Biten derslerin ardından uzun zamandır çalışmadığım derslerime çalışmak için kütüphaneye gitme planı yapmıştım. Kızlar benimle birlikte gelmemişlerdi çünkü derslerden daha çok uyumaya önem veriyorlardı. Bahçede ayaküstü Jungkook ile sohbet ediyorduk.
"Planın var mı Chae?"
"Kütüphaneye gidip ders çalışmam gerek. Benimle gelmek ister misin? Yani eğer planın yoksa."
"Gelirim. Sen rahatsız olmayacaksan benim için bir sıkıntı yok."
"Saçmalama. Neden rahatsız olayım? Gelmene sevinirim."
Kütüphaneye doğru yürüdük. Dışarının gürültüsünden bir anda sessizliğe girince kulaklarım çınlamaya başlamıştı. Resepsiyona gidip kartımı gösterdim.
"Jungkook, kütüphane kartın var mı?"
"Yanımda değil."
Resepsiyon görevlisi Jungkook'a döndü.
"Eğer kayıtlıysanız bilgisayardan kaydınıza bakabilirim. İsminizi ve soyismisinizi alabilir miyim?"
"Jeon Jungkook"
Görevli bilgisayar monitörünü gösterdi.
"Bu değil mi?"
"Evet."
Birlikte içeriye geçip oturduk. Tabletlerimizi çıkardık. Ben fazla ders çalışan biri değildim. Fakat ders çalışırsamda hakkını vererek çalışırdım. Kafamı kaldırıp etrafıma bile bakmazdım yani.
Yaklaşık 2 saatin ardından gözlerim yorulduğu için önüme doğru baktım. Jungkook gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Gözlerimi hafifçe kıstım. Ben ona bakınca eline telefonunu aldı.
"Neden bakıyordun bana öyle?"
"Kaç dakika boyunca etrafına bakmayacağını ölçmek istedim. Tam tamına 115 dakika 48 saniye boyunca sadece ders çalıştın."
Sessiz bir kahkaha attım. Tabletimi kapatıp çantama koydum.
"Sıkıldın mı?"
"Hayır pek sayılmaz."
"Neden bana bakacağın süre boyunca ders çalışmadın ki?"
"Ders çalışırken canım sıkıldığı için sana bakıyordum zaten. Sana bakarken hiç sıkılmadım."
Jungkook bir kızın yanaklarını nasıl kızartacağını iyi biliyordu. Yüzüm kızarınca gülmeye başladı.
"Utanınca çok şirin oluyorsun Chaeyoung."
"Konuşmaya devam edersen sadece şirin halimi görmeyeceksin. Domates gibi olacağım."
O gülmeye devam edince bende konuyu değiştirdim.
"Bu arada Bay Choi'nin dersinden A+ almayı nasıl başardın?"
"Bunu nasıl öğrendin?"
"Jin oppadan. Yani Bay Choi'nin asistanından. Asıl soru nasıl aldığın."
"Doğuştan zekiyim sanırım. Tanrı vergisi."
Güldüm. Gururla arkasına yaslanmıştı.
"Gidelim mi?"
"Nereye?"
"Ben evime, sen de nereye istersen."
"Sen nereye gidiyorsan oraya gitmek istiyorum."
"Eve gidiyorum Jungkook."
"O zaman evine gitmek istiyorum derdim ama pek hoş karşılanacağını sanmam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Three Dates Together | ROSEKOOK
RomanceHer bir randevunun anlamı var Chaeyoung. Tanışma, kaynaşma ve öpüşme...