6. BÖLÜM: YILDIZLAR GİBi

50 38 13
                                    

"İyi okumalar dilerim GECEMİN YILDIZLARI. Oylamayı ve düşüncelerinizi yorumlara bırakmayı unutmayın.."

____

            "Yıldızlarda ister gündüz unutulmamak."

"Bizde biliyoruz ki yaşadığımız o görünenlerde bir gün görünmez olur. Tıpkı gece görünen yıldızların, gündüz görünmemesi gibi..."

Üzerimdeki siyah eşofman takımı geceyi andıran bir gökyüzü gibi üzerime serilmişken, yüzüm bembeyaz, gecede parlayan tek yıldızı andırıyordu sanki; Bilgisayar karşısında hayatımın korku filmini izliyor olduğumu düşünmek beni mahvederken içimdeki, şüphe zincirleri, bir bir kırılıyor ve beni kötü duygulardan çekip alıyordu. Şu son zamandır yaşadığım hayatın bana ait olduğunu bilmek, ölümden sonra insanlara göz kırpmak gibi birşey olsada yaşanmıştı.

İzlediğim yarısı kesilmiş görüntünün sonunu görmek beni ayrı bir şoka sokarken bir yanım bunu rahatça kabulleniyordu.

Gördüğümüz o kişi Emir'di. Neden? Hangi amaçla oradaydı bilmiyorum ama içimdeki zincirler kırılmış beni hesap sormaya özgür bırakmıştı. Hafif büyüyen gözlerim gördüklerine inanamamış gibi duygularıma işaret yolluyordu. Sanki güvenim konuşuyorda gözlerim aracılığıyla o ekrandaki gözlere bakıp 'beni kırdın, sana olan güvenimi sarstın' diyordu.

İzlenilenler karşısında tepkisiz kalan kızlar, suskun bir şekilde ekrana bakıyordu. Sena bakışlarımı üzerinde hissettiği an, bir korkuyla irkilerek yerinden kalktı. Siyah küçük gözleriyle bana sert ve korkulu bir bakış atıp derin nefesler almaya başladı. Şoka girmiş bir hâl ile yanıma yaklaştı ve bilgisayarın kapanma tuşuna basıp bilgisayarı kapattı. Sena'nın ani refleksine anlam verememişken onun titreyen eli saçlarında dolaşıyordu. "Yeter bu saçmalık!" diye fısıldadı.

Aslı da ayağa kalkarak "Sakin ol bi. Bu ne böyle bir anda Sena" diye mırıldanırken bir yandan da onun yanına ilerliyordu. Ben tepki veremeyerek sakince "iyi misin Sena?" diye sordum. Sena hâlâ o bakışlarını bana devirmiş bakıyordu. Sıktığı dişleri arasından "iyiyim ya sıkıntı yok. Kötü oldum bi anda izlerken " dedi eli hâlâ titriyordu.

Benim aklımda farklı şeyler bir hız treni gibi geçerken ben birini seçmiş o vagona binmiştim. Sena'nın yapmış olduğu küçük refleksi doğal karşılayarak kendi içime kendi hissettiklerime dönmüştüm.

Bindiğim o fikir vagonu içindeki bilmeceleri göstererek beni harekete geçirdi. Büyük bir hızla bilgisayardaki flash belleği çekerek cebime koydum ve zarfı da elime alarak "Sakın peşimden gelmeyin. Emir"e gideceğim." dedim ve hızla arkamı dönerek adımlarımı yere düşürmeye başladım. Kızların arkamdan bahçeye kadar adım seslerini işitttiğimde, arkamı döndüm. İkisi de elinde çanta ve montu peşimdeydi. Sert ve tok bir sesle "Yalnız gideceğim!" diye fısıldadım. Onlar adımlarını durdururken ben bu sefer daha sert adımlarla ilerliyordum. Evimizin bir iki sokak ilerisine vardığımda taksi durağını gördüm ve bir taksiye yaklaşarak şoförüne el kol işareti yapıp "Bu araç müsait mi?"dedim. Hafif kar yağışına aldırış etmeden, adamın "Evet buyurun, müsait." demesiyle araca binip Emir'in evinin yolunu tuttum.

Ona ne diyecek, konuşmaya nereden başlayacaktım bilmiyorum ama içimdeki duyguların birleşmesiyle bir hesaplaşmaya gideceğim belliydi. Taksi şoforüne Emir"in evinin yolunu hatırladığım kadarıyla tarif etmeye çalışıyordum. Kar yağdığı için hatırladığım yolları bile çözemiyordum. Şoföre birkaç sokağı daha tarif ederek önüme döndüm.

Elim biraz üşüdüğü için cebime koydum. Evden öyle bir çıkmıştım ki montumu bile giymemiştim. Cebimdeki flash belleği fark ederek onu cebimden çıkardım ve bir elimde tutmuş olduğum zarfın içine koydum. Belleği koyarken zarfın içinde küçük katlanmış sarı kağıt gördüm. Kağıdı zarftan çıkarıp elime aldığımda üzerindeki yazı beni şaşırtmıştı. Üzerinde "YALNIZCA ELA'YA" yazısı bir el yazıyla özenli yazılmıştı. Açıp okumaya ürktüğüm için okumadan elimde kırıştırdım ve cebime koydum.

BÜYÜK OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin