-9-

528 21 3
                                    

Multimedya da Hande var. Hande Barbara Palvin, Kıvanç Francisco Lachowski. Tabi sizin hayallerinizdekiler çok farklı olabilir.
KEYİFLİ OKUMALAR!

Okula gelmek istemiyordum. Hele bu son yaşanan olaylardan sonra nefretim kat ve kat artmıştı. Efenin yüzünü tekrar görecek olmak... İğrenç.

Okula girdiğim an direk gözlerim Kıvanç'ı arıyordu. Onu hiçbir yerde bulamamıştım. Bu sefer korku başladı. Ya tekrar Efe birşey yaparsa Kıvanç'ın yokluğundan faydalanıp?

Ama böyle korkuyla bekleyemezdim. Çünkü bu gibi olaylarda Kıvanç sürekli yanımda olamazdı ki.

Sınıfa girdiğimde Efe'nin de olmadığını farkettim. Az da olsa rahatladım. Bu rahatlıktan faydalanıp derslerin bitmesini bekledim.

Sonunda çıkış vakti gelmişti. Tam rahatlamışken bizim tenha sokaklardan birinden geçmem gerektiği gelmişti aklıma.

Lanet olası okul yolu.

Eve doğru ilerlerken sonunda korktuğum sokağa gelmiştik bile. Bir an önce çıkmam gerektiğinden hızlı hızlı ilerliyordum.

Birden karşıma 2 kişi çıktı. İlk önce ne olduğunu anlayamadım. Ama bana doğru gelmeye başladıklarında arkamı dönüp gitmek istedim. Tam dönüp ilerleyecektim ki 2 kişi daha geliyordu.

Ortada kalmıştım ve ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu.

Ben bunları düsünürken aralarından biri bana tokat attı ve yere düştüm daha ne olduğunu anlayamadan karnıma bir tekme yedim. Tamamen hareketsiz kalmıştım ve canım çok acıyordu.

Aralarından biri beni kucağına alıp bir arabaya bindirdi. Sonunda acınin etkisi geçmişti. Arabanın kapısını açmaya çalıştığım zaman kilitli oldugunu farkettim. Bu sefer ne yapacağımı tekrar bilmediğim için rasgele tekmelemeye başladım.

Ve o anda başıma gelen bir darbeyle yavaş yavaş gözlerim kapanmaya başladı..

Gözümü açtığımda karanlık bir yerdeydim. Ağzım bantla kapalıydı.
Bacaklarım ve kollarım öylesine sıkı bağlanmıştı ki.

Daha sonra bir ışık yandı. Ani tepkime olarak gözlerimi kısdım. Sanırım uzun zamandır bu karanlık yerdeydim. Korkuyordum.

Hani Kıvanç hep yanımda olacaktı?

"Küçük prenses sonunda uyanmış"

Bu ses bana hiç yabancı gelmedi. Bu kişi Efeden başkası olamazdı.
Ağzım kapalı olduğundan yanıt veremiyordum. İnleyip duruyordum anca.

Efe bunu farkedecek olacak ki yanıma geldi ve aniden bantı çekti. O an canımın yanmasıyla birlikte bağirmaya başladım.

"Şerefsiz piç! Rahat bırak artık beni! "
Diye cırladığımı duyunca bantı tekrar yapıştırdı.

"Çok fazla konuşmaman konusunda seni uyarmıştım. Gerçi artık istesende o iğrenç sesini çıkartamayacaksın. Seni parçalara ayırıcam"

İğrenç sesim mi vardı benim? 'Seni parçalara ayırıcam' sözünden çok buna takılmıştım.

Salak mıyım neyim ya. Odaklan Hande.

Efeyle göz teması kurmamak için odayı incelemeye başladım. Üstünce yeşil örtüsü olan bir masa, ve onun üstünce çeşitli silah ve bıçak vardı.

Ödüm koptu. Her an altıma sıçabilirdim cidden.

O değilde Kıvanç hala ortalarda yoktu. Ben kendimi yine boş hayallere kaptırmıştım anlaşılan. Beni sevmiyordu.

"Sana ne yapsam? Nasıl öldürsem? "

Bu piç beni harbi harbi öldürecekti. Ne yapıp edip bu yerden çıkmam lazımdı.

Hemde tek başıma. Kıvanç sağolsun.

Bu Efe hala neyine güveniyordu anlamıyordum. O gün kulübede baya bir dayak yemisti. Hala bunlara rağmen beni kaçırabilecek cesaret varsa arkasında duran büyük bir güç olmalıydı.

Tam ben bunları düşünürken odaya 15-20 tane iri yarı adam girdi. İçlerinden biri
"Efe bey. Bu kızı ne yapalım? Siz söyleyin,oldu bilin"

Şimdi Efenin arkasındaki güçü anlamıştım.

Ne yapacaktım ben şimdi? Nasıl kurtulacaktım buradan? Kim bilir hangi dağ başındaydım..

Merhaba arkadaşlar!
Öncelikle ben Damla Elif. Umarım yazdığım bu yeni bölümü keyifle okur, diğer bölüm için heyecanla beklersiniz. Desteğiniz için çok teşekkürlerrr!

AŞK PEŞİNDE 5 YILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin