*Oylamayı ve düşüncelerinizi yoruma yazmayı unutmayın GECEMİN YILDIZLARI..*
____
"Bir bilinenle bir bilinmeyeni bulmak, gökyüzünde kaybolan güneşi bulmak gibidir.
(...)
"İçimdeki yapboz parçaları bir bir dağılıp hiç toparlanamaz bir hale gelirken aklımdaki görüntüler tek tek silinip geriye simsiyah bir görüntü bırakırken, beynim de benimle alay eder gibi büyük oyunlar oynuyor adeta beni kışkırtıyor meydan okumaya çağırıyordu.
---
Sen bilir misin acı içinde kıvrandığımı? Sen duyar mısın içimdeki çığlıkları? Sen... Sen bilir misin ki beni?...
Duygularım her ne kadar parçalansa bile ben asla parçalanmayacak güçlü duracağım. Her neye maruz kalsam bile üstesinden gelip başaracağım. Asla hislerimin beni yanıltmasına izin vermeyeceğim. Beni tanımayanlara kendimi tanıtacağım.
İşte o an o sahne gözlerin bana çevrilmesi, ürkütüyordu beni. Karşımda duran gerçekler beni ele veriyordu. Gizlenemez saklanamaz haldeyim artık.
"Ela ne demek oluyor bu?"Babamın öfkeli bakışları üzerimde gezinirken dudaklarından çıkan kelime bu oldu.
İşte şimdi ne yapacaktım? Nasıl kurtulacaktım?
Gözlerimi bir Emir'in gözlerinde bir kızların gözlerinde buluştururken içimdeki o büyük korku titreyen bedenimden belli oluyordu.
Annem "Kızım sana diyoruz. Bir açıklama yapmayacak mısın bize. Ne barından bahsediyor bu adam ne kamera kayıtları bunlar kızım. Neyin içine düştün sen Ela?" Annemin sinirli halleri beni kendime getirirken titreyen dudaklarımla konuşmaya başladım.
"Lütfen kimse hiçbir şey sormasın. S-söz veriyorum zamanı gelince her şeyi anlatacağım. Ama bana zaman verin ve hiçbir şey sormayın. Aklımdaki şüpheleri sonuçlarıyla birleştirince size herşeyi bütün gerçeğiyle anlatacağım. Söz veriyorum."
Annem sözlerim karşısında kafayı yiyecek gibiyken babam yumruk yaptığı elini ağzına götürdü.
Adam bana görüntülerin olduğu zarfı uzatırken gözlerimi bir kez daha annem ve babamın üzerinde gezdirip titreyen elimle zarfı aldım. Zarfı alır almaz adam bahçeden çıkıp gidince o halde öylece kalakaldım.
Aslı elini omzuma değdirerek "iyi misin Ela? Biliyorum saçma soru oldu kusura bakma ya ne diyeceğimi bilemedim bi an." derken Ne yapacağımı bilmez bir halle sesimi kısarak ona karşılık verdim. "Hiçbir şey demeyin yaşadıklarımız yeterince diyeceğini dedi geriye ne kaldı ki?"
Annem gözü yaşlı kapıyı açmakla uğraşırken ben babama açılmayan gözlerle bakıyordum. Bakışlarımı üzerinde hisseden babam bana dönüp gözlerime uzun uzun bir bakış atarak annemin kapıyı açmasıyla hızla içeriye girdi. O an başımın dönmesiyle beni tutan Emir "gel şöyle içeri geçelim. Aslı sende bir su getirirsen iyi olur." diye mırıldanırken ben elimdeki zarfı sıkı sıkı tutuyordum.
İçeriye girdiğimizde annem ve babam odasına çıkmıştı. Biliyorum onları çok üzdüm ama böyle olmasını inanın ben de istemezdim.
Elimde zarfı tutan ben Emir'in desteğiyle ayakta kalabiliyordum. Biliyordum ki herşey çok saçma geliyor artık bana. Hiç inanamasamda bu saçmalığa alışmak zorundaydım.
Emir beni yavaşça koltuğa oturturken Sena "iyi misin?" diyordu.
Cevap verecek halde değildim ama yine de "iyiyim" dedim. Hep böyle söylüyoruz sonuçta öyle değil mi? İyi olmasak bile yüzümüze maskemizi takıp gülümsüyoruz ve biz iyiyiz diyoruz. İçimiz kan ağlarken kuklacılık oynuyoruz resmen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜK OYUN
Fiksi Umum"Burası BÜYÜK OYUNLARIN kördüğümü. Çözülmesi zor düğümlerin hayatı bağlaması kadar kolay bir evren."