14.BÖLÜM

356 34 13
                                    



Aradan beş ay geçmişti ve Lan Zhan'ın karnı bir hayli büyümüştü. Wei Ying küçük bebeğinin eşinin karnının içinde hareket edişini hayretle izliyordu.

- Lan Zhan ayaklarını gördüm!

Heyecanla gülümsedi. Ellerini Lan Zhan'ın karnının üstüne koyup okşadı.

- Bugünlerde çok hareketli. Sanırım senin bir nevi ikizin gibi olacak. Aynı babası gibi kıpır kıpır.

Lan Zhan'ın sözleriyle Wei Ying gururlanmıştı.

- Ama keşke bir an önce doğsa. Onu kucağıma almak istiyorum.

Dudaklarını büzerek söylemişti. Lan Zhan buna dayanamayıp Wei Ying'in kucağına oturdu. Kollarını Wei Ying'in boynuna dolayıp dudaklarını birleştirdi. Birbirlerinin dudaklarını öperlerken Wei Ying karnında hissettiği tekmeyle kendini geri çekti.

- Lan Zhan sanırım ben de hamileyim.

Lan Zhan'ın kahkaha atmasıyla somurttu.

- Lan Zhaaan neden gülüyorsun?

Gülümsemesini bastırmak için büyük bir çaba gösterdikten sonra eşini yanıtladı.

- O hissettiğin senin değil benim karnımdan geldi. Sanırım bebeğimiz bizi kıskandı.

Wei Ying başını eğerek Lan Zhan'ın şişkin olan karnını öptü.

- Bebeğim babacıklarını kıskanma. Seni de öptüm bak.

Wei Ying'in bu sevimli halleri Lan Zhan'ın yumuş yumuş hissetmesine neden olmuştu. Elleriyle Wei Ying'in saçlarını okşadı.

- İyi ki benim eşimsin. Seni seviyorum Wei Ying
- Ben de seni seviyorum Lan Zhan

Lan Zhan'ın karnının izin verdiği kadar birbirlerine sıkıca sarıldılar.




Jiang Fengmian ve Madam Yu bir davet üzerine başka bir krallığa gitmişlerdi. Lan Zhan ve Wei Ying de sarayın bahçesinde geziniyorlardı. Hekim, Lan Zhan'ın yürüyüş yapmasını önermişti. Gökyüzünden gelen kükreme sesiyle Wei Ying içgüdüsel olarak Lan Zhan'ı arkasına aldı. Gelen ejderhayı gördüklerinde gelen kişiyi de tanımışlardı.

-Wen Chao burada ne arıyorsun?

Buna kahkaha atmıştı.

- Gerçekten de senin gibi biri yüzünden yaşadığım aşağılamalardan sonra intikam almadan duracağımı mı sandın? Asla!

Lan Zhan hemen ejderhası Bichen'i çağırdı ve üstüne bindi. Kendi ejderhasıyla Wen Chao'nun karşısında durdu.

- Wei Ying'i istiyorsan önce beni geçmelisin.
- Büyük bir zevkle

İki ejderha büyük bir gürültüyle çarpıştı. Wei Ying etrafa bakındığında ortalıkta kimsenin olmadığını görünce gülümsedi.

- O halde sana kim olduğumu göstereceğim Wen Chao!

Havayı kontrol etme gücünü kullanarak Wen Chao'nun ejderhasını geriye itti. O sırada Lan Zhan, Wei Ying'in olduğu tarafa baktı.

- Lan Zhan aşağıya in. Ben hallederim.

Başını sallayarak ejderhasıyla aşağı indi. Wen Chao ejderhasıyla ateş püskürtmeye başlayınca Wei Ying gücüyle alevleri durdurdu. Hava gücüyle Wen Chao'yu ve ejderhasını yere fırlattı. Wen Chao ejderhasından düşüp yuvarlandı.

- Wei Ying!

Hışımla ayağa kalkıp Wei Ying'in üzerine yürüdü. Lan Zhan kılıcını Wen Chao'nun boynuna dayadı.

- Sana beni geçmelisin demiştim.

Wen Chao da kılıcını çıkartıp Lan Zhan'ın kılıcına karşılık verdi. Birkaç darbeden sonra son bir hamleyle kılıcını Wen Chao'nun karnına geçirdi. Kılıcını içinden çıkarınca Wen Chao dizlerinin üstüne düştü. Wei Ying gelip elini Wen Chao'nun karnına koydu ve altın özünü parçaladı. Wen Chao'nun altın özünün parçalanmasıyla ejderhasıyla arasındaki bağ kayboldu.

- Hayır!

Lan Zhan ve Wei Ying oradan uzağa gittiler. Sahibiyle arasındaki bağ bozulan ejderha delirir gibi haykırdı. Hemen yakınındaki Wen Chao'nun kanının kokusunu aldı. Wen Chao'ya doğru hızlıca uçtu ve Wen Chao'yu yuttu. Ardından oradan uzaklaşarak uçtu.

İki eş bu durumu uzaktan izlediler.

- Her ne kadar bunu hak etse de yine de üzülmeden duramıyorum.
- Bu Wen Chao'nun ilk saldırısı değildi. Mecburduk. Eğer ölmeseydi seni öldürmeden durmayacaktı.
- Maalesef. Lan Zhan sen iyisin değil mi? Hamile olmana rağmen savaştın.
- Evet iyiyim.

Wen Chao'nun ölümünü öğrendiklerinde Wen sarayı boyun eğmekten başka bir şey yapamadı. Wen Chao'nun suçlu olduğunu biliyorlardı. Wen Chao meselesi kapandığında rahat bir nefes almışlardı. Madam Yu bu saldırıyı öğrendiğinde sinirlendi.

- O uslanmaz dersini almamış demek ki. Kendi ejderhası onu yemeseydi ben ona gösterirdim.

        Sinirle Zidian'ı kavradığında Jiang Yanli elini annesinin elinin üstüne koydu.

- Hak ettiğini görmüş. Sinirlenmene gerek yok anne.
- İyi ki oğlum, damadım ve torunum iyiler. Yoksa Wen sarayını yerle bir ederdim.

        Madam Yu'nun onları bu kadar önemsemesi Wei Ying'in gözlerini doldurmuştu.

- Madam Yu ilginiz için teşekkür ederim.

        Wei Ying saygıyla Madam Yu'nun önünde eğildi. Madam Yu yaklaşıp Wei Ying'in başını okşadı.

- Bunca zamandır sana karşı hislerimi gösteremedim oğlum. Senin bir suçun yok. Bu zamana kadar sana yeterince iyi bir anne olamadım.
- Hayır öyle değil. Beni siz büyüttünüz.

          Madam Yu gülümsedi.

- Umarım bundan sonra bana siz değil de anne dersin.

           Wei Ying gözünden bir damla düşen yaşı sildi.

- Peki anne

             Madam Yu, Wei Ying'e yaklaşıp sarıldı. Wei Ying de ilk defa anne sıcaklığını hissetmesiyle ağlamaya başladı. Lan Zhan da ikiliyi izlerken gözyaşlarına engel olamadı.

- Siz de gelin Lan er-gongzi

              Lan Zhan da sarılmaya katılınca Madam Yu derin bir iç çekti.

- Artık iki çocuğum daha var.
 
               İki genç anne sıcaklığını ilk defa tatmışlardı.

Ejderha Krallığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin