14

177 12 4
                                    


-

~Taehyung'dan-

Gözlerimi açmaya çalıştığım anda kısık sesle inledim. Sanki dikenler batıyormuşçasına acıyordu. Dayanılmaz değildi ama kötü hissettiriyordu.

Siyah bir perde örtülmüş gibiydi önüme. Her yer kapkaranlık, simsiyahtı. Ne bir şey görebiliyor, ne de ne olduğunu ayırt edebiliyordum.

Hâlâ gece olduğunu düşünmüştüm. Ama Jimin'in sesini duymam ile bu düşüncemden hızlıca sıyrıldım.

"Uyanmış, Hoseok Taehyung uyanmış!"

Jimin'nin başımın dibinde bağırması ile yüzümü buruşturdum. Ne bağırıyordu tanrı aşkına...

"Uyanmış mı?! Tanrıya şükür!"

Hoseok ve Jimin'in sesini duyuyordum fakat hiçbir şey göremiyordum.

Karanlıktır, gecedir ve ateşi yakmamışlardır diye düşünüyordum... Ama Jimin'in söylediği şeyler kafama balyozla vurulmuşa döndürmüştü beni.

"Bizi görüyorsun öyle değil mi Taehyung?"

"Tanrım nolur görüyor olsun..."

Hoseok duymadım zannediyordu fakat duymuştum. Neden böyle bir soru soruyorlardı ki? Gözlerim acıyordu ve açamıyordum. Görüp görmemekle ne alâkası vardı?

Jimin'e o sırada ne cevap vereceğimi bilmiyordum. Şuan yeterince soru karmaşasının içerisindeydim.

Diğerlerinin koşarak geldiklerini ayak seslerinden anlamıştım. Ve haksızda çıkmamıştım. Jungkook içeri girdiği gibi yanıma koşmuştu. Nefes nefese aldığı soluklar, koştuğunu açıklar biçimdeydi.

"T-Taehyung! Uyandın, uyandın! Tanrım çok şükür!"

Jungkook hemen yanıma gelmiş, elimi tutmuştu.

Ardından Yoongi'nin sesini duymuştum. Boğuk boğuktu her ses ama ne dediklerini anlayabiliyordum.

"Taehyung iyisin öyle değil mi?"

"Taehyung bu! İyi olacak tabi kii."

Jin hyungun titrek sesini duyduğum an bedenim titredi. Ağlamış mıydı?

"B-bebeğim, iyi misin?"

Yanıma gelip ellerimi tutmuştu.

Hepsi bir yandan konuşuyordu ve dayanamıyordum...

Durmadan nasıl olduğumu, nasıl hissettiğimi, görüp göremediğimi, her şeyi, her şeyi soruyorlardı!

Dayanamamış bir anda bağırıvermiştim. Hepsi bir anda sessizliğe gömülmüştü.

Jungkook yanaklarımı tutmuş bana bakıyordu. Hissediyordum. Ama onun güzel suratını göremiyordum... Onlara bunu nasıl açıklayacağımı düşünürken Namjoon hyung araya girmişti.

"Taehyung? Söyle bize, neden bir şey söylemiyorsun?"

"G-göremiyorum!"

Dayanamayıp gerçeği öylece ortaya çıkardığımda, yanaklarımdaki Jungkook'un okşayan ellerinin durduğuna tanık oldum.

"N-ney?" Çaresizce sormuştu bana... Ne demek istediğimi çözmek ister gibi. Nefes alış verişleri hızlanmıştı. O... O hayâl kırıklığına uğramıştı...

"Göremiyorum Jungkook! Özür dilerim sözümü tutamadım... Göremiyorum, hiç birinizi,hiç birinizi göremiyorum..." Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamamla Jungkook kafasını göğsüme koymuştu.

Soylu prensHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin