Wei Ying odasında birazdan başlayacak olan ayin için hazırlanıyordu. Aynadan kendini süzdü.
- A-ying, hazır mısın?
- Evet shijie, hazırım.
- O zaman balo salonuna gidelim.Balo salonuna giriş yaptığında herkesin özenli giyindiğini fark etmişti. Krallıkların direkt varisleri ve akrabaları eşlerini bulmak için toplanmışlardı. Wei Ying de kimin onun eşi olacağını merak ediyordu. Etrafına bakınırken Lan Zhan'ı gördü. Abisi Lan Xichen, abisinin eşi Jin Guangyao ve amcası Lan Qiren yanındaydı. Hızlı adımlarla Lan Zhan'ın yanına ulaştı.
- Lan Zhan sen de heyecanlı mısın?
Lan Zhan cevap vermeyince kolunu tutarak çekiştirdi.
- Lan Zhaaan neden cevap vermiyorsun?
Onun bu tavırları Lan Qiren'in sinirlenmesine neden olmuştu.
- Wei Ying! Bu ne terbiyesizlik? Bir alfa nasıl bir omegaya bu şekilde dokunabilir?
Elini isteksizce çekmek zorunda kaldı. Lan Qiren onu hiçbir zaman sevememişti. Onun disiplinsiz ve utanmaz biri olduğunu düşünüyordu. Ellerini birleştirdi ve eğilerek selam verdi.
- Rahatsızlık verdiğim için özür dilerim efendim.
Ardından oradan uzaklaştı ve ailesinin yanına gitti. Lan Zhan, Wei Ying uzaklaşırken gözünün ucuyla onu izledi. İşittiği azardan sonra omuzları düşmüş, yüzünü somurtmuştu. Wei Ying her zaman neşeliydi ve somurtması hoşuna gitmemişti.
Bir süre sonra ayini başlatmak için küçük ateşler yakıldı. Her eş adayının önüne küçük kâseler içinde ateşler ve küçük bıçaklar konuldu. Adaylar önlerindeki küçük bıçakla parmaklarında küçük bir kesik açtı ve ateşe kanlarını damlattılar. Ayini başlatan melodiyi çalmakla görevli kişi herkes kanını ateşe akıttıktan sonra melodiyi çalmaya başladı. Kâselerin içindeki ateşlerden oluşan ipler kendi eşleriyle birleşmeye başladı.
Wei Ying heyecanla kendi ipinin kiminkiyle birleşeceğini izlemeye başladı. Sonunda eşini bulacaktı. İpi birleştiğinde gözleriyle takip etti ve kiminkiyle birleştiğini gördüğünde şaşkınlıktan gözleri büyüdü. Bu gördüğü gerçek miydi?
Kendi ipi Lan Zhan'ın ipiyle bağlanmıştı. Lan Zhan'a baktığında her zamanki gibi yüzü ifadesizdi. Onun kadar şaşırmış görünmüyordu. Herkes ipinin bağlandığı kişinin yanına gitmeye başladı. Wei Ying de Lan Zhan'ın yanına gitti.
- Lan Zhan kaderin işine bak. Benim eşim senmişsin.
Yüzünde büyük gülümsemesiyle Lan Zhan'a baktı. Aileleri de yanlarına geldi.
- Bu durumda Lan ailesini sarayımıza davet ediyorum. Bir an önce evlilik törenini gerçekleştirmeliyiz.
- O halde yarın yola çıkalım.Her iki ailenin liderleri anlaşmıştı. Lan Qiren, Wei Ying'i pek sevmese de kaderin ipine karşı gelemezdi. Bu sebeple kabul etmekten başka çaresi yoktu. Wei Ying, Lan Zhan ile evleneceğini duyduğunda gerçekler bir anda yüzüne çarpmıştı. Evli insanların neler yaptığını düşündüğünde sıcak bastığını hissetti.
- A-ying iyi misin?
- E-evet shijie. Neden sordun ki?
- Kıpkırmızı olmuşsun. Hasta mısın yoksa?
- A-a öyle mi? Sanırım burası biraz sıcak oldu. Ondan sanırım.
- O halde dışarı çıkalım.İkisi dışarı çıkarken Lan Zhan arkalarından baktı.
"Burası o kadar da sıcak değil ama Wei Ying neden kızardı?"
Wei Ying'in neden kızardığına anlam veremedi. Bunları düşünürken kendi kulaklarının kızardığının farkında değildi.