Simsiyah bir gecede gözlerimi bilmediğim bir karanlıkta açtığımı hatırlıyorum.
En son bir barda sarhoştum şimdi ise hiç bilmediğim bir yerdeydim. Burası da neresi? Ne işim var benim burada? Kim getirmiş olabilir ki beni? Sorular kafamın içinde dolaşıyor beni iyice korkutuyordu.
Bir koltukta uzanmıştım galiba öyle hissediyorum. Tam yerimden kalkmaya çalışırken bir an başım döndü ve bir refleks ile yine koltuğa uzandım.Tekrar denedim ve bu sefer kalkmayı başardım. Karanlıktı birşey göremiyordum. İki adım attım, ayağım bir şeye çarptı, neydi anlayamadım. Karanlığa ışık lazımdı. Fakat nerede olduğumu bile bilmiyordum nereden bulacaktım ki ışığı? Telefonumda yanımda değil neredeydi bilmiyorum. Sonra elimi etrafa uzattım ve bir duvara çarptı. Bir ev içerisinde olabileceğimi düşündüm. Ve elimi duvara sürterek lamba düğmesi aramaya çalıştım.
Sonra ne garipti ki bir ses vardı çözemediğim. Sanki biri nefes alıp veriyordu. Kimsin? Diyemedim.
Elimin duvarda birşeye çarptığını hissettim ve lambanın düğmesini bulmuştum. Önce düşündüm "acaba lambayı açsam mı?" diye. Arkamda kim vardı? Kim nefes alıp veriyordu? Merak ediyordum. Ya çok korkarsam? Ya lambayı açınca beni fark edip öldürürse? Aklımda türlü türlü şeyler vardı. Bu düşünceler beynimden geçince iyice korkmaya ve titremeye başladım. Dayanamadım lambayı açtım. Ne olursa olsun artık! Etrafı pek aydınlatmayan lambanın ışığıyla bir evde olduğuma emin oldum. Arkamı dönmeye ürktüm "ne vardı?"bilmiyordum. Sonra yavaşça arkamı döndüm ki karşımdakiler karşısında şok oldum!
Elim titredi birden. Bunlar da kim? İki kız vardı karşımda, koltukta uzanmış uyuyorlardı. Nefes alıp veriş sesi onlardan geliyordu galiba. Ne yapıyordum ben burada? Bunlarda kim? İyice ürkmeye başladım .Gözlerim yere doğru kayınca yerdeki kan izleri dikkatimi çekti. Aman Allahım! Bu da ne? Korku dolu çığlık attım ve yere dizlerimin üstüne çöküp kan damlalarına dokundum. Gerçekten kan mı? diye. Ne yazık ki kandı. Çığlıklarla ağlamaya başladım. Kızlar da çığlığıma uyanmış şaşkınlıkla bir yerdeki kana bir bana bakıyordu. Onlarda çığlık atıp korktular. Bana "sen kimsin? Ne yaptın? Katil!" diye bağırışları benim bir anlık bayılmama sebep olmuştu.
Yine bir koltukta uzanıyordum. Kendime gelmeye çalışıyordum. Kendime gelince kızlar kaşları çatık bir ifadeyle yüzüme bakıyordu. Siyah saçlı kız bana "bizim burada ne işimiz var? Sen kimsin? Katil misin? Kimi öldürdün? Bizide mi öldüreceksin?... daha bitmeyen sorulara karşılık "yeter!" diye bağırdım. İkisi de bana baktı öfkeyle. Kendimi ifade etmek için söze başladım. "Ben hiçbir şey yapmadım, beni yanlış anladınız. Ben katil değilim. Sizin gibi bende uyanınca kendimi burada karanlığın içinde buldum ve kan izlerini görüp korktum, sonrasını da biliyorsunuz ki beni katil olmakla suçladınız!" diye kendimi ifade ettim.
Birbirleriyle bakıştılar sonra keskin bakışlarını yine gözlerime devirip adın ne? Kimsin? Niye buradayız? Sorularını sordular. Bende bu sorular karşısında sakin kalıp cevaplamaya başladım "Ben Ela. Neden burada olduğumuzu bilmiyorum ve geceye dair hiçbir şey hatırlamıyorum! Tek bildiğim şey en son sarhoştum" dedim. İkisinin yüzündeki korku o kadar büyüyordu ki, sanki benim onlara " rüyadayız korkmayın!" dememi bekliyorlardı. Bu durum beni de üzüyor korkutuyordu. Bir anda olsa aklımdan giden kan izleri, gözlerimin tekrar yere bakmasıyla içime kazınmıştı.
Neydi bu?
Kızlarla soruları bir kenara bırakıp olayı anlamaya çalıştık. Fakat ne bir düşünce ne bir görüntü gözümüzde canlanıyordu. Kan izlerini evin içinde takip etmeye başladık. Koridorun sonuna geldiğimizde, kan damlalarının sondaki odaya doğru izleri sürdürdüğünü fark ettik. Aynı anda üçümüz göz göze geldik. İkisinin yüzü korkudan beyazlamıştı kan geçmiyordu sanki damarlarından.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜK OYUN
Narrativa generale"Burası BÜYÜK OYUNLARIN kördüğümü. Çözülmesi zor düğümlerin hayatı bağlaması kadar kolay bir evren."