7

14 3 2
                                    


Derinlerde/Cem Adrian

Kundaktaki bir fotoğrafıma, ilk dişime, saçımı toplayabildiği ilk güne ve çok fazla ilklerimizin olmadığı o küçük albümün sonuna geldim. Son sayfada benim de içinde olduğum annem ve iki tane daha kadının bir fotoğrafı vardı. Bir bahçede çekilmişti bu fotoğraf. Daha yakından incelemek için albümden çıkarıp elime aldığımda, ne zamandır arkamda olduğunu bilmediğim Kara'nın söylediği şeyle bütün kanımın bedenimden çekildiğini hissetmiştim sanki.

"ANNE !"

Derin bir nefes alıp kafamı arkaya çevirdiğimde Kara bana doğru bir adım atıp bacaklarının arasında beni bırakacak şekilde oturdu. Gözlerimi suratından çekmeden dikkatlice ne yapacağını izliyordum. Yüzündeki şaşırmış ifade , gözlerindeki soru işaretleriyle bu fotoğrafın gerçek olup olmadığını sorguladığı aşikardı. Arkama iyice yerleştiğinde sırtım göğsüne belli belirsiz temas ediyordu. Tekrardan fotoğrafa döndüğümde hiçbir şey görmüyordum. Ne zaman çekilmişti bu fotoğraf? Nerde? Nasıl bir araya gelmiştik yıllar öncesinden? Diğer kadınlardan biri Kara'nın annesiyse üçüncü kadın kimdi?

Fotoğrafın arkasını çevirdiğimde 13.07.2006 yazıyordu. Annemin ölümünden 5 ay önce çekilmişti. Annelerimiz nerden tanışıyordu, acaba ailecek mi görüşüyorduk yoksa onlar önceden mi birbirlerini tanıyorlardı...

Kafamda oluşan onlarca yanıtsız sorunun ardından aklıma gelen şeyle kafamı ona doğru çevirdim. Bu hareketimle oda bana dönünce konuşmamı bekler bir şekilde suratıma bakıyordu.

"Abin" dedim fısıldar gibi. Hafifçe kaşlarını çatmış dediğimi soru yöneltirmişçesine tekrarlamıştı.

"Abim?"

"Belki abin biliyordur bu fotoğraftaki kadının kim olduğunu. Bu fotoğraf çekiliğinde..." biraz durup Akgün'ün ortalama kaç yaşında olabileceğini hesaplamaya çalıştım. Kara araya girerek

"11" dedi.

İçimde bir kum tanesi kadar da olsa bir umut ortaya çıkıvermişti.

"Hatırlıyordur o zaman" dedim derin bir nefes alırken. Elini alnına götürüp kaşırken dudaklarını bilmiyorum dercesine bükmüştü. Düşünceliydi.

Buraya gelirken ne bekliyordum bilmiyorum ama bunu beklemediğim kesindi. Birkaç tane olan sorularım şimdi milyonlara ayrılmış, ahşap bir evi kemiren kurular gibi beni içten içe kemiriyordu. Hangi birini cevaplayacaktım, hangi biriyle gerçeğe ulaşıp içimi rahatlatacaktım bilmiyordum. Belki de bu daha başlangıçtı benim için. Ama cevaplanacak ilk soru belliydi. Bu kadın kimdi?

"Hadi kalk" dedim ona dönüp kalkmasını işaret ederek. Oturduğumuz şekil önce onun kalkması için daha müsaitti. Fotoğrafı elimden alıp kalktığında kolundan tutup destek alarak kalktım. Aslında kendim de kalkabilirdim ancak fotoğrafı ona bırakacak değildim. Elindeki fotoğrafı çekip aldım.

" Bunu ben alayım"

Yaptığım şeyi umursamayıp önden yürümeye başladı. Yatak odasına girip çantamı aldıktan sonra bende dışarı çıktım. Kapıyı kilitlerken ne kadar belli etmemeye çalışsam da bu eve girmek beni hem iyi hem de kötü anlamda etkilemişti. Yıllarca gördüğüm kabusun kaynağını bulmam belki huzursuz gecelerimin sonu olurdu. Bu ev bazı şeylerin sonu bazı şeylerinde başlangıcı olacaktı. Sırf benim için değil. Hepimiz için. Bunu görmezden gelmek aptallık olurdu.

Arabada bekleyen Kara'nın yanına gidip ön koltuğa oturdum.

"Akgün'ün yanına gidiyoruz." Dediğimde kafasını yavaş yavaş evet anlamında salladı.

LekeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin