...
"Taehyung?"
Hızlıca Taehyung'un yanına doğru adımladım.
Yanında daha demin yollamış olduğum askerlerden biri vardı sanırım.
Galiba Taehyung odadan çıktığında gelmesi için yardım etmişti, yanında geldiğinden bunu öne sürüyordum.
"İyi misin?"
"İyiyim, iyiyim. Sadece fazlaca sıkıldım, vede acıktım sanırım..."
"Ah bir şey oldu zannettim... Tamam.
Jimin-shii sen Taehyung'a yemek yemesi için yardım eder misin? Bizim yoongi hyungla bir antrenmanımız var, mâlum..."Taehyung'a baktığımda üzüldüğünü anlamıştım... Oda görmeyi deli gibi istiyordu biliyordum, hissediyordum. Ama elimden gelen tek bir şey dahi yoktu ve bu beni deli ediyordu.
"Tabii ki! Hadi Taetae gideli~m!"
Taehyung kafasını sallayıp, Jimin ile beraber uzaklaştı.
"Eee Jeon? Nerede kalmıştık."
-
"Ahh!"
Ve bir askeri daha yenmiştim. Bunu nasıl yaptığım hakkında en ufak fikrim bile yoktu... Anlamıyordum? Ben hiç kılıç eğitimi bile almamış olduğum halde nasıl bu kadar iyi olabilirdim... Aklım almıyordu.
"Jeon? Önceden eğitim almamış olduğunu zannediyordum?"
"Almamıştım zaten hyung..."
"O zaman nasıl bu kadar iyisin dövüş konusunda?"
Hoseok'un sorusu herkesin aklındaki tek soruydu belkide.
"Bilmiyorum."
"Bir düşüncem var sanırım bununla ilgili."
Namjoon hyung'un elini çenesine koyarak okşamasıyla ve dediği şeyle herkes ona yönelik baktı.
"Sen bir soylusun. Asırlardır insanlığın beklediği bir kral veliahtsın. Profesyonelmiş gibi kılıç kullanabilmene şaşırmamalıyız aslında. Yeteneğin kanındaki safkan güçten geliyor olmalı."
Hepimize mantıklı gelmişti bu sözler.
Yoongi'de söylediklerini onaylar biçimde kafasını sallamış, sessiz kalmamıştı.
"Katılıyorum. Ama madem ki bu kadar iyisin... Bir de yap bakalım benimle bir düello ne dersin?"
Yoongi hyungla düello yapardım elbet fakat o fazla güçlüydü. Fazla kudretli ve savaş taktiği olan bir bilgeydi. Tanrı aşkına onun gibi yüce bir kralı asla yenemezdim! Bu saçmalıktı!
"Hyung, seninle daha iyi bir şekilde işleri kavradığımda düello yapsak? Şuan zamanı değil..."
Dediğim şeyle Yoongi sırıtmış, ve imalı bir ses tonuyla;
"Ne o Jeon? Yoksa korktun mu benimle düello yapmaktan? Eğer korkarsan nasıl halkını koruyacaksın ki?" demişti.
Kaşlarımı çattım ve Yoongi'nin dediği şeyleri hazmetmeye çalıştım.
Bir nevi haklıydı... Sonuçta gerçek bir savaş değildi yaptığımız o yüzden çocukluk edip kaçmanın sırası değildi.
"Tamam öyleyse. Senin düello yapacağım hyung."
"Güzel..."
Tam başlayacağımız sırada Jimin'in sesini duyduk. Sesin geldiği yöne baktığımda Taehyung ile beraber bize doğru geliyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soylu prens
FanfictionJeon Jungkook, karnını duyurabilmek için pazar yerinden bir kaç şeyler çalıyordu. Askerlerden kaçacağı sırada, başına geleceklerden habersizdi.