-15-

412 9 0
                                    

Merhaba arkadaşlar. Ben rümeysa. Proje ödevim yüzünden yazamadım. Çok özür dilerimm.

------------

Eve geri dönmek ve o rüya gibi geçen haftasonunu sonlandırmak, bir de üstüne rüyanın bitip okulun başlaması beni ruhsal açıdan bozdu.

Ama artık Kıvanç'la sevgiliydik ve bu muazzam bir şeydi. Onsuzken zaman geçmiyor, onlayken de yetmiyor. Şu zaman denen kavram bir türlü bizi bize kavuşturmuyor. Şu sıralar Kıvanç'la konuşamıyoruz desem de siz aldırmayın çünkü daha dün birlikteydik.

Ama bu bana pek yetmedi. Her zaman, her şekilde, her fırsatta Kıvanç'ın yanında olmak istiyorum. Bu her ne kadar mümkün olmasada istiyorum. İstemek başarmanın yarısıdır ya hani. Bende hayallerimi yarım da olsa yaşıyorum.

Kıvanç, hayatımda olan bütün berbat olayların yaptığı ters tepki gibi, hayatıma yeni bir anlama kazandırdı. Aslında... hayatım ilk defa anlam kazandı.

Kalbim ilk defa birinin yanında deli gibi attı. Hayallerim ilk defa her seferinde tek bir isimde birleşti. İlk defa kendimi ailemden başka birinin kollarında rahat ve güvende hissettim.

Hani sevgililer birbirlerine 'sen hayatımın anlamısın' derler ya... sanırım bizim de Kıvanç'la birbirimize 'sen benim hayatımsın' demeliyiz.

Derinlerde yatan, o yerinde duramayan, bağırıp çağıran, etrafa ışık saçan çocuğu Kıvanç'ın içinden çekip almışım gibi.

Eski Kıvanc hala var ama sanki sadece benim görebileceğim şekilde farklılaşıyor. Ve onu tamamiyle, herşeyiyle sevmek, sevmelerin enn güzeli.

Bunları düşünürken saatin epey geç olduğunu fark ettim. Yatağa uzandım ve at çiftliğinde yaşadığımız o muhteşem dakikaları tek bir rüyada birleştirdim. Bir de rüyalar 7 saniyelik derler. Ben bir rüyama bütün hayatımı sığdırdım.

Sabah kalktığımda hemen duş aldım ve üzerimi giyindim. Kahvaltı yaptıktan sonra çantamı aldım ve telefonumu bulamamanın oluşturduğu kalp kriziyle bir dakika öylece kaldım.

Tekrar yukarı çıkıp odama girdim ve telefonumu masamın üzerinde olduğunu görünce derin bir nefes aldım.

Dışarı çıktığımda Kıvanç'ı karşımda buldum. Bana bakıp gülümsedi ve bende karşılık verdim.

Arabasının anahtarını almak için elini cebine uzattığında onu engelleyip yürüyeceğimizi söyledim.

Hatta resmen emrettim. İlk defa Kıvanç'a emrettim ve karşı çıkmadı. Şu sevgili olmak epey hoşuma gitmeye başladı.

Bunları düşünürken gülümsememi durduramadım. Kıvanç

"Ne oldu" diye sordu.

Başta cevap vermedim. Ama sonra dayanamayıp;

"Seni seviyorum" dedim.

Güldü. Ama bir tebessüm değildi. Kıvanç ilk defa dişlerini gösterecek şekilde güldü. Kahkaha attığı oldu ama hiç bu şekilde gülmemişti.

Bu hali beni sevindirdi. Sanırım bunu söylediğim için kendimle resmen gurur duyuyordum.

Okula geldiğimizde Kıvanç her zamanki hissiz ifadesini  takındı ve beni okula yollayıp sonra arka bahçeye ilerledi.

Hep böyleydi bu okul kapısında beni bırakır o korkutucu ifadeyi takınıp çetesinin yanına giderdi.

Tenefüste yerimden kalkmadım. Kıvanç da bir milim kımıldamadı. Ders zili çaldığında kafamı kaldırıp dersi sordum.

Kıvanç eliyle başımı tekrar sıraya yatırıp;

"Matematik" diye fısıldadı.

Haklısın bakışları göndererek kafamı tekrar sıraya gömdüm. Hocamız gelince ben ayağa kalksamda Kıvanç bey kımıldamadı bile. Hocamız "oturun" diyip masaya yönelince bende kıvanç'ın yanına oturdum.

Dersin başlamasını ve hocanın yine anlamsızca konuşmasını beklerken hocanın türkçe konuştuğunu fark ettim.

"Tebrikler Hande. Her ne kadar bilmesemde resim yeteneğin çok kuvvetliymiş. Yaptıgın resim il birincisi seçilmiş"

Sınıfta uğultular oluşurken ben hocaya 'ne!!' bakışları atiyordum. Ben ne resmi yapmıştım ki birinci seçildi diye düşünürken aklıma Selin'in benden aldığı o manzara resimi aklıma geldi.

Konuyu sorunca bu işin altında Selin'in olduğu kesinleşti çünkü konu 'manzara resmi' idi.

Tenefüste ödülüm olan çeki ve plağı alarak Selin'in yanına gittim ve beni fark edip yapacağı açıklama için son bir tekrar yaptı.

"Şeyy Handecim yaa çok güzeldi bende kendimi tutamadım hem bak ne güzel ödül aldın. Lütfen bana kızma" dedi.

Bende kıyamayıp özrünü kabul edip, onu affettim.

Kıvanç'ın yanına geri döndüm ve oturdum. Bana sarıldı ve kulağıma eğildi.

"Ödül aldın sevinmen gerekiyor. Somurtma. Çok çirkin oluyosun" dedi.

Dirseğimle karnına dirsek attım. Hafif bir "ahh" sesi çıkarttı ve güldü. Çok tatlıydı.  Özür dilemeyeceğini bildiğimden üstelemedim. Normal bir çift olsaydık ona tribin alasını atardım ama Kıvanç gibi biriyle bu pek mümkün değil.

Okul sonunda Kıvanç bir işinin olduğunu söyledi ve sonra görüşürüz diyip beni alnımdan öptü. Bu aşırı derece hoşuma gitti. Tek başıma eve gittim.

Eve geldiğimde üstümü değiştirip yemek yedim. Daha sonra teen wolfu izlemeye koyuldum. Bu filme resmen aşıktım.

Uykumun geldiğini fark ettim ve odama çıktım. Masamın üstünde duran ödüle bakıp gülümsedikten sonra son bir kere penceremden dışarı baktım ama Kıvanç hala ortada yoktu.

Bir işinin olduğunu düşündüm ve uyumak için yatağıma uzandım. Ve derin bir uykuya daldım.

-------------

Arkadaşlar multimedyada Kıvanç var. Tekrar özür diliyorum. Bu cumayı atlatırsak tekrar eski tempoya döncez inşallah. Öptüm....

AŞK PEŞİNDE 5 YILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin