farklı dünyalar | altay bayındır

y i r m i b i r

2 saattir kapatmaya uğraştığım valizim sinirimi fazlasıyla bozuyordu. Hayır bugün sinirlenmeyecektim, bugün çok güzel bir gün olacaktı.

Son çare olarak valizin üstüne oturup kapatmaya çalışmıştım. Başarılı da olmuştum. Zafer gülümsemesiyle üzerinden indiğim valize baktım. 3 günlük bir tatil için abartılı mı olmuştu acaba? Bu saçma düşünceyi kafamdan sildim, az bile olmuştu.

Saate baktığımda uçağın kalkmasına 3 saat olduğunu gördüm, evden hemen çıkmalıydım. Altay ile havalimanında buluşacaktık.

Her şeyi aldığıma emin olduktan sonra kapıyı kilitleyip arabaya inmiştim.

Valizi bagaja yerleştirmek için kaldırdığımda -kaldıramadığımda- tekrardan 'acaba çok şey mi aldım?' düşüncesi beynimi ele geçirmişti.
Hem öyleyse de artık yapabilecek hiçbir şey yoktu.

Zor bela kaldırıp valizi bagaja yerleştirdikten sonra şoför koltuğuna yerleşmiştim.

Altay'a yarım saat içerisinde havalimanında olacağıma dair kısa bir mesaj attıktan sonra o da evden çıkacağına dair olan mesajı atmıştı.

Yolda geçen yarım saatin sonunda arabamı havalimanı otoparkına bırakmıştım. Bagajı açıp valizimi zor da olsa arabadan çıkarmayı başarmıştım. Altay beni içeride bekleyeceğini söylemişti. Valizimi sürükleyerek içeri girdikten sonra bu koca havalimanında Altay'ı nasıl bulacağımı düşünüyordum.

Telefonumu çantamdan çıkartıp Altay'ı aramaya karar vermiştim. Telefon çalarken bana doğru gelen Altay'ı görmem bir olmuştu. Telefonu kulağımdan çekip aramayı sonlandırdım.

Yanıma gelince birbirimize sarılmıştık.

"İçeriye girdiğini gördüm, valizin içine artık ne koyduysan cebelleşerek geliyordun."

Ondan ayrılıp kaşlarımı çatmıştım.

"Az bile koydum, hiç konuşma Bayındır."

"Tamam tamam hadi kıyamam sana, ver valizi ben taşırım."

Gözlerimi onun valizine çevirdiğimde küçük bir valiz olduğunu gördüm -en azından benim valizime göre küçüktü-

Elimden valizimi aldığında biraz da olsa rahatlamıştım.

"Ciddi olarak soruyorum birisini öldürüp içine koymadın değil mi?"

"Koydum Bayındır, İrfan abi tutturdu bende geleyim sizinle diye bende içine koydum."

Kahkaha atmıştı.

Hayır gülme sinirliyim sana şuan, yumaşayamam.

"Gülmesene."

"Benim sevgilim ters tarafından mı uyanmış bugün."

Beni nasıl yumuşatacağını biliyordu.

Oy sevgilin sana kurban olur diye ağzını burnunu sıkmamak için zor duruyordum.

Valizlerimizi bagaja vermek için girdiğimiz yerde sıra nihayet bize gelmişti. Altay önce kendi valizini verip biletini almıştı. Sonrasında bu valizi kaldıramayacağımı bildiği için benden önce davranıp valizi koyup bileti almıştı.

Dış hatlar tarafından girip uçağın giriş kapısını bulmuştuk. Kapılar açılmıştı, beklemek yerine uçağa binmeye karar vermiştik.

Cam kenarını Altay'a kaptırmış olmanın verdiği hüzünle yerime oturmuştum.

Telefonumu çıkartıp müzik dinleyecektim. Kulaklığımı telefonuma bağlayıp önüme gelen ilk şarkıyı açıp kulaklığımı takıp gözlerimi kapatmıştım.