Clear and Muddy Loss of Love [GL] - I. Kısım

Bölüm 42: Jingjia Dokuzuncu Yılın Shangyuan Festivali

Nangong Jingnu şoktan hiçbir şey diyemiyordu. Prenses malikânesi kraliyet sarayına çok yakın olsa da, bir at arabasıyla gitmek bile on beş dakika sürerdi. Peki ya birini oraya kadar sırtında taşımak?

Odanın içinde, Ding You da Nangong Jingnu da ne hissettiğinden emin değildi. Ding You derin bir uykuda olan Qi Yan'a bakarak bir teşhis koyuyormuş gibi yaptı: bu oyunu biraz fazla gerçekçi canlandırmıyor musun? Asıl amacın ve kimliğini bilmesem, Prensese derinden aşık olduğunu sanırdım.

Nangong Jingnu ise hipnoz olmuş gibiydi. Bu insanın sağlık durumunu az çok biliyordu. Düğün günlerinde onu kraliyet basamaklarında taşımakta bile zorlanmıştı...

Ayrıca, bu kişi geceleri göremiyordu. Damlayan suyun anında donacağı kadar soğuk, zifiri karanlık bir gecede, onu nasıl saray kapılarından Prenses malikânesine kadar taşıyabilmişti?

Qi Yan...

Ding You bakışlarını oradan çekti. Bir an düşündükten sonra şöyle dedi: "Lord Fuma'nın bünyesi zayıf, bu hastalığın asıl sebebi gece geç saatlerde yürümek ve rüzgâr çarpması. Koma hâli için de çok endişelenmenize gerek yok. Kendini fazla zorlamaktan olmuş olabilir. Bu kulun önce bir reçete yazmasına ve Lord Fuma'ya ilk tedaviyi uygulamasına izin verin."

"İmparatorluk doktoruna zahmet verdim."

"Haddim değildir, zaten bu kulun görevi dahilinde."

Ding You reçete yazmayı bitirdi ve Chuntao'ya uzattı: "Jiejie'den bu reçetede yazan ilaçları getirmesini isteyeceğim. Sekiz kâse suyu bir kaba döküp orta bir sıcaklıkta kaynatın, bir süzgeçle süzün ve buraya getirin."

"Anlaşıldı."

Ding You Nangong Jingnu'nun önünde eğildi: "Ekselansları, yan odaya geçip bir süre bekleyin. Bu kulun Lord Fuma'ya akupunktur tedavisi uygulayabilmesi için temiz ve sessiz bir ortama ve iki ısıtıcıya ihtiyacı var. Odanın kapıları ve pencereleri tedavi sırasında düzgünce kapatılmış olmalı. O esnada kimsenin girmesine izin vermeyin."

"Tamam. Qiuju, birilerine iki ısıtıcı getirmesini söyle."

"Anlaşıldı."

... ...

Artık odada yalnızca iki kişi kalmıştı. Ding You yatağın kenarına oturdu. Gümüş iğnelerin takılı olduğu bir diziyi açtı, ardından iki tanesini kenarından itip çıkardı ve parmaklarının arasına aldı.

Sessizlik içinde Qi Yan'a baktı. Yıllar önce isimsiz vadiden yolları ayrıldığından beri, uzun zamandır onu böyle yakından görme şansı olmamıştı.

Beş yıllık zamanın ardından gözlerinin önündeki bu kız, çocuksu havasını tamamen yitirmişti. Ayrıca, erkek kılığında Wei Krallığı'nın güç merkezine sızma sözünü de yerine getirmişti.

Ding You duyulmayacak bir sesle iç çekti. Qi Yan'ın alnındaki havluyu aldı, ardından yüzünü hafifçe sildi. Sonra, sağ ve sol elindeki iğneleri Qi Yan'ın başının tepesindeki akupunktur noktalarına batırdı.

Qi Yan'ın komaya girmesi, sözde dondurucu rüzgâra maruz kalarak kendini fazla zorlaması durumundan kaynaklanmıyordu. Sebebi, kafasındaki onu on yıldır kovalayan iblislerin büyüsüne kapılmasıydı.

Ding You gümüş iğnelerden birini büktü. Qi Yan sessiz bir homurtuyla kaşlarını çattı, ardından yavaşça gözlerini açtı.

Neredeyse eş zamanlı olarak, Ding You Qi Yan'ın ağzını kapattı. Fısıldayarak, "Ses çıkarma, beni dinle," dedi.

Qi Yan'ın kehribar rengi gözlerindeki her an tetikte olan ifade, Ding You'yu tanıdığında silindi. Başıyla onayladı.

Ding You elini çekti, sonra yeniden yatağın kenarına diz çöküp Qi Yan'ın kulağına fısıldadı: "Şu anki hastalığının sebebi rüzgâr çarpması ve kendini fazla zorlamak."