Duygu yüklü ve garip bir gecenin ardından gözlerimi güneşli bir güne açtığımda saatler öncesinin aksine yatakta tek başıma olduğumu görmek beni şaşırtmazken Ezekiel'in aşağıda kahvaltı hazırladığına adım kadar emindim.
Bu düşünce yüzümde küçük bir gülümsemeye neden olurken ayılmak adına gözlerimi ovuşturdum. Yatakta bir kaç dakika oyalandıktan sonra da ayağa kalkıp banyoya ilerledim. Bugün Nancy ve Alvaro ile görüşecektik ve bunun bilincinde olarak uyanmak bana diğer günlerin aksine farklı bir zindelik kazandırmıştı.
Ellerimi ve yüzümü yıkadıktan sonra iyice açılan zihnim ile odadan çıkıp merdivenleri pata küte inerken mutfaktan gelen sesler ile hiç düşünmeden oraya yöneldim. Ezekiel tamda tahmin ettiğim gibi mutfak tezgahında bir şeyler ile ilgilenip kahvaltı hazırlarken mutfağa girdiğimde gözlerini gözlerime çevirerek dikkatini bana verdi. Yüzünde nahoş bir gülümseme oluşurken
"Günaydın." dediğini duydum. Aynı gülümseme hiç beklemeden benim de yüzümde oluşurken bende aynı şekilde ona cevap verdim.
"Günaydın."
Gözlerim tezgahın üzerindeki mutfak malzemelerine dönerken yanına doğru ilerlemeye başladım. Her sabah erkenden kalkıp kahvaltı hazırlamaya üşenmiyor muydu acaba? Sol elimi havaya kaldırıp Ezekiel'e mutfak tezgahını işaret ederken
"Bunu yapmak zorunda değilsin, biliyorsun değil mi?" diye söyleme ihtiyacı duydum.
Bu sırada aramızdaki mesafe gitgide azalmış ve biz yine birbirimizin yanındaki yerini almıştık. Kalçamı tezga yaslayıp gözlerimi ona çevirdiğimde
"Tam olarak neyi?" demesi beni gülümsetirken tek kaşımın kavisli bir şekilde havalandığını hissettim.
"Cevabını bildiğin soruları sormayı çok seviyorsun değil mi?"
"Tahmin bile edemezsin."
Alay eder gibi keyifli bir şekilde söylediği bu cümle beni de hiç beklemediğim bir şekilde keyiflendirirken ağzımdan hafif bir kıkırtı kaçtı. O da, ben de güne keyifli bir başlangıç yaparken Ezekiel vakit kaybetmeden elindeki işe geri döndü. Bense cevabımı alamamanın verdiği gereksinim ile sorumu tekrar hatırlatmak adına
"Evet." dedim.
"Ne, evet?"
"Soruma cevap alamadım."
Kurduğum cümleler ile kurnaz bakışları bana döndüğünde etkileyici bir gülümseme ile
"Sorunuz neydi bayan, rica etsem tekrar edebilir misiniz?" diyerek beni sinir etmeyi başardı. Sahte bir kızgınlık ile uyarı mayetinde
"Ezekiel!" dediğimde gülerek geri çekildi ve
"Tamam,tamam daha fazla uzatmıyorum." deyip soruma düzgünce cevap vermeye başladı.
"Kendi yemeğimi kendim hazırlamayı seviyorum. Hem kafamı rahatlatıyor hem de ne istersem onu yiyorum."
"Yemeğini sen hazırlamasan da istediğin şeyi yiyebilirsin biliyorsun değil mi Ezekiel?"
Kafasını 'Ciddi misin,sen?' der gibi bana çevirdiğinde bakışlarının aksine bana düzgünce cevap vermeye başladı.
"Tam olarak öyle değil. Çok basit düşünüyorsun. Örneğin senin yaptığın yemekte kullandığın ölçü, başkasının kullandığı ölçü ile aynı değil. Herkes aynı yemeği yapabilir ama herkes lezzetli yapamaz değil mi?"
"Böyle düşününce mantıklı oluyor tabi."
Gülerek sarf ettiğim sözler keyifli bir kahvaltıyı da beraberinde getirirken gün boyunca bu keyfimizi hiç bitmemesini istedim. Son zamanlarda yaşanan şeylerden dolayı çok yıpranmıştık ve huzurlu bir gün geçirmek ikimizinde hakkıydı. Bugün Nancy ve Alvaro ile yan yana olacağımız gerçeği de bu keyifin altında yatan temel şeylerden biriydi. Kahkahalarla dolu bir kahvaltıdan sonra masayı toplama işini çalışanlara bırakırken bir an önce akşam olmasını istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENGESİZ GÜÇLER |KANATLAR VE KARARLAR SERİSİ-1|
FantasyDudakalarım her saniyede onunkilerde daha çok iz bırakırken kendimi o tehlikeli bir zehri olan kıskaçlarında kaybetmemek için zor tuttum. Sakinleşmesinin verdiği etki ile ondan ayrılacağım sırada ensemden tutup benim yaptığım gibi dudaklarımızı yeni...