Multimedia Deniz :*
İlk iş günüm son derece yoğun geçmesinin yanı sıra çok da eğlenceliydi.Gökçe ve Gizemle tanışmıştım ikiside çok şirin kızlardı.Bunun yanı sıra Denizle sık sık göz göze gelmiş ve onun o mükemmel gülüşüyle karşılaşmıştım.
Evet o maviliklerinde kaybolduğum yakışıklının adı Denizdi.Bu arada size Kenan beyin gülüşünü birine benzettiğim söylemiştim ya yanılmamışım Deniz,Kenan beyin oğluymuş.
Şirketin varisi olmasına rağmen çalışanlarla son derece samimiydi.Onlarla şakalaşıp espriler yapıyor,motivasyonlarını yükseltmek için onlarla çeşitli diyaloglar kuruyordu.Çalışanlarına gerçekten değer veriyordu.
Bu tavırlarına sevinmişken sabah ki samimi gülüşün sadece bana ait olmamasına üzülmüştüm.Neden herkese böyle güzel gülüyordu ki,çok saçma.
Kıskanıyor muydum ben yok artık.Kendine gel Nefes çalışmaya odaklan.
Öğlen yemeği molasına kadar bir çok işi halletmiştim.Masama kısaca toparladıktan sonra çantamı alıp dışarı çıkıyordum ki yine sert bir şeye çarpmıştım bu sefer tahmin etmesi o kadar zor değildi.Kafamı kaldırıp gülümsedim.
"Kaslarıma dokunmak için sürekli bana çarpıp durmana gerek yok istersen dokunabilirsin."
"Efendim?"
Duyduğum kelimelerin şokuyla ağzımdan çıkan tek kelime efendim olmuştu ne diyordu bu,nasıl bir egoydu.
"Şaka yaptım Nefes kapa şu ağzını" diyip kahkahayı patlattı.
Başta gülümseyemesemde sonra onun kahkahalarına dayanamayıp bende gülmeye başladım.
"Kendini beğenmişin tekisin bay yürüyen ego"
Dedim odamın kapısını kapatırken
"Son derece alçak gönüllü bir adamım ben bi kere"
Dedi söylediklerime bozulmuş gibi.
"Küstün mü?" Dedim alayla.
"Halbuki ben buraya sana harika bir teklifle gelmiştim" dedi.Anlaşıldı bu oyuna devam edecektik.
"Neymiş söyle bakalım"
"Yok söylemem artık"
"Pekala sen bilirsin"
Diyip giderken kolumdan tutup
"Hiç biryere gidemezsin öğle yemeğini beraber yiyoruz"
Dedi sırıtarak ve ardından ekledi
"Ben ısmarlıyorum."
Elimi çeneme koyup
"Sen ısmarlıyorsan düşünebilirim"
Dedim gülerek.Asansörden indikten sonra karşıdaki cafelerden birini oturmaya karar verdik.Sık sık birbirimizle şakalaşıyor aradaysa flört ediyorduk.
Sahi ne ara bu kadar yakın olmuştuk biz,kendimi yıllardır bu şirkette çalışıyor gibi hissediyordum.
2 hafta sonra..
İşime gerçekten çok alışmıştım.Şirkete,şirkettekilere,Denize hepsini gerçekten çok sevmiştim.Gizem ve Gökçenin haricinde Denizle de çok yakındık neredeyse her öğlen arası beraber yemek yiyor,gülüyor,eğleniyor,şakalaşıyorduk.
...
Sabah uyandığımda başım çatlayacak gibi ağrıyordu.Dün gece hiç huyum olmayan bir şeyi yapıp eve iş getirmiştim gecelere kadar yıllara göre personel dosyaları incelerken saatin 3e geldiğini fark etmemiştim bile.Tabiki pes etmeyip dosyaların hepsini inceleyip raporumu hazırlamıştım.Hızlıca yataktan kalkıp üstüme pastel mavisi hafif dekoltesi olan kare yaka elbisemi giymiştim.Saçlarıma fön çekip yana atmış altına kafesli topuklu ayakkabılarımı giymiştim hafif bir makyajın ardından aynada kendime baktığımda fena görünmüyordum.
Ağzıma bir kaç şey attıktan sonra evden çıktım.
Her zaman ki gibi öğle yemeğine kadar vakit çok hızlı geçmişti.Kenan beye raporlarımı göstermiştim.Raporları bir süre inceleyip ,beğendiğini dile getirmiş ve ne kadar çalışkan bir kız olduğum konusunda övgülerde bulunmuştu.
Bu arada Denizle konuştuğum zamanlarda genellikle Kenan beye yakalanıyor mahçupça gülümsemekle kalıyordum.
Öğlen yemeğini dışardan söyleyip şirkette yemeye karar vermiştik.Ben odayı toparlayıp Denizin odasına gittiğimde bir telefon görüşmesi yapıyordu.Sandalyelerden birine oturup telefonumdan saati kontrol etmiştim oyalanmak adına.
Denizin odası çok özenle döşenmişti resmen 'Ben patronun oğluyum' diye bağırıyordu.Ben odayı incelemeye devam ederken Deniz konuşmasını bitirmiş koltuğundan kalkmış karşıma oturmuştu o sıra yemeklerimiz gelmişti.
Çin yemeği söylemiştik.Deniz sık sık gittiği bir yer olduğundan bahsedip övgüler yağdırınca bu öğle yemeğini bu şekilde değerlendirmeye karar verdik.
Yemeklerimizi yerken ben ne kadar lezzetli olduğundan bahsediyordum Denizde damak zevkine güvendiğiyle ilgili bir şeyler diyordu.
Denize egosuyla ilgili espriler yaparken bir ara gülmesi kesilmişti,ben şaşkınca ona bakarken yüzünü yüzüme yaklaştırmıştı.
Ne yapıyordu bu adam,yoksa öpecek miydi?
Heyecandan kalbim ağzıma gelirken parmağıyla dudağımın kenarına bulaşan küçük salça lekesini silip parmağını yalamıştı.
Kabul.Bu.Çok.Seksiydi.
Tam o sırada içeri Kenan beyin girmesiyle kendimi basılmış gibi hissedip panik olmuştum halbuki bir şey yapmıyorduk neden böyle heyecanlanmıştım ki.
Kenan bey muzipçe gülümseyerek
"Böldüm galiba" dediğinde gerçekten panik olmuştum.Yanlış anlamıştı.
"Şey Kenan bey yanlış anladınız siz, gerçekten.."
Deniz saçmaladığımı fark etmiş olacak ki
"Nefes bir dur Allah aşkına bir şey demedi babam sakin ol" dedi.Ben cevap veremeden Kenan bey yine aynı şekilde gülerek
"Devam edin siz" diyip kapıyı kapattı.
Ne düşünmüştü kim bilir hakkımda diye endişelenirken.Denizin beni sakinleştirmek için kolumu tuttuğunda bu kadar yakınıma geldiğini fark etmemiştim.Belki daha yeni öpmemişti ama şu an gerçekten öpecek gibi duruyordu.Bakışları dudaklarıma kaydığında anlamıştım öpecekti...
![](https://img.wattpad.com/cover/36672857-288-k409761.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK
Чиклит''Ben sana yasağım'' Dedim içimdeki hayal kırıklığı sesime yansımıştı.Neden daha önce çıkıp gelmedi ki,neden önce o sarılmadı ,neden önce o öpmedi beni. Gözleri kahverenginin en güzel tonuna sahipti, kıvrık kirpikleri arasından doğrudan gözlerime ba...