insanların hepsinden sonsuza dek uzaklaşmalıydı.
*****
Bir iki saatlik uykuyla geçirmişti geceyi. Çok zor geçmişti bu gece. Gözlerini her kapadığında kız kardeşinin yüzünü görüyordu. O yüzde hüzün ve suçlama vardı. Zar zor sabah ettikten sonra siyah gömlek ve siyah pantolon giymişti. Üzerine ince bir ceket alarak evden çıkmıştı. Saçlarını açık bırakmıştı ve yüzüne hiçbir şey yapmamıştı. Gözaltındaki morluklarını umursamamaya çalıştı. Daha dün kendine güçlü olmak için söz vermişti ama bugün o gücü kendinde bulamıyordu. Aksine kendini fazlasıyla güçsüz ve yorgun hissediyordu. Haftanın son günü olması ise tek temennisiydi. Yarın Pazardı ve herkesten uzakta, evinde yasını tutabilirdi. Şimdi yine kendine ait olmayan hayatı yaşayacaktı. Sonra mabedine geri kaçacaktı.
Şirketin giriş kapısından girerek doğruca asansörlerin olduğu tarafa yöneldi. Kimseyle muhatap olmak istemiyordu. Zaten onlarla konuşsa farklı olurdu. İki haftadır yaptığı gibi soğuk ve huysuz davranıyordu.
Asansöre binerek ofisinin olduğu kata çıktı. Yine kimseye bakmadan odasına yönelecekti ki Çetin'in sekreterinin seslenmesi ile olduğu yerde durmak zorunda kaldı.
"Çetin Bey sizi odasında bekliyor."
Günaydın falan dememişti. O da gıcık oluyordu Leyla'ya. Bu şirkette Halil Bey dışında herkesin ona karşı tavırlı ve soğuk davrandığının farkındaydı. Aslında şu zamana kadar çalıştığı hiçbir yerde böyle bir sorunla karşılaşmamıştı. Aksine her girdiği ortamda sevilirdi. Şimdi ise nefret ediliyordu adeta.
Zorlukla arkasına döndü ve Çetin'in odasına doğru ilerledi. Yüzündeki aksi ifadeyi silmek istiyordu ama buna bile gücü yoktu. Odanın kapısını bir kez çaldı ve içeri girdi. Çetin devasa pencerenin önünde arkası dönük duruyordu. Elleri ceplerindeydi. Üzerinde beyaz gömlek ve siyah pantolonu vardı. Birkaç dakika öylece sessizce durdular. En sonunda bir ses olması için aralık olan kapıyı sertçe kapattı ve o an Çetin de ona doğru döndü. Gözlerindeki inceleyen ifadeyi çok net görebiliyordu. Şaşırmış bir hali vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonbahar
General FictionCanından bir parça kaybetmişti. Bu kayıp ruhundan ve kalbinden de çok şey götürmüştü. Leyla bir daha asla eskisi gibi olamayacağını biliyordu. Artık her şey için çok geçti. Büyük bir acı ile hayatının altı üstüne gelmişti. Sıra karşı taraftaydı. Ona...