o n ü ç

2.2K 88 15
                                    

1 ay sonra..

Kendimle gurur duymam gerekiyordu. Böylesine, yapmaktan onur duyacağım bir projeyi kendimden beklemediğim bir şekilde başarılı bitirmiştim. En az benim kadar iş arkadaşlarımın da burada ki payı büyüktü. Özellikle Burcu'nun..

Ona yaklaşık 1 ay önce yaptığım iş teklifini kabul etmişti. Şirkette ki işlerle o ilgilenirken bende bu proje üzerine yoğunlaşmıştım.

Mimar arkadaşlarınızın olması çok güzel..

Şuan birinci yarı bittiği için stadda ki tadilata başlanmıştı. Belki de yenilenmiş bir Şükrü Saraçoğlu yıllardır şampiyon olamayan Fenerbahçe'ye iyi gelirdi..

Umarım dokunuşlarımız bu takıma iyi gelirdi.

Yıllardır olan Şükrü Saraçoğlu ruhunu kaybettirmek istememiştik.
Soyunma odası, yedek kulübesi, müze ve bir kaç yerde daha değişiklik yapmıştık. Yıllardır değişmeyen tribünleri değiştirmek istemiştik.
Taraftarın daha rahat edebilmesi için bir miktar fazla konforlu oturaklar seçilmişti.
Ve ben eminim ki buraya gelen her taraftarın görmek istediği ama eksik olan bir şey vardı..

Efsaneler köşesi.

Fenerbahçe'ye iz bırakmış kişiler.

Bu fikir de Burcu'dan çıkmıştı.

Şuan içimin kıpır kıpır olmasının sebebi de elimde tumuş olduğum zarftı. Aday gösterilmiştim.

En İyi Kadın Mimar.

İlk projemde bile adımı duyurmayı başarabilmiştim. Babamın gurur duyduğu o küçük kızı olabilmiştim.

...

Bugün hiçbir şey yapmak istemiyordum. Ayaklarım beni yine buraya getirmişti. Annemin mezarına.

Soğuğun içime işlediği bu Ocak ayında üstüme sadece ceket giydiğim için kendime kızıyordum.

Annemin mezarına yaklaştığımda mezarın başında tanımadığım bir adam vardı. Refleks olarak gözümde ki siyah gözlüğü saçıma itmiştim. Ses çıkarmadan mezara yaklaştığımda adamın bir şeyler anlattığını fark ettim. Ne dediği anlaşılmıyordu.

Arada ki mesafeyi çok kapatmamıştım.

"Pardon?"

Sesimin çok yüksek çıkmamasına özen göstererek konuşmuştum.

Kafasını korkuyla bana çevirdiğinde ağlamış olduğunu fark ettim.

"Ece!"

Adımı biliyordu. Kimdi bu?

Aşağı yukarı benim yaşlarımda olan sarışın bir adamdı.

"Adımı nereden biliyorsun sen?"

Elini saçlarına götürüp sarı olan ve muhtemelen onlarca ürün kullanıp parlattığı saçlarını karıştırmıştı.

"Ee benim çok önemli bir işim var gitmem lazım malum İstanbul trafiği anca yetişirim, iyi günler."

Tek nefeste ard arda sıraladığı cümle şüphelenmeme sebep olmuştu.

farklı dünyalar | altay bayındırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin