-19-

400 16 0
                                    


---------

Arkadaşlarr. Yorumlar artıyor ve biz çok mutluyuz tam gaz devam sizi seviyoruzzz.

Sabah uyandığımda yanımda Kıvanç'ın olmadığını fark ettim. Aklıma dün geceki konuşmamız geldi. Kendime tekrar kızdım.

Dışarı çıktığımda gölün kenarında birini gördüm. İlerledikçe o kişinin Kıvanç olduğunu gördüm. Yanına gittiğimde kahvaltı hazırladığını gördüm.

"Kahvaltı için teşekkürler" dedim. Çok ciddiydim ve bu ciddiyeti kimse bozamazdı.

"Önemli değil. Afiyet olsun hadi geç şuraya" dedi Kıvanç. Bende oturdum. Kahvaltımızı yaptıktan sonra yola çıkarız diye düşünürken Kıvanç;

"Kahvaltıdan sonra buraları son bir kez gezeceğiz. Sonra da eşyalarımızı toplayıp burdan gideceğiz" dedi. Hiç olmazsa son bir kez daha buraların tadını çıkartabileceğim.

Ama bir çocuk gibi değil, yetişkin bir birey olarak tadını çıkartacağım. Offf lanet olsun şu konuşmayı çok mu kafama takıyorum ne?

Önce orman boyunca ilerleyen patikadan geçtik. Normalde burada yürüyüş yapanlar olurdu ama şimdi kimse yoktu. Ona bunu sormak istiyordum ama çok saçma olabilirdi. Ne yani her zaman yürüyüş yapmak zorundalar mı?

Ama bu kararı gölün kenarına gelince değiştirdim çünkü ordada kimse yokt...

"Farkındayım buranın neden boş olduğunu merak ediyorsun. Ben.. seni rahat öpebilmek ve rahatça sarılabilmek için bu günlüğüne burayı  kapattırdım" dedi  Kıvanç.

'Ohaa' diye fısıldadım ve ona sarıldım. Bu hareketim hoşuna gitmişti. Her halinden belliydi. Kıvanç'ı ne kadar onun beni tanıdığından az tanısamda tanıyordum yanii. Az yada çok olması önemli değildi. Dışardan bakan biri Kıvanç'ı ruhsuz ve kötü biri olarak görebilir ama Kıvanç öyle biri değildi. Onu.. sanırım.. ben degiştirmiştim.

Nazikçe elini çeneme getirdi ve kafamı yukarı kaldırdı. LANET OLASI boy farkı yüzünden yavaşça parmak ucuna kalkıp onun beni öpmesine izin verdim. Beni öperken bıraktığı hissi çok seviyordum. Nazik bir şekilde belimi kavrıyor, dudaklarını dudaklarıma yavaşça sabitliyordu. Kokusu burnuma huzur, bedenime neşe getiriyordu. Hepsi birleşince kocaman bir AŞK çıkıyordu ortaya.

Yokuş yukarı bir yere çıktık ve sonrasında muhteşem bir manzarayla karşılaştık. Bu harika bir şeydi. Hatta daha da ötesi...

Her yer görünüyordu. Gezdiğimiz her yer... doğum günümü yaptığım yer bile görünüyordu.

'Yuhh bee süperrr' diye belli etti düşüncelerini iç sesim. Ne zamandır yoksun ortalarda iç ses..

'Evet sizin romantik anlarınızı bozmsk istemedim' dedi iç sesim. Kendi kendime mi konuşuyordum ben? Ahh salak kızz.. çocuk gibisin yine olgun davran Handeee!!!

Akşam olunca eşyalarımızı toplamaya başladık. Toparlandıktan sonra Kıvanç'ın yanına gidip ona sarıldım. Neden yaptığımı bilmiyordum ama içimden gelmişti. Zaten toplayacak pek bir şey yoktu tek yaptığımız çadırı toplamaktı o kadar.

Yola çıktığımızda yol zifiri karanlıktı ve ağır da bir sis vardı. Bu yüzden yavaş ve temkinli gidiyorduk. Ama sis azalıp yok olduğunda zaten sıkılmış olan Kıvanç, gaza basmaya başlamıştı. Ama bu beni endişelendirmişti çünkü yol çok karanlıktı.

"Kıvanç.. yavaşla biraz" dediğimde Kıvanç korktuğumu anlayıp 'tamam' anlamında başını sallayıp ayağını fren pedalına koydu. Bastı ama yavaşlamadık. Kıvanç ayağını biraz daha zorladı ama işe yaramadı. Anlamıyordum. Neden yavaşlamıyorduk? Kıvanç el frenini çekti ama çok hızlıydık. Hiçbir işe yaramamıştı.

AŞK PEŞİNDE 5 YILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin