Lan Zhan'ın hamile olduğu haberi sarayda heyecanla karşılanmıştı. Herkes daha doğuma uzun süre olmasına rağmen çoktan hazırlıklara başlamışlardı. Jiang Yanli bu haberi alınca yaşadığı Jin sarayından gelmişti.
- A-Ying ikiniz için çok sevinçliyim. Lan er-gongzi nasıl hissediyorsunuz?
Lan Zhan herkesin onunla ilgilenmesine alışamamıştı. Ama bir yandan da bu durum onu mutlu ediyordu.
- Jiang-guniyang ben iyiyim. Sadece ilk defa çocuk sahibi olacağım için endişeliyim.
Elini karnına koyarak konuşmasına devam etti.
- Ya iyi bir ebeveyn olamazsam diye korkuyorum.
Wei Ying bunu duyunca Lan Zhan'ın elinin üstüne elini koydu.
- Lan Zhan dünyanın en iyi ebeveyni olacak. Bundan eminim.
Lan Zhan bunu duyduğunda mutluluktan gözleri dolmuştu.
- Ben de A-Ying'e katılıyorum. Lan er-gongzi siz hiç endişelenmeyin. Eğer yardıma ihtiyacınız olursa ben her zaman size yardımcı olurum.
Jiang Cheng de onları dinlerken her zamanki gibi somurtkan olsa da amca olacağı için içten içe sevinçliydi.
- Lan er-gongzi iyi bir ebeveyn olabilir ama aynı şeyi Wei Ying için söyleyemem. Kendi çocuğuna da kötü örnek olur. Baksanıza şuna
- Ya Jiang Cheng! Sen kime kötü örnek diyorsun? Gel buraya!Ayağa kalkıp birbirlerini kovalamaya başladılar.
- A-jie şuna bak. Baba olacak ama halâ oyun peşinde.
Yanli onların bu haline gülmekle yetinmişti. Bir süre sonra koşmaktan nefes nefese kaldıklarında pes edip oturdular.
- Wei Ying ben karpuz yemek istiyorum.
Lan Zhan'ın bu isteğiyle herkesin başı ona döndü.
- Hemen getiririm.
Geri geldiğindeyse eli boştu.
- Lan Zhan karpuz kalmamış, ben hemen gidip alırım.
- Mn. Hemen gel ama.Wei Ying koşarak ejderhasına bindi ve çarşının yakınlarına indi. Karpuz tezgâhını bulduğunda meyveyi satın aldı. Gidecekken omzuna konan elle başını çevirdi.
- Wei Ying. Bu ne sürpriz!
Wen Chao'nun gıcık yüzünü gördüğünde gözlerini devirdi.
- Ne var Wen Chao? Çabuk söyle gitmem gerekiyor.
- Ne bu acele? Benimle bir gelsene.Kararsızlıkla etrafına bakındı.
- Ne söyleyeceksen söyle. Hiçbir yere gidemem.
- Peki öyleyse. Yakalayın onu.Emir verdiğinde yüzleri peçeyle örtülü birkaç adam ortaya çıktı. Wei Ying onları görünce kaçmaya çalışsa da sırtına atılan tekmeyle yere düştü. Başını kaldırdığında özenle seçtiği karpuzun yerde parçalanmış olduğunu gördü.
"Kahretsin. Lan Zhan için en güzelini seçmiştim."
Kalkmaya çalışınca sırtına basan ayakla tekrar yere yapıştı.
- Ben gel deyince geleceksin yoksa tıpkı bir böcek gibi seni ezerim. Ha bir böcekten farkın da yok aslında.
Bu sözleri duyunca sinirle elini yumruk yaptı. Aniden ayağa kalktı. Ayağı Wei Ying'in sırtında olan Wen Chao sendeledi.
- Şunu tutun. Öldürmeden istediğinizi yapabilirsiniz.
Wen Chao'ya saldıracakken elini biri tuttu. Elini tutan kişiyi kendinden uzaklaştırıp yumruk attı. Başka biri daha gelecekken ateşle karşılık verdi. Diğerleri sahip oldukları su ve hava güçleriyle karşılık verince havaya uçarak yere düştü.
"Diğer güçlerimi kullanamam. Kullanırsam başım belaya girer."
Adamlardan biri hava gücüyle onu yere bastırınca ateş gücüyle karşılık vermeye çalıştı. Wen Chao kendi ateş gücüyle karşılık verdi. Bu sırada biri hava gücüyle Wei Ying'in nefesini kesti. Wei Ying nefes alamayınca gücünü kesmek zorunda kaldı. Hava gücüne sahip olanlar Wei Ying'in nefes almasını engellemeye başladılar.
Wei Ying nefes alabilmek için çırpınmaya başladı. Boğazını tutarak öksürmeye başladı.
"Lan Zhan beni bekliyor"
Daha fazla nefes alamayınca bayıldı. Onun bayıldığını gördüklerinde güçlerini geri çektiler. Wei Ying'in kollarını ve bacaklarını demir zincirlerle bağladılar.
- Götürün şunu!
Wen Chao sonunda istediğini almıştı ve yüzünde büyük bir gülümseme vardı.