30.BÖLÜM AYRAZ...

502 15 202
                                    

Ayşe Yüksel

Poyrazın son sürat kullandığı arabayla tanıdık olan yollardan geçiyorduk. İkimizden biri konuşma yanlısı olmadığı için arabayı sessizlik sarmıştı.  Şu durumda konuşmak ne kadar mantıklıydı ki zaten. Her neyse tahminen Poyrazın evine gidiyorduk. Umarım ailesi yoktu tartışacaksak bile ikimiz olmalıydık. Gerçi iki gün sonra mı aklına gelmişti tartışmak yada kendisini açıklamak bilmiyorum ama nedense iyi şeyler olmayacakmış gibime geliyordu. Yaklaşık on onbeş dakikalık bir süre içinde evine vardığımızda hiç beklemeden inmişti. Bende derin bir nefes alıp gelişimin aksine daha uslu olarak arabadan inip poyrazın arkasından ilerledim. Sanki birazdan öğreneceğim şeyler çok ağır olacakmış gibime geliyordu. Şimdiden omuzlarıma yükler binmiş gibiydi. Poyraz kapıyı açıp direk merdivenlerden yukarıya çıkmaya başladığında bana yandan kısa ama boş bakışlar attınca  nefesimi verip  sakin adımlarla takip etmeye başladım. Allahım lütfen buğünüm sakin geçsin Allahım lütfen buğünüm sakin geçsin.... Poyraz kendi odasını es geçip koridorun sonundaki kapıya doğru ilerlediğinde önünde durup başını bana doğru çevirmişti

"eğer.... Eğer burada gördüklerinden sonra benden uzaklaşırsan..... Bil istiyorum ayşe ben... Ben eskisi gibi olamam."

"ne... Ne demek istiyorsun?"

"sadece lütfen... Lütfen beni Bı.... Herneyse içeri gir önce"

Diyip cebindeki anahtarı çıkarıp kapıyı açmıştı. İçime dolan heyecanın haddi hesabı bile olmazdı. Ellerim titriyor bacaklarım uyuşuyor gibiydi.
Poyraz beklemeden içeri girip karanlık olan odayı aydınlattığında bende hemen arkasından içeriye girmiştim.

Vay anasını bee..... Vayy anasını be... Vayy... Amk be

Bu nasıl olabilirdi böyle. Ben...ben kesinlikle böyle birşey beklemiyordum. Daha doğrusu gerçekten grinin elli tonundaki gibi kırmızı odayla falan karşılaşmayı bekliyordum.. Açıkcası hayal kırıklığına uğramıştım.

"poyraz benimle dalğamı geçiyorsun? Bu oda farkındaysan boş!!!"

Poyraz gözlerini devirip yan taraftaki farklı bir düğmeye basmasıyla odanın tavan kısmından aşağıya doğru ipler ve onlara yapışık birsürü fotoğraf düşmüştü.

Korktuğum ve fazlasıyla da şaşırdığım  için geri geri yürümüş ve sırtımın poyrazın gögsüne gelmesini sağlamıştım. İstemsizce.

"buu.. Bunlar ne böyle?"

"bunlar sensin. Hepsi"

Şok olmuş bir halde fotoğraflara doğru adımlamaya başladığımda git gide şok olmaya devam etmiştim. Cidden de tüm fotoğraflardaki bendim ve sanırım bazı resimlerde fazla küçüktüm on iki yada on üç.
Ellerimi fotoğrafların arasında dolaştırıp

"sen nasıl.... Bunlar çok eski zamanının fotoğrafları... Bunlar nasıl sende olabilir?"

"Ayşe.... Güzelim biz seninle daha önceden tanışıyorduk"
Duyduklarımın karşısında şaşırarark

"nasıl.... Neden seni tanımıyorum ben o zaman?"

"çünkü sen bir kaza geçirdin... Amcanla birlikte"

"ben anlamıyorum... Lütfen tek seferde anlatırmısın.... Çünkü kafam çok karıştı. Neden seni hatırlamıyorum? Neden halam seni hatırlamadı? Ben neden amcamlaydım? Neden kimse bana kaza yaptığımı söylemedi? Lütfen hepsini anlat"

"gel seninle aşşağı inelim. Otur çünkü anlatacaklarım ağır gelebilir"

"istemiyorum burada anlat. Tüm hatıralarımızın içinde"

AŞKTAN DA ÖTE!!!! ( AYRAZ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin