¹¹

302 27 34
                                    

Merhabalar ben geldim...

Desteklerinizi ve fikirlerinizi lütfen esirgemeyin!

Bazı cinsel kısımlar olacak "*" şeklinde belirteceğim. Okumak istemeyenler geçebilir.

***

Kim Namjoon'un Anlatımıyla

Islak bir ses eşliğinde ayrılan dudaklarımız ile gülümseyerek konuştum. Onun olduğunu biliyordum, en başından beri! Ama hep bir şekilde konuyu değiştirip, kapatmıştı.

"Tanrım... Gerçekten sensin... Senin olduğunu biliyordum ama her seferinde öyle şeyler yaptın ki, bir süre sonra kendi şüphelerimden vaz geçtim."

"Ne diyebilirim caydırıcı bir etkim var."

Bir elimi yanağına sararak nefes nefese olan dudaklarını okşadım. Kusursuzdu... Tam manası ile kusursuzdu... Nasıl anlatırdım bilmiyordum. Belini kıracakmış gibi sıkmama aldırmadan yüzünü iyice parmaklarıma yasladı, parmaklarıma küçük bir buse bıraktı. Huzurlu ifadesini izleyerek arsızca konuştum. Madem onu bulmama bu kadar çok engel olmuştu. Ben de tutacağım sözleri erkenden tutmaya başlayabilirdim.

"Sana dediğim şeyi hatırlıyor musun Jinie?"

Hayranı olduğum siyah incileri titrekçe aralandı ve gözlerime takıldı. Tanrım... Çok, çok, çok güzeldi... Benimdi...

"H-Hangisini?"

"Konuşamayacağın kısmını..."

"N-Namjoon saçmalama! Okuldayız!"

Belindeki elimi yavaşça kıvrımlı kalçasına doğru indirdim ve hareket ederek bizi kabinlere doğru ilerlettim. Kızaran yanaklarını dudaklarımla buseleyerek hasretini çektiğim kokuyu derince içime çektim. 

"Ayardır seni bekliyorum... Dediklerimin arkasında dururum."

"Çocuklar gelecek!"

"Derssin bitmesine daha yarım saat var."

"N-Ne? Bu da ne demek?"

"Benim için yeterli bir süre, demek."

Kabinin perdesini çekerek hızla elimi üzerindeki tişörte sardım ve çıkardım. Duvara yaslanarak nefes nefese bana baktı. Bundan cesaret alarak gözlerinin içine bakarak atletimi çıkardım ve vücudumda dolanan gözleri ile sertçe yutkundum. Lanet... Onu parçalamak istiyordum. Vücudu o kadar güzeldi ki... Her şeyden öte beni kendine âşık eden o yüreği... 

Kararmış bakışlarımı bir kuş gibi çırpınan beyaz göğsünde ve her şeyimi feda edebileceğim ince belinde gezdirdim. Gerçekten muazzamdı... Elleri ile giydiği gri eşofmanı kavradı ve yutkunarak dudaklarını yaladı. Her ne kadar onu darmadağın etmek istesem de onu zorlayamazdım. Elimi ince beline sararak okşadım ve dudaklarına doğru eğilerek mırıldandım.

"İstiyor musun? Sana dokunmamı..."

"O-Okuldayız..."

"Nerede olduğumuzu sormadım Seokjin... İstiyor musun?"

Parmağımı göbek deliği etrafında gezdirerek dudaklarımı çenesine bastırdım.  Teni ne kadar yumuşaktı... İçe doğru çöken karnı ile gülerek konuştum.

"Mesajlardaki o cesur çocuk nereye gitti?"

"Utangaç çocuk nereye gittiyse büyük ihtimal oraya..."

"Hım..."

Dudaklarına küçük bir buse bıraktım ve boyuna yönelerek küçük buseler bırakmaya başladım. Teni gerçekten cennet gibi kokuyordu. Dilimi çıkartarak boynunu çenesine kadar yaladığımda sızlanarak başını duvara yasladı. Lanet... Onu gerçekten parçalamak istiyordum.

Yağmur Adam ve Yağmur Çocuk (Namjin)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin