0.3

226 20 18
                                    

Gece uzun bir süre uyumadım. Ama bir yerden sonra uyuya kalmışım. Aslında hiç uyumadan kendimi güvende tutmak istiyordum ama olmadı. Neyse ki sabah uyandığımda salonda uyuyordu.

Ses çıkarmadan evden çıktım.

Okula gittiğimde kendimi daha güvensiz hissetmem normal miydi?

Belki de onun beni yargılamaması benim ondan aşırı derecede nefret etmemi engellemişti.

Okula ilk geldiğim zamanlar sınıfta bayağı konuşuluyordu hakkımda. Tabii ki kötü yönde. Aslında iyi birisiyim sadece arkadaşım olmadığı için sessiz sessiz oturuyordum sonrada adım sessiz garip çocuğa çıktı zaten. En azından artık hakkımda çok konuşulmuyor.

Onları, sözde sınıf 'arkadaşım' olan insanları, sevmiyorum eğer ki benimle arkadaş olmak için bir adımda bulunsalardı belki de arkadaş olabilirdik ama denemeye kalkışmadılar bile.

Okulda kalma zorunluluğum bittikten sonra eve gittim.

Onun evden çıkmış olmasını dilerdim ama hiç sanmıyorum. Evden gitmesi de bir ihtimaldi ama bence dün o kadar ısrardan sonra evde kalmayı tercih etmiştir.

Eve geldiğimde tamda düşündüğüm gibi evdeydi ama beni şaşırtan başka bir şey vardı.

Kapıyı açtığım gibi beni bir ses karşıladı.

"Oo hoşgeldin! Giderken insan haber verir seni yolculayım hiç haber vermeden çıkmışsın. Neyse geldiğinde güzel karşılamış oluyorum olsun."

Evet, daha dün evime gelmiş olan ve kendisi hakkında hiçbir şey bilmediğim birine haber vermemek büyük ayıp oldu.

"Ya sen gelmiş evimde kalıyorsun ve hala ne konuşuyorsun. Ayrıca beni iyi karşılamak istiyorsan yarın geldiğimde evden çıkmış ol." dedim hiddetle.

"Ya sen gel bi, ne bu nefret? Ben kötü birisi miyim?"

"Yok canım dünyanın en iyi insanı seçildin ya sen geçen hafta. Bu da soru mu Allah aşkına ya."

"Ay canın mıyım cidden ya?"

Bunu söylerken yanına gelmiştim, mutfakta yemek yapıyordu.

"Off yeni gelin misin sen ne bu gelmiş canın mıyım diyorsun, yemeği yaparken bir de değişik değişik sunum yapıp video çek."

"Bak kırıldım heh." Dedi ve yüzünü büküp kollarını birbirine bağladı.

Daha sonra büyük bir kahkaha attı ve konuştu.

"Çok güzel rol yapıyorum, bence inandın cidden üzüldüğüme değil mi?"

"Hayır, yapmıyorsun."

"Aa deme öyle. Neyse bak bir yemek yaptım çok güzel oldu, bak tadına." Dedi çekmeceden bir kaşık çıkarıp yemekten alırken.

"Zehir mi koydun içine?"

"Hayır koymadım. Bak." Dedi ve elindeki kaşığı kendi ağzına götürdü.

"Eğer zehir varsa ikimizde ölürüz." Dedi.

Daha sonra kaşığına biraz daha ekleyip bana verdi bu sefer. Tadı kötü değildi.

"Iyi bakalım koy bi tabak yiyim. Madem evimde kalıyorsun karnımı doyur bari."

Neşesi yerinde, bana ve kendine tabak çıkarıp yemekten koydu ve masaya getirip oturdu.

"Ellerine sağlık." dedim yemeği yedikten sonra.

Yemekten tam 3 tabak yemiş olmama rağmen karnımı doyurmadı.

"Afiyet olsun paşam ne demek."

"Ya cidden yeni gelin olduğuna inanmaya başladım."

"Ne gelini ya, paşam dedim diye mi?"

"Evet?"

"Deme bana öyle bak bı bakmışsın artık kafan yerinde değil. Sandığından daha kötü sonuçlar doğurabilir düşünmeden yaptığın şeyler." Çok sakin konuşmasına rağmen söylediği şeyler normal değildi.

Bi ürkmedim değil.

"Tamam gelin falan değilsin." Dediğimde gülümsemesi yerine geldi.

"Ya bence kabul et sen de memnunsun burada olmamdan değil mi?"

Ne demek modumu bu kadar hızlı değiştiriyorum, az önce öldürme falan diyordu ya ne oldu bir anda.

"Hayır, değilim." Dedim. Umarım sırf bu yüzden bana zarar vermeye kalkmaz.

Aslında pek bir önemi yok ama yine de ne bileyim ölmesem de olur yani.

"Zamanla olacak o da." dedi kendi kendine konuşurcasına fısıldayarak. Duymamış gibi davranarak hayatıma devam ettim.

~
Selamlar

Hiçbir yorum veya etkileşim olmasa da bölüm atmaya devam edeceğim sanırım çünkü bu kitaba bölüm yazmayı seviyorum.

Umarım sizler de zamanla okur ve yorumlarınızı yaparsınız.

İyi günler.

Bilinmez Kişi B×BHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin