10.Bölüm

268 28 18
                                    


İyi okumalaarr

.........

Yazarın ağzından

İkisi de birbirinden uzakta birbirinden başka bir şey düşünmeden geçiriyorlardı zamanlarını. İkisi de bitik bir haldeydi. Yoongi bu üzüntüyle tek başına mücadele etmeye çalışıyordu. Jimin ise ona yardımcı olmaya çalışan arkadaşlarını her defasında reddediyordu.

Arkadaşları Jungkook ve Jin onun bu haline çok üzülüyordu ama ellerinden geleni yapsalarda yardımcı olamıyorlardı. Yine de pes etmeyip yapmaya devam ediyorlardı.

Yoongi'nin ailesi hâlâ onu umursamıyordu çünkü oğlullarının hastalıklı bir insan olduğunu düşünüyorlardı. Yoongi defalarca kez bunun bir hastalık olmadığını onlara anlatsada bir işe yaramıyordu. Tedavi olacaksın diye tutturmuştu işte ailesi.

Yoongi o geceden sonra onlarla çok az olan muhatapını tamamen kesmişti. Gelen misafirlere bile rol yapmayı bırakmışlardı. Ailesine çok kırgın ve kızgındı. Ne olurdu sanki öyle destekleselerdi birazcık sevselerdi? Diye geçirip duruyordu içinden. Ama Jimin'i düşünmekten bunu uzun uzun düşünmeye fırsat bulamamıştı.

Jimin ise 2 aydır olduğu gibi odasından çıkmıyor, sürekli ağlamaya devam ediyordu. Arkadaşlarının tekliflerini reddediyor odasında ağlamayı tercih ediyordu. Yoongi'yi aklından çıkartamıyordu. Dışarı çıktığı birkaç kez başkalarını Yoongi sanıp defalarca peşlerine takılmıştı. Arkadaşları onun için çok endişeleniyordu. Eski etrafına neşe saçan arkadaşlarından eser kalmamıştı. Sürekli ağlayan içine kapanıp depresif ruh halinde bir insana dönüşmüştü gözlerinin önünde.

Birbirinden uzak kalan ikili ise ne zaman birbirlerine bu kadar alıştıklarını bilmiyorlardı. Yoongi Jimin'e karşı bir şeyler hissettiğini biliyordu ama bunu kabullenmesi çok uzun sürmüştü. Çünkü ilk defa onu seven biri vardı çevresinde ve bu kişi ilk arkadaşıydı. Ona karşı bir şeyler hissetmek yanlış geliyordu çünkü Jimin'e masum bir arkadaşlık teklif etmişti sadece.

Jimin ise ona karşı olan hislerinin ne olduğunu anlayamıyordu. Bunlara bir isim veremiyordu. Öbür arkadaşlarıyla da güzel zaman geçiriyordu ama Yoongi ile geçirdiği vakit ona bambaşka hissettiriyordu. Ama o hep bunları düşünmeyi sonraya ertelemişti. Çünkü korkuyordu. Arkadaşına karşı bir şeyler hissediyor olmaktan korkuyordu. Sonuçta onlar kısa sürede çok yakın arkadaş olmuşlardı. Yakın arkadaşına bir şeyler hissetmek ne kadar doğruydu?

Jimin ondan hoşlandığını kendine bile itiraf edemezken arkadaşları bunun farkındaydı. Jimin'in hislerini ondan önce farketmişlerdi. Çünkü Jimin'i çok iyi tanıyorlardı.

Bir gün oturup arkadaşlarının hali hakkında düşünürken akıllarına bir fikir gelmişti. Yoongi'ye bir mektup yazmak. Ama nasıl vereceklerini bilmiyorlardı. Önce mektubu yazmaya karar vermişlerdi. Oturup beraber yazmaya başladılar.

"Sevgili Prens Yoongi

Biz Jeon Jungkook ve Kim Seokjin. Jimin'in arkadaşlarıyız. Jimin şu an çok kötü bir halde. Eminiz ki sizde öylesinizdir. Olayları biraz duymuştuk bizde. Biz elimizden geleni yaptık Jimin'e yardımcı olmak için ama ne yaparsak yapalım bize izin vermiyor. Ona yardım etmemize hep engel oluyor ve gün geçtikçe daha kötü bir hâl alıyor. Onu böyle görmek bizi çok üzüyor. Bir gün otururken yapabileceğimiz ne var diye düşünürken sizin yardım edebileceğinizi düşündük. En azından hiçbir şey yapmasanız bile iyi olduğunuzu belirten ufak bir mektup yollasanız Jimin'e çok iyi olur. Belki sizin iyi olduğunuza inanırsa kendini biraz toparlar. Sizde kendinizi üzmeyin lütfen. Biz 3 arkadaş hepimiz eşcinseliz ve sizi çok iyi anlıyoruz. Haddimizi aşmışsak affedin ama ailenizin sizin sevginizi hakettiğini düşünmüyoruz. Kendinizi üzmenize değmezler diye düşünüyoruz. Lütfen kendinize iyi bakın.

Min krallığı / yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin