13.BÖLÜM

351 33 9
                                    

      Saatler geçmesine rağmen Wei Ying'in halâ gelmemiş olması Lan Zhan'ın giderek daha çok endişelenmesine neden oluyordu. Odanın içinde dolanıp bir haber gelmesini bekliyordu. Jiang Cheng ve adamları etrafı soruşturuyorlardı.

- Lan er-gongzi lütfen oturun. Eminim ki A-Ying iyidir. Eğer endişelenmeye devam ederseniz bebeğiniz kötü etkilenecektir.

Lan Zhan elini koruyucu bir şekilde karnına koydu.

- Elimde değil Jiang-guniyang. Wei Ying böyle yapmazdı. Başına bir şey gelmiş olmalı.

Ağlamasına mani olamamıştı. Yanli bunu görünce kalkıp Lan Zhan'a sarıldı.

- Keşke karpuz istediğimi söylemeseydim. Yemesem de olurdu.

Yanli'nin kolları arasında hıçkırarak ağladı. Jiang Cheng'in geldiğini görünce ağlamasını kesip Jiang Cheng'in kolunu tuttu.

- Wei Ying nerede?

Lan Zhan'ın sorusuna karşılık başını yere eğdi.

- Hiç kimse hiçbir şey bilmiyor. Onu gören ya da duyan yok. En son biri karpuz aldığını söyledi ama sonrası yok.

Bunları duyunca elleri Jiang Cheng'in kolundan düştü.

- Ne olacak şimdi? Ya biri ona bir şey yaparsa?

Çaresizlikle yere çöktü. Ellerini yüzüne kapatıp ağlamaya başladı. Sesleri duyan Madam Yu geldiğinde herkesin harap olmuş halini görünce afalladı.

- Burada neler oluyor? Bu haliniz ne?
- Wei Ying kayıp.

Yanli'nin cevabıyla düşünür gibi oldu.

- Neden saraydan gitti?
- Karpuz almak için gitmişti. Ama halâ gelmedi.

Elindeki kâğıt parçasını havaya kaldırarak gösterdi.

- Wen sarayından davetiye gelmiş. Yazdığına göre bütün kraliyet ailelerini ilgilendiren çok önemli bir konu varmış. Wen Chao bizzat kendi bu sorunu takdim edecekmiş. Size sorum şu: Wei Ying ile aralarında bir husumet var mı?

Madam Yu'nun sözleriyle Lan Zhan gözyaşlarını silerek cevapladı.

- Bir süre önce aralarında ufak bir kavga olmuştu. Wen-guniyang sayesinde kavga büyümemişti.

Olayları çözmüş gibi başını salladı.

- Belli ki bu Wen Chao bir şeylerin peşinde. Eminim ki Wei Ying'in kaybolmasında parmağı vardır. Burada yazdığına göre ses çıkarmadan söylenilen odaya gitmeliymişiz. Sadece sessizce oturup gösterinin tadını çıkarmalıymışız.

Jiang Cheng annesinin elinden davetiyeyi alıp okudu.

- Bu akşam olduğu yazıyor. Hemen yola çıkalım.
- Ben hallederim. Siz işi annenize bırakın. Lan er-gongzi siz de kendinize gelin. Hamilesiniz siz, daha dikkatli olun.

Sözlerini söyleyip ejderhasına doğru yürüdü. Wen sarayına doğru yola çıktı. Wen sarayına vardığında çalışanlar onu selam vererek karşılamışlardı.

- Madam Yu buradan sonra lütfen sessiz olun. Beni takip edin lütfen.

Çalışanı takip ettiğinde onu camlı bir yere götürmüştü. Büyük hanelerin hepsi gelmişti. Gördüklerine selam verip kendi için ayrılmış olan yere geçti. Biraz sonra perdeler yana açıldığında Wei Ying sahnede göründü. Zincirlerle bağlanmıştı. Vücudu morluk içindeydi. Ağzından ve burnundan kanlar akıyordu. Adamın biri kanı kontrol ederek onun daha da çok kan kaybetmesini sağladı. Başka biri de yumruk attı.

Ejderha Krallığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin