Hafif bir baş ağrısı ile gözlerimi araladım. Sol tarafıma döndüğümde Kara yoktu. Birkaç saniye öyle boş boş tavanı izledikten sonra kalktım. Kendi odama geçip üzerimi değiştirdim. Günler sonra ilk defa bu kadar rahat bir uyku çekmiştim. Neden özellikle Kara'nın yanına gittiğimi bilmiyordum. Ama onun yanında kendimi rahat ve güvende hissettiğimi biliyordum.
Tanışalı daha birkaç hafta olmuştu ancak Kara bana o güveni hissettirmişti. Evet Akgün'e de güveniyordum. Ama Kara'nın bana hissettirdiği güvenle denk değidi.İlk geldiğim zamanlar ikisinden de çekiniyordum. Akgün sürekli işi olduğunu söyleyip bir yerlere giderken ben Kara ile yalnız kalıyordum. O bilgisayarda işlerini hallederken , ben onun etrafında dolaşıp onu izliyordum genellikle. Bazen televizyon izliyor bazen de saçma sapan şeyler ile meşgul oluyordum. Hep yan yana oluşumuz aramızdaki iletişimi bir nevi hızlandırmıştı. İletişim derken öyle saatlerce birbirimizle konuştuğumuz falan yoktu. Ancak birbirimize alışmıştık. Yani en azından ben Kara'nın , sessizde olsa , yanımda olmasına alışmıştım. Bu yabacı yeri birazda olsa ev gibi benimsediysem onlar sayesindeydi.
Düşüncelerimi bölen şey kapının tıklatılmasıydı. Kafamı kapıya çevirip " gel " diye seslendim. Fatma abla , kapıyı açıp içeri girdiğinde yavaşça doğruldum.
" Kaldırmak için gelmiştim ama sen çoktan uyanmışsın. Kahvaltıyı hazırlayayım mı ? " dedi bir çırpıda.
" Yok canım bir şey yemek istemiyor " dedim.
Bir kaç saniye daha suratına baktıktan sonra bir şey söyleyeceğini anlayıp kafamı çevirdim. Gerçekten bir şey yemek istemiyordum. Moralsizken canım hiç bir şey yapmak istemiyordu. Öylece boş boş oturup vasıfsız bir şekilde günlerimi geçiriyordum. Saat 12'ye gelirken yataktan kalkıp terasa sigara içmek için çıktım. Hava düne göre daha kapalıydı. Ama yağmur yağacak gibi de durmuyordu. Soğuk havayı içime çektiğimde rahatlamıştım. İçerden aldığım sehpayı ve küllüğü salıncağın biraz ilerisine koyup salıncağa oturdum.
Saatler saatleri kovalarken ben hala çatıda oturmuş , bilmem kaçıncı sigaramı içiyordum. Buradan pek bir şey gözükmüyordu. Çoğunlukla ağaçların üst kısımları vardı ve sağ tarafta eve daha yakın olan büyük çınar ağacı tepelerinin bir kısmının görünmesini de engelliyordu. Balkonun kapısının açılmasıyla dizlerime yasladığım başımı kapıya doğru çevirdim. Gelen Karaydı. Bakışlarımı ondan ayırmadan yanıma gelmesini izledim. Eminim ki üzerini değiştirip yanıma gelmişti. Altında gri bir eşofman, üzerinde ise siyah bir sweat vardı. Ona bakınca kendimi çıplak gibi hissetmiştim. Aynı şekilde altımda eşofman vardı. Ama üzerimde yine kısa kollu tişörtümleydim. Yanıma oturunca kafamı tekrardan önüme çevirip hafif esen rüzgarla birlikte sallanan ağaçları izlemeye başladım.
Derin bir nefes aldığında kafamı ona çevirmesemde dikkatimi ona vermiştim. Tahmin ettiğim gibi bir kaç saniye sonra söze girmişti.
" Üşüyeceksin " dedi sadece. Hiç bir şey demeden sigara paketine doğru uzandım. Bir kaç tane kalmıştı. Gözüm küllüğe iliştiğinde gerçektende sabahtan beri çok içtiğimi farkettim . Daha dudaklarıma değdiremeden sigara elimden çekilmişti. Kaşlarımı çatarak Karaya döndüğümde.
" Hiç bir şey yememişsin bütün gün. Bununla mı doyacaksın. " demişti her zamankinden daha sinirli çıkan sesiyle. Kaşlarını çatmış öylece suratıma bakıyordu. Yorgun gözlerle gözlerine baktım.
" Canım bir şey yemek istemiyor " dedim.
Bana sarılsın istiyordum. Saatlerdir burada oturuyordum ama o gelince üşümüştüm.
Ben çok yalnızdım. İçim çok boştu. Kimseden gelipte bu kocaman boşlu bir çırpıda doldurmasını bekleyemezdim. İsteyemezdim de. Daha yeni tanıdığım bir adamdan hiç isteyemezdim. Bir kere sırtımı sıvazladı diye kahrımı çekeceğimi düşünmek istemiyordum. Umutlanmak istemiyordum ona karşı. Ama içimde bir yerlede engel olamadığım bir kıpırtı vardı. Ve yanılıyordu. Ben ona kapılmak istemiyordum. O da beni istemezdi zaten. Küçük bir kız çocuğu gibiydim onu yanında. Benden bile güzel bir yüzü vardı. Tavırları yaşına göre olgun , nerde ne yapması gerektiğini bilen birisiydi. Oysa ben ne yapmak istediğini bilmeyen , işine gelmediğinde kaçan , kimsenin hayatında bir yeri olmayan bir kızdım. Şimdiye dek kimsenin hayatında özel bir yer edinememiştim. Ondan da böyle bir şey bekleyemezdim. Umutlanırsam kırılırdım . Ve ben bir kırgınlığı daha kaldıracak güce sahip değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leke
Teen FictionBirbirinden bağımsız iki gencin yıllar önce kaderleri bağlanır. Ama kader ya bu değişir. Bağlandıkları yerden değilde öncesinden birbirlerine kavuşurlar. Peki lekeyi öğrenince ne yapacaklar. Kaderleri baştan mı yazılacak?...