7.Bölüm

298 31 41
                                    


İyi okumalaar

.........

Sevgili(!) ailem bu dediklerimden sonra garip bir varlıkmışım gibi bakmaya başlamıştı bana. Sanırım homofobik bir aileye sahiptim. Gözlerinden ne kadar sinirlendikleri anlaşılabiliryordu.

"Kendine gel Yoongi. Ne demek erkeklere ilgi duyuyorum. Hayır olamaz böyle bir şey. Hemen tedavi olacaksın. Kim bulaştırdı sana bu hastalığı. Bu hizmeçti parçası bulaştırdı değil mi?"

"Anne yeter. Bu bir hastalık değil. Tedavisi falan yok. Ayrıca Jimin'e hizmetçi parçası deyip durmayı kes. Onu hor göremezsin. Babamla evlenmeseydin seninde bir farkın olmayacaktı sonuçta. Ama helal nasıl ayarttıysan babamı şu an mükemmel(!) bir hayat yaşıyorsun."

"Min Yoongi. Derhal annenden özür diliyorsun ve odana gidiyorsun. En kısa sürede tedaviye başlanacak. İtiraz edemezsin."

"Hayır odama falan gitmeyeceğim. Karşınızda küçük çocuk yok sizin. Ve hayır özürde dilemeyeceğim. Eğer ki o Jimin'den özür dilerse belki bende dilerim. Ayrıca tedavi falan olmayacağım bu bir hastalık değil diyorum size. Bunu anlamak çok zor olmamalı. İnanıyorum size zorlarsanız anlayabilirsiniz."

Şu an cidden çok sinirliydim. Jimin'in kalbini kırıyorlardı ve bu beni deli ediyordu. Ailem olmasını umursamadan ağzıma geleni söylüyordum. Jimin'e baktığım zaman ağladığını görmüştüm. Ah kıyamam miniğim gözyaşı hiç yakışmıyor yüzüne. Kafamı sevgili(!) anneme çevirdiğim zaman ise Jimin'in üstüne yürümeye başladığını görmüştüm.

"Sen bulaştırdın değil mi? Senin yüzünden oldu hepsi. Sen hastalıklı bi hizmetçisin sadece. Hor görülmeye layıksın. Ezilmeye layıksın. Senin hakettiğin bu. Defol git sarayımdan. Pis hastalıklı seni. İstemiyorum burada durmanı. Oğlumdan uzak duracaksın."

Annem olacak insan sözlerinin ardından tam elini kaldırmış Jimin'e vuracaktı ki benim tutmam ile eli havada kalmıştı.

"Sen bir daha Jimin'e vurmaya kalkarsan güzel ailemizin(!) karanlık geçmişi hakkında insanlara bir konuşma yapmaktan zevk duyarım."

Jimin'in bileğinden tutup oradan uzaklaşmaya başlamıştım. O da peşimden geliyor ve hiç konuşmuyordu. Haklıydı. Üstüne çok gitmişlerdi. Kalbini kırmışlardı.

Sonunda benim odama gelmiştik. Jimin'i yatağa oturtturup su vermek için masanın oraya doğru ilerleyecektim ki Jimin kolumdan tutup engellemişti. Ona doğru döndüğüm zaman ise sarılmış omzumda ağlamaya başlamıştı. O böyle omzumda ağlıyorken ben sakin kalamazdım tabii ki. Benimde gözlerim dolmuştu ve öyle bir süre durup ağlamıştık. Ayrıldığımız zaman Jimin'in baya yorgun göründüğünü farketmiştim.

"Jimin hadi yat biraz dinlen. Çok üstüne geldiler bugün. Hem çok fazla ağladın. Dinlensen çok iyi olur."

"Yoongi sanırım saraydan gitmem herkes için daha iyi olacak. Hem ailende istemiyor işte beni. Daha fazla rahatsızlık vermeden gitmeliyim."

Cümleleri karşısında gözlerim kocaman açılmıştı ve şaşkın şaşkın suratına bakıyordum. Bu halime bakıp hafif bir tebessüm etmişti. Sanırım şu an çok komik görünüyordum.

"Jimin lütfen düşünme böyle. Gitmeni istemiyorum. Tekrar burada yalnız kalmak istemiyorum. Lütfen kal. İnan bir daha seni öyle ezmelerine izin vermem."

"Yoongi daha fazla benim yüzümden onlarla kavga etmeni istemiyorum. Bende seninle kalmak çok istiyorum ama ailen bana böyle bakarken kalamam."

Dolan gözlerimi daha fazla tutmamıştım ve gözümden bir damla yaş özgürlüğünü ilan etmişti. Bir tane daha ve bir tane daha....

Min krallığı / yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin